Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/574 E. 2022/286 K. 07.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/574
KARAR NO: 2022/286
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/02/2019
NUMARASI: 2017/283 – 2019/175
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; 25/10/2016 tarihinde Avcılar santraline ait 2×3 HDPE güzergahının … adına davalı … tarafından yapılan atık su alt yapı kazı çalışmaları sırasında kırılmak ve kopartılmak suretiyle zarar verildiğini, hasar sebebiyle müvekkilinin 7.352,13 TL zarara uğradığını belirterek bu miktarın hasar tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; diğer davalı … A.Ş.’nin Avrupa 2. Bölge 2014 yılı 4. Kısım Müteferrik Atıksu, Yağmursuyu Kanalı ve Dere Islahı İnşaat İşi yüklenicisi olduğunu, bu iş kapsamında hasarın meydana geldiği adreste … A.Ş. tarafından çalışma yapıldığını, sözleşmede Yapım İşleri Genel Şartnamesi’nin 9- (10). Maddesinde “. İşyeri ve çevresindeki bölgede yeterli güvenlik önleminin alınmaması sebebiyle doğabilecek hasar ve zararın ödenmesinden yüklenici sorumludur….” Kanalizasyon İşleri Teknik Şartnamesi’nin 2.3.5.1 maddesinde Yüklenici; tüm yer altı tesislerinin ve kazılara yakın bina, duvar, direk vesaire gibi bilimum tesislerin emniyeti için bütün tedbirleri kendi sorumluluğu altında almak mecburiyetindedir.” Hükümlerinin yer aldığını, bu hükümler gereği dava konusu edilen tazminatdan ancak yüklenici firma … A.Ş.’nin sorumlu tutulabileceğini, dava konusu olayda müvekkili idarenin her hangi bir kasıt veya ihmali bulunmadığı gibi, zararlandırıcı eylemin idare tarafından meydana getirilmediğini, tazminata dayanak olarak gösterilen hasara ilişkin hasar tespit tutanağının yanlış hazırlanmış olduğunu bu raporun taraflarınca kabul edilemeyeceğini, Salt soyut iddia ve raporlara dayanılarak müvekkili idareden tazminat talebinde bulunulmasının hukuka aykırı ve kabul edilemez olduğunu, davacı tarafın faizin başlangıç tarihine ilişkin taleplerini de kabul etmediklerini, eğer yapılan yargılama sonucunda idareleri tazminata mahkum edilirse, ancak dava tarihi itibariyla yasal faize hükmedilebileceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … İnş. Vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davaya konu hasara ilişkin sorumluluğun müvekkili şirket üzerinde olmadığı gibi aksine hasardan dolayı sorumluluğun davacı yan üzerine olduğunu, davacı yanın baştan itibaren sorumluluğunu yerine getirmiş olsaydı söz konusu hasarın meydana gelmeyeceğini, davacı şirketin, iddia ettiği hasarın müvekkili şirkete ait olduğuna dair hiçbir yazılı belge ya da görüntü kaydı veya fotoğraf mahkemeye sunamadığınıı, hasarın nasıl oluştuğuna ya da sorumluğun müvekkili şirkete ait olduğunu kanıtlaması gereken davacı yanın olduğunu, hasar tespit tutanağı, hasar keşif tutarı formu, malzeme cins ve miktarını gösteren tablo ve 20.10.2016 tarihli faturayı kabul etmediklerini, zira delil olarak gösterilen bu belgelerin davacı yanın kendisi tarafından düzenlenmiş ve hesaplamalar da yine davacı yan tarafından yapıldığını, hasarın tespitini kendisi yapan ve zarar bedelini kendisi hesaplayan davacı yanın bu delillere dayanabilmesinin hukuki olamayacağını, müvekkili şirketin hiçbir eylem veya çalışması ile davaya konu hasarın oluşması arasında uygun illiyet bağı bulunmadığı gibi bahsi geçen meblağın fahiş olduğunu, hasarın meydana geldiği proje kapsamında müvekkili şirketin üçüncü şahıslar nezdinde doğabilecek her türlü hasarın … Sigorta Şirketi tarafından sigortalandığını, dava neticesinin ilgili sigorta şirketine rücu edilmesi söz konusu olacağından huzurdaki davanın … Sigortaya ihbar edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; her ne kadar davalı … husumet itirazında bulunmuş ise de diğer davalının faaliyet konusunun davalı …’ye ait çalışma olduğu, bu faaliyet sırasında davacıya ait şebekeye zarar verildiği, iş sahibi olarak doğan zarardan sorumlu olduğu, … ile … İnşaat arasında yapılan sözleşmenin taraflar arasında şahsi ilişki kurduğu, üçüncü kişilere karşı yöneltilemeyeceği, bu