Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/419 E. 2022/203 K. 28.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/419
KARAR NO: 2022/203
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/09/2019
NUMARASI: 2017/637 Esas – 2019/551 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/01/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; www…com uzantılı internet sitesinde 05.05.2017,29.05.2017 ve 31.05.2017 tarihlerinde müvekkil …’ın tüzel kişiliği aleyhine ifadeler içeren haberler yayımlandığının tespit edildiğini, haberlerin müvekkilin kişilik haklarına, sermaye piyasalarındaki itibarına, ekonomik şöhretine ve yatırımcılarca tüzel kişiliğine duyulan güvene saldırı kastını barındırdığını; … isimli medya kuruluşunun 05.05.2017 tarihinde (anılan) internet sitesinde büyük puntolarla ve koyu harflerle “…” haberiyle … isminin müşteri hesaplarının boşaltılmasıyla gündeme geldiğini, “…” …” içerikli haberin yayımlandığını; haber konusu yapılan olayın aslı itibarıyla, müvekkil …’ın Bursa Şubesi’nde 22.01.2013 tarihinde Teftiş Kurulu’nca gerçekleştirilen rutin denetimler esnasında, çalışan … isimli kişinin bazı müşterilerin bilgisi ve talimatı olmaksızın işlemler yaptığını, bu nedenle 14 adet müşterinin zarara uğradığının tespit edildiğini; 14 müşterinin uğradığı zararın, … tarafından derhal karşılandığını ve … tarafından Bursa Acentesi ‘nde usulsüz işlemler yapan … isimli şahıs aleyhine Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde suç duyurusunda da bulunulduğunu; bunlara ilaveten 05.05.2017 “…” başlıklı, 29.05.2017 tarihinde “…” başlıklı, ardından aynı tarihte “…” başlıklı, 31.05.2017 tarihinde “…” başlıklı haberlerde özetle; müvekkilin internet sitesinde kasıtlı olarak üçüncü kişileri kandırmak gayesi ile yanıltıcı bilgiler verdiğini anlamına gelen yönde ifadeler kullanılarak, müvekkil şirketin kişilik haklarına saldırı ve piyasadaki saygınlığına zarar vermek amacının güdüldüğünü davalının, müvekkil …’ın ekonomik saygınlığı, ticari itibarı, piyasadaki güvenirliği aleyhine yaptığı haberlerle müvekkile organize ve planlı olarak saldırıda bulunduğunu; ilgili sulh ceza hakimlikleri tarafından haberlere erişimin engellenmesine karar verildiğini; ancak, her ne kadar erişimin engellenmesi kararı ile kişilik haklarına yapılan saldırı dava tarihi itibarıyla sona erdirilmişse de haberlerin etkilerinin devam ettiğini; zira, flnans sektörünün güven esasının temel alındığı bir alan olduğundan, bu tür güven zedeleyici haberlerin etkisinin fınans ve sermaye piyasası sektöründe çalışan kişiler ve faaliyet gösteren kurumlar nezdinde diğer sektörlere göre daha çabuk ve etkili şekilde yankı bulduğunu, bahse konu haberler ile müvekkili …’ın kişilik haklarına yapılan saldırıların öncelikle kınanmasını, yayınlanan haberler ile oluşan hukuka aykırılığın tespiti ile birlikte saldırıyı kınayan kararın da yayınlanan haberler ile aynı sayfada aynı puntolarla yayınlanmak üzere ilgili internet ortamına gönderilmesini ve davalı aleyhine sembolik olarak 20.000TL tutarında manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde ; dava konusu haberlerin …’in yayın politikası kapsamında olup, halka açık bir piyasa ile ilgili faaliyet yürüten davacı şirket ile ilgili haberler kamusal nitelikte olduğundan kamu yararını korumak doğrultusunda meşru bir amaçla yapıldığını, evrensel hukukun benimsediği “Halkın Haber Alma Hak ve Özgürlüğü, Basın Özgürlüğü, Düşünce ve İfade özgürlüğü” kapsamında aynı zamanda kamu yararının korunmasına hizmet edildiğini; davacının itibarını düşürmek amacıyla saldırıda bulunduğu iddia edilmiş olup, bu iddiaların doğru olmadığını