Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/530 E. 2022/361 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/530
KARAR NO: 2022/361
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/11/2019
NUMARASI: 2017/857 Esas – 2019/1211 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıya borçlu olan üçüncü kişi … A.Ş. aleyhine davalının takip başlattığını, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla başlatılan bu takip dosyasında borçla ve borçlu şirketle hiçbir ilgisi bulunmayan müvekkili şirketin bazı menkullerinin 11/04/2013 tarihinde haksız yere haczedildiğini, işbu haksız hacze karşı İstanbul 11. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/222 Esas 2014/233 Karar sayılı dosyasında açtıkları istihkak davasının kabul edildiğini ve ilgili kararın Yargıtay tarafından onandığını, davalı tarafın müvekkili şirkete uyguladığı haksız haciz nedeniyle müvekkili şirketin maddi ve manevi zararlara uğradığını, müvekkili şirketin gayrimenkul alanında faaliyet gösterebilmek için SPK’dan lisans almak zorunda olup haksız haciz ve muhafaza işlemi nedeniyle ticari itibarının zedelendiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 3.200 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 13.200 TL tazminatın faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; icra dosyasında yapılan haciz için gidilen adresteki menkullerin borçluya ait olduğuna yönelik bir takım emareler görüldüğünden menkul mallara haciz işlemi başlatıldığını, borçlu şirket ile davacı şirket arasında fiili ve organik bağ bulunduğunu, yapılan haciz işleminin yasal koşullara uygun olarak sadece alacağın tahsiline yönelik olduğunu, alacağın tahsili için İcra İflas Kanunu prosedürüne uygun olarak haciz işleminin gerçekleştiğini savunarak haksız davanın reddini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince;”… Somut olayda, yapılan haciz ve muhafaza işlemlerinin hukuka aykırılığı ve bu işlemlere konu malların davacıya ait olduğu kesinleşmiş mahkeme kararı ile saptandığından ve iadeye yönelik işlemlerin sonuçsuz kalması nedeniyle davacının kişilik haklarının zarar gördüğü anlaşılmakla tarafların tacir olması teknik bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere davacının hacizli malları 2 yıl süre ile kullanamaması ve bu nedenle ek masraflar yapmak zorunda kalması hep birlikte düşünüldüğünde 3.200,00-TL maddi tazminatın dava tarihinden, 10.000,00-TL manevi tazminatın 11/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Davacının istihkak iddiasının yerinde olmadığını, haciz için gidilen adresteki menkullerin borçluya ait olduğuna yönelik bir çok emarenin mevcut olduğunu, borçlu şirket ile istihkak iddia eden şirket arasında fiili ve organik bağ bulunduğunu, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarından da görüleceği üzere haciz esnasında mahalde bulunan … isimli şahsın davacı şirketin şimdiki yetkilisi borçlu şirketin ise eski ortağı olduğunu, borçlu şirket ile davacı şirketin iştigal ve iş konularının oldukça benzer olduğunu, aynı zamanda haciz mahallinde istihkak iddiasında bulunan davacı şirketin yönetim kurulu üyesi …in müvekkili şirkete borçlu olan firmanın eski çalışanı olduğunu, manevi tazminat yönünden ise müvekkilinin ağır kusurunun bulunmadığını beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava; haksız hacze dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 2004 sayılı İİK’nın 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz koyduran alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından olup, manevi tazminat yönünden 818 sayılı BK’nın 49. maddesindeki (6098 sayılı TBK’nın 58.maddesi) koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır. Bu itibarla, alacaklının kötüniyetli veya iyiniyetli olup olmadığı da sonuca etkili olup, ağır olmasa da kusurlu olması gerekmektedir. (Bkz. Prof. B. Kuru, İcra ve İflas Hukuku, Ankara, 1993, Cilt 3, Sh.2583 v.d). (Emsal Yargıtay 4. HD nin 24.10.2018 gün ve 2016/9599 E – 2018/6494 K. Sayılı ilamı) Dosyada mevcut delil durumuna göre İstanbul 11. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/322 e. 2014/233 k. Sayılı dosyasında davacının istihkak iddiasının kabul edilerek kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiş olduğu ve bu suretle davaya konu haczin haksız haciz niteliğinde olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin bu yöne değinen istinaf istemi yerinde değildir. Manevi tazminat yönünden yapılan istinaf istemine gelince; Her ne kadar davacı haksız işlemden dolayı manevi tazminat talep etmişse de dosyada mevcut bilgi ve belgelerden davacı şirket ile takip borçlusu şirketin iştigal alanlarının benzerlik göstermesi,haciz esnasında hazır bulunan …’ın davacı şirketin yetkilisi, takip borçlusu şirketin eski ortağı olması hususları birlikte göz önünde bulundurulduğunda; davalının takipte veya haciz işleminde kötü niyetli ve ağır kusurlu olmadığı anlaşılmakla manevi tazminat talebi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK 353/1-b/2 hükmü gereğince kaldırılmasına, davacının manevi tazminat talebinin reddine, 3.200,00-TL maddi tazminatın 11/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilerek yeniden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2017/857 Esas – 2019/1211 Karar sayılı mahkeme kararının HMK’nın 353/1-b/2.maddesi gereğince yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, yeniden hüküm oluşturularak; 1-Davacının manevi tazminat isteminin REDDİNE, 2-Davacının maddi tazminat isteminin KABULÜ ile 3.200,00 TL’nin 11/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 218,59-TL karar ve ilam harcının peşin alınan 225,43-TL harçtan mahsubu ile bakiye 3,16-TL harcın talep halinde davacıya iadesine, 4-Davacı tarafından yatırılan 218,59-TL peşin harç ile 700,00-TL posta, tebligat, müzekkere ve bilirkişi ücretlerinden oluşan toplam 918,59-TL yargılama masrafının davanın kabul edilen kısmı üzerinden hesaplanan 222,68-TL sinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Davalı tarafından yapılan 666,10-TL yargılama giderinin davanın reddedilen kısmı üzerinden hesaplanan 504,62-TL’ nin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine, 6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden AAÜT uyarınca 3.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilerek davacı tarafa verilmesine, 7-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden red edilen manevi tazminat miktarı üzerinden AAÜT uyarınca maktu 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalı tarafa verilmesine, 8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine, B- İstinaf incelemesi bakımından ;1-Davalı tarafından peşin yatırılan 225,45-TL istinaf karar ve ilam harcının, istem halinde kendisine iadesine, 2-Dosya üzerinden inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 3-İstinaf aşamasında istinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafça yapılan giderlerin takdiren üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, 5-HMK’nın 359. Maddesinin 4. fıkrası gereği kararın taraflara tebliği işlemi ile 302. maddesinin 5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.09/02/2022