Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/40 E. 2021/2645 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/40
KARAR NO: 2021/2645
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/03/2019
NUMARASI: 2015/946 – 2019/265
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı, 20.02.2015 günü Eyüp İlçesi … Mah. … Sokak No:… adresinde Alıbeyköy santralına ait muhtelif tip ebattaki kablolar, davalı … adına davalı … Ltd. Şti. (tarafından yapılan çalışmalar esnasında hasara uğratıldığını, hasar nedeniyle müvekkil şirket çalışanı … ve … tarafından hasar tespit tutanağı düzenlendiğini, olaya ilişkin hasar keşif tutan formu, erişim şebekeleri rev. talep ve bildirim formu, malzemeler listesi, günlük şantiye defteri, fatura dilekçesi dava dosyasına sunulduğunu, hasar sebebiyle davacı kuruluşun 6.303,88-TL zarara uğradığını, rızaen ödenmeyen alacaklarının hüküm altına alınmasını teminen dava açmak mecburiyeti hasıl olduğunu, davalı … vekilinin dava konusu yerde, müvekkili idare elemanlarınca herhangi bir çalışma yapılmadığını, bu nedenle husumet yöneltilemeyeceği yönündeki iddiaları gerçeklikten uzak olduğunu, hiçbir somut delile dayanmadığını, davalı vekilin, davacının dosyaya ibraz ettiği belgelerin şirket çalışanları tarafından tutulduğunu, davayı ispata yeterli belgeler olmadığını, zarar tutarının fahiş olduğunu iddia ettiğini, davaya konu hasarın meydana gelmesinin hemen ardından, hasar tespit tutanağını tanzim eden, tutanakta ismi geçen tanıkları tarafından, hasar mahalline gidildiğini, mahalde hasarın kimin tarafmdan yapıldığı, hasarın boyutu ile kopan şirket kablolarının cins ve ebatı tutanak altına alındığını, davalılar arasındaki sözleşmede iş sahibine, yükleniciye emir ve talimat verme, yapılan işi kontrol ve denetleme yetkisinin tanındığını, davalı … diğer davalı ile birlikte müştereken ve müteselsilen verilen zarardan sorumlu olduğunu, hasar tarihinden itibaren ticari faizle ödenmesi gerektiğini, davanın kabulünü, vekalet ücreti, mahkeme masraflarının davalılardan müştereken ve müteselsilin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın, davalı …’ın yaptığı çalışmalar nedeniyle kablolarının zarara uğratıldığını, zararlarının tazmininin talep edildiğini, davacı tarafın uğradığı zarar ile müvekkil şirketin bir ilgisi bulunmadığını, davacının delil diye ibraz ettiği belgelerin tamamı, bizatihi davacının çalışanları tarafından tanzim edilen belgeler olduğunu, bu belgeler, davacının iddiasının ispatı için yeterli olmadığını, davacının iddia ettiği zarar tutarının da fahiş olduğunu, davanın reddini, davacı tarafin yargılama gideri ile karşı vekalet ücretine mahkum edilmesine, karar veilmesi arz ve talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; Davalı, dava konusu yerde, müvekkili idare elamanlarınca herhangi bir çalışma yapılmadığını, dava konusu hasarla alakası bulunmayan … Genel Müdürlüğüne husumet düşmeyeceğini, açılan davada, …nin dava konusu zararı ödemekle yükümlü tutulabilmesi için zararın varlığı yeterli olmayıp, bu zararın idareye atfı kabil ve isnadının mümkün olması, zararla idari eylem veya işlem arasında illiyet bağının (neden-sonuç ilişkisinin) bulunması şartlarının bir arada gerçekleşmesi zorunlu olduğunu, zararın idari eylem veya işlemden değil de zarar görenin veya bir başkasının eyleminden doğması halinde, zararla idari eylem arasındaki illiyet bağı kesileceği, zararın idari eyleme ve idare tüzel kişiliğine bağlanması imkanının ortadan kalkacağını, binanın rabıt bağlantısı idare elamanlarınca 16/02/2015 tarihinde yenilendiğini, hasar tarihi olan 20/02/2015 tarihinde ise herhangi bir kazı çalışması yapılmadığını, dava konusu olayın incelenmesi sırasında davacının karşılıklı kusur durumunun da araştırılması gerektiğini, davacıya ait altyapı tesislerinin, projesine ve yapı tekniğine uygun bir biçimde döşenip düşenmediği araştırılarak, gerekirse projelerinin de getirtilerek yerinde kazı yapılmak suretiyle incelenmesi gerektiğini, bu husus açıklığa kavuştuktan sonra hakkaniyete uygun bir sonuca varabilmek mümkün olacağını, davada talep edilen hasar bedeli fahiş olduğunu, hasara ilişkin bedelin tarafsız bilirkişiler tarafından yeniden tespit edilmesi gerektiğini, dava konusu olayın, idarenin eylem ve işlemlerinden oluşmadığını, idare bakımından kusur-zarar-illiyet bağı şartlarının bir arada bulunmadığı dikkate alınarak usul ve esas bakımından hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesi arz ve talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; Dosya kapsamından davacı kuruma ait kabloların davalı … adına … inşaat tarafından yapılan kazı çalışmalar sırasında hasar uğradığı, tanık beyanlarının bu hususu doğruladığı, gerçekleşen zarar ile uygun illiyet ve kusur durmunun mevcut olduğu, haksız fiil şartlarının oluştuğu, yukarıda açıklanan nedenlerle davalıların bu zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, olay nedeniyle oluşan zarar miktarının bilirkişi raporu belirlendiği, raporun denetime elverişli ve yeterli olduğu anlaşılmıştır. Tüm bu açıklanan nedenler ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın kabulüne, 6.303,88 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, dava tarihinden itibaren avans faiz oranı uygulanmasına karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekili ile davalı … Genel Müdürlüğü vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; yerel mahkemenin vermiş olduğu kararın faiz bakımından hatalı olup faiz başlangıç tarihi, davanın açılış tarihi değil, haksız fiilin gerçekleştiği tarih olması gerektiğini iddia ederek kararın düzeltilerek onanmasını talep etmiştir. Davalı … Genel Müdürlüğü vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili kurumun diğer davalı ile anahtar teslimi sözleşme akdederek işi diğer davalıya yaptırdığını bu nedenle kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, kusur ve zararın belirlenmesi için keşif yapılmadan eksik inceleme ile karar verildiğini, davacı kurum kendi işçileri ile hasarı giderdiği için işçilik ve araç giderlerinin zarardan indirilmesi gerektiğini, temerrüt gerçekleşmediği için hasar tarihinden faize hükmedilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin kamu kurumu olması nedeni ile avans faizine hükmedilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava; haksız eylemden kaynaklanan maddi tazminat davasıdır. Davalılar arasında düzenlenen sözleşme uyarınca davalı … kendi görev kapsamı içinde kalan işi diğer davalıya ihale etmiş olup işin sözleşme ve mevzuata uygun yapılıp yapılmadığının denetim, hakkı, yetkisi ve sorumluluğu iş sahibi olan …’dedir. Meydana gelen zarardan davalı …’nin işin denetim sorumluluğu kapsamında, diğer davalının hasar veren eylemi gerçekleştiren kişi olması kapsamında sorumluluklarının bulunduğu anlaşılmıştır. TBK 61. maddesi uyarınca birden çok kişi aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır. Bu çerçevede davalıların zarardan müteselsil sorumlu oldukları anlaşılmıştır. Dosya kapsamından; dava konusu yerde davalı …’nin diğer davalıya sözleşme kapsamında Atık su ve içme suyu hatlarında yapım, bakım ve onarım işi yaptırdığı, bilirkişi raporunda davacıya ait yer altından geçen kablolara davalılar tarafından yapılan kazı çalışması sırasında zarar verildiği, zararın dava dışı şirkete yaptırıldığı tespit edilmiştir. Bu konuda tutanak tutulduğu ve tanık beyanının mevcut olduğu, yer altından geçen kabloların zarar görmemesi için dosya kapsamına göre davacıya atfı kabil kusur bulunmadığı anlaşılmıştır. Dava dilekçesinde faiz, haksız fiil tarihinden talep edildiğinden İDM’ce dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi doğru değildir. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf istemi yerindedir. Davalı … TTK m 16/1 uyarınca tacir olup, davacı tacirin ticari faaliyetine konu zararına avans faizi uygulanmasında kanuna aykırı bir yön bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince reddine, davacı vekilinin istinaf talebinin ise HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının faiz tarihi yönünden kaldırılarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b.1 maddesi esastan REDDİNE, B-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/03/2019 tarih 2015/946 Esas – 2019/265 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b/2.maddesi gereğince yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, yeniden hüküm oluşturularak; 1-Davanın KABULÜNE, 6.303,88 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, olay tarihi olan 20/02/2015 tarihinden itibaren avans faiz oranı uygulanmasına, 2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 430,62 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 107,66 TL peşin olmak üzere toplam 107,66 TL’nin mahsubu ile bakiye 322,96 TL nispi karar ve ilam harcının davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-Davacı tarafından yatırılan 107,66 TL harcın davalılardan müteselsilen tahsili davacıya verilmesine, 4-Davacı tarafından yapılan 1.493,00 TL yargılama giderlerinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, 5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan nispi vekalet ücretinin tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretin altında kalması nedeniyle AAÜT m.13/1 gereğince 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 7-Taraflarca yatırılan gider avansından bakiye kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, C- İstinaf incelemesi bakımından; 1-Davacı tarafından peşin yatırılan 44,40-TL istinaf karar ve ilam harcının, istem halinde kendisine iadesine, Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 430,62-TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 107,65-TL harcın mahsubu ile kalan 322,97-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 2-Dosya üzerinden inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 3-İstinaf aşamasında istinaf yasa yoluna başvuran taraflarca yapılan giderlerin takdiren üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, 5-HMK’nın 359. Maddesinin 4. fıkrası gereği kararın taraflara tebliği işlemi ile 302. maddesinin 5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/12/2021