ve ispat edilmemiş olduğunu; öncelikle, davacıya SPK tarafından müşteri hesaplarının boşaltılması nedeniyle ağır para cezaları verildiğini (2014/30 nolu SPK Bülteni); …’ün halka arzını … yapmış olup, hissenin halka açıldıktan sonra çok sert fiyat hareketlerine sahne olduğunu ve SPK’nın da çok sayıda kişi hakkında suç duyurusunda bulunduğunu (2016/21 nolu SPK Bülteni); davacının isminin … hisselerinde yaşanan usulsüzlükler nedeniyle de gündeme geldiğini (2009/39 nolu SPK Bülteni); 5 Mayıs tarihli “…” başlıklı haberin konusunun davacı şirket olmadığını görevden alınan genel müdür olduğunu, davacı şirketin 9 Mayıs 2017 tarihinde KAP’ta yaptığı açıklama ile …in haberini doğruladığını; davacının Bursa Acentesinde hesabı bulunan müşterilerin zararına işlemler gerçekleştirmesine sebebiyet verdiğini suçun davacının bünyesinde işlendiğini, müşteri hesaplarının boşaltılmasına yol açacak bir güvenlik zafiyet ve başarısızlığını göstermekte olduğunu, davacının en azından adam çalıştıranın sorumluluğu gereğinin ilgililere karşı sorumlu olduğu gerekçesiyle ödediği tazminatları da bu nedenle ödemek durumunda kaldığını, …’in gönderdiği cevap metni aynen haberin altında yayınlanarak objektif ve tarafsız davranmaya gayret edildiğini; haberlerin hukuka uygunluğunun delillerle gösterildiğini bu nedenlerle davacının tüm taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “… manevi tazminat isteminin dayandırıldığı davalının yaptığı davacı şirketin iç kontrol ve yönetim yapısındaki olumsuzluklara ilişkin haberlerin mahkememizce alınan bilirkişi raporunda da tespit edildiği gibi gerçek dışı olarak değerlendirilemeyeceği, davalı şirket tarafından davacı şirketin itibarının düşürülmesinin hedeflendiğinden söz edilemeyeceği, davacı şirket aleyhine bir ifadenin yer almadığı; halka arzlara yönelik yapılan haberlerde ise davalı şirket aleyhine olumsuz bir etki doğuracak bir vurgu bulunmadığı, haber içeriğindeki sıkıntılı halka arzlardaki liderlik ile ilgili kısmın kaynağının davacı şirketin internet sitesi olduğu, yine davacı şirketin itibarının düşürülmesinin hedeflendiğinden söz edilemeyeceği; bu bağlamda dava konusu edilen haberlerde hukuka aykırılık unsurunun gerçekleşmediği kanaatine varılarak davacının manevi tazminat davasının reddine …” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, işbu davada manevi tazminatın koşullarının oluştuğunu,hükme esas alınan bilirkişi raporunun hatalı olduğunu beyanla Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; basın yoluyla kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, davaya konu olayda davacının kişilik haklarına saldırı olarak kabul edilebilecek bir eylemin dolayısıyla ortada kanunun aradığı niteliklere uygun haksız bir fiilin mevcut olmamasına, Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesindeki manevi tazminatın yasal koşullarının bulunmamasına, İlk Derece Mahkemesince yaptırılan inceleme sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun dosya kapsamındaki diğer delillerle örtüşmesine, denetime elverişli olmasına ve hükme esas alınmasında bir usulsüzlük görülmemesine göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2017/637 Esas – 2019/551 Karar sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/1/b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile kalan 26,30-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,4-Yasa yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,5-Kararın taraflara tebliği işleminin Dairemiz tarafından yapılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m. 361 gereğince, tebliğden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 28/01/2022