Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/426 E. 2020/309 K. 05.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/426
KARAR NO : 2020/309
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/12/2019 tarihli ara kararı
NUMARASI : 2019/640
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/03/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; www….com uzantılı internet sitesinde 27.11.2018 tarihinde https://www…. URL adresine kayıtlı “Depoyu kilitle kenara çekil dediler ‘…’e kurmaca haber suçlaması! (Medyaradar/Özel)” başlıklı yalan bir haber yayınlandığını, bu haber ile müvekkilinin kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu belirterek, söz konusu haberin halen internet sitesinde aktif şekilde yayınlanıyor olması ve müvekkili hakkında gerçek dışı olmakla haksız ve küçük düşürücü bir algı oluşturması nedeniyle yayınının tedbiren durdurulmasına, 10.000,00 TL manevi tazminatın yayın tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, dava konusu haberin hukuka aykırılığının tespiti ile masrafı davalıdan alınmak suretiyle kararın tirajı en yüksek iki gazetede yayınlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesince 04/12/2019 tarihli ara karar ile; Dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna göre, HMK 389 ve devamı maddeleri gereği talep yargılamayı gerektirdiğinden yerinde görülmeyen ihtiyati tedbir talebinin reddine ” karar verilmiştir.Ara karar davacı vekiline 12/12/2019 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı vekilince sunulan 10.12.2019 tarihli dilekçeyle istinaf başvurusunda bulunulmuş, gerekli istinaf harçları yatırılmıştır. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; tedbir taleplerinin reddi kararının gerekçesiz olduğunu, bu haberle müvekkilinin açıkça hedef haline getirdiğini, görünen gerçekler çerçevesinde, kamu görevlileri eşliğinde yapılan hukuka uygun bir haberin, sanki hukuka aykırı yollarla oluşturulmuş gibi davalı tarafından yansıtılmasının, müvekkili şirketin ticari itibarını zedelediğini, söz konusu haberin halen davalının yayın hakkı sahibi olduğu internet sitesinde aktif bir şekilde yayınlandığını ve müvekkilinin itibarını sarsmaya devam ettiğini, müvekkilinin kişilik haklarına yapılan saldırı devam ettiğinden mahkemece ihtiyati tedbir kararı verilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesinin 04/12/2019 tarihli ” ihtiyati tedbir talebinin reddi” yönünde verdiği ara kararın kaldırılarak, talepleri gibi tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, kişilik haklarına saldırı iddiasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, www…..com uzantılı internet sitesinde 27.11.2018 tarihinde https://www…. URL adresine kayıtlı “Depoyu kilitle kenara çekil dediler ‘…’e kurmaca haber suçlaması! (Medyaradar/Özel)” başlıklı haberin müvekkili şirketin kişilik haklarına saldırı oluşturduğu iddiası ile; söz konusu yayının tedbiren durdurulmasına ve manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, bu ara karara karşı davacı tarafça istinaf talebinde bulunulmuştur. 6100 sayılıHukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389. maddesi, “(1) Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. (2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Kanun metninden de anlaşılacağı üzere; mevcut durumun değişmesi halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması veya hakkın elde edilmesinin tamamen imkansız hale gelmesi veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi söz konusu olan hallerde ihtiyati tedbir kararı verilmesi mümkündür. Somut uyuşmazlıkta; dava konusu yayın içeriğinde kullanılan ifadeler nedeniyle davacının ciddi bir zarar tehlikesi altında olduğuna yönelik iddia ile kullanılan söz ve ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı teşkil edip etmediğinin, ancak yargılama neticesinde varılacak sonuca göre değerlendirilebileceği, dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve asıl davadaki talep dikkate alındığında, mevcut durumun değişmesi halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması veya hakkın elde edilmesinin tamamen imkansız hale gelmesi mümkün olmayıp, ihtiyati tedbir koşullarının oluşmadığı, ayrıca uyuşmazlığın esasını çözecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmeyeceği, dolayısıyla talebin reddine dair ilk derece mahkemesi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gibi gerekçenin de yeterli olduğu anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/640 Esas sayılı dosyası kapsamında verilen 04/12/2019 tarihli ara karar, usul ve yasaya uygun olduğundan davacının istinaf başvurusunun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 44,40 TL harcın mahsubu ile 10,00 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, HMK’nın 302.maddesinin 5.fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
3-Davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından ayrıca yatırılan istinaf gider avansı bulunmadığından, iade konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nın 359.maddesinin 3. fıkrası gereği kararın taraflara tebliği işleminin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-f. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 05/03/2020