nedenle husumet itirazının yerinde olmadığı, netice itibariyle kazı çalışması sırasında şebeke hattına verilen zarardan iş sahibi ve faaliyeti bizzat yürüten şirketin birlikte sorumlu olduğu, alınan bilirkişi raporuna göre meydana gelen zararın 7.351,39-TL olduğu, davacının tutanak da tespit ettiği miktarın 7352,13-TL olduğu, bilirkişi tespitine göre zararın 7.351,39-TL olduğu, hasarın giderilmesi miktarı kadar haksız fiil nedeniyle zarar doğduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile 7.351,39-TL nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, hasar tarihinden itibaren tarafların sıfatı dikkate alınarak avans faizi uygulanmasına karar verilmiştir. Verilen karara karşı davalılar vekillerince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili kurumun diğer davalı ile anahtar teslimi sözleşme akdederek işi diğer davalıya yaptırdığını bu nedenle kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, temerrüt gerçekleşmediği için hasar tarihinden faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … İnş. A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; Davacının iddiasını usulüne uygun ispat edemediğini, zarara davacının kendi kusurunun yol açtığını, Mahkemece alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, beyanla Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava; haksız fiil iddiasına dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından davalılar arasında akdedilen sözleşme ile davalı …’nin görev ve sorumluluğunda bulunan bir kısım işlerin yapımının sözleşme ile diğer davalıya verildiği, yüklenicinin işi sözleşme ve mevzuata uygun icra edip etmediğinin idare tarafından denetlenmesi gerektiği anlaşılmıştır. Meydana gelen zarardan Davalı …’nin işin denetim sorumluluğu kapsamında ,diğer davalının hasar veren eylemi gerçekleştiren kişi olması kapsamında sorumluluklarının bulunduğu anlaşılmıştır. TBK m 61 uyarınca birden çok kişi aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır. Bu çerçevede davalıların zarardan müteselsil sorumlu oldukları anlaşılmıştır. Dosya kapsamından; davalı şirketler arasındaki sözleşme, hasarın meydana geldiği yerin sözleşme sınırları dahilinde ve kapsamında olması, alınan bilirkişi raporuna göre yapılan kazı mahiyeti ve zemindeki özelliklere göre davacıya atfı kabil kusurun bulunmaması, hasarın kazıyı yapan operatörün kusurundan kaynaklanmasının tespit edilmesi ve alınan bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun denetime elverişli mahiyeti nazara alındığında davalıların kusur ve zarar miktarına yönelik istinaf istemleri yerinde görülmemiştir. TBK M. 90 uyarınca İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur. Haksız fiile dayalı zararlarda borç haksız fiil tarihinde muaccel olur. Davalı … TTK m 16/1 uyarınca Diğer taraflar TTK hükümleri uyarınca tacir olup, davacı tacirin ticari faaliyetine konu zararına avans faizi uygulanmasında kanuna aykırı bir yön bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davalıların istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/02/2019 tarih, 2017/283 Esas – 2019/175 Karar sayılı kararına karşı davalılar vekillerince yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/1/b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu uyarınca davalı Binaş yönünden alınması gerekli 502,17-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 126,00TL harcın mahsubu ile kalan 376,17-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, Harçlar Kanunu uyarınca davalı … yönünden alınması gerekli 502,17-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 125,55-TL harcın mahsubu ile kalan 376,62-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4-Yasa yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, 5-HMK’nın 359. Maddesinin 4. fıkrası gereği karar kesin nitelikte olduğundan kararın taraflara tebliği işleminin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına, HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 362/1-a mad. gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 07/02/2022