Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/36 E. 2021/2647 K. 07.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/36
KARAR NO: 2021/2647
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/09/2019
NUMARASI: 2018/623 – 2019/909
DAVANIN KONUSU: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalılardan …’ın hiçbir delil göstermeden diğer davalı şirketin keşidecisi olduğu …alk Bankası Avcılar Şubesinin … no.lu hesabına ait … seri numaralı 30.11.2017 tarihli 150.000,00 TL bedelli çekin zayi olması nedeniyle iptali, kötüniyetli kişilerin eline geçmesi ve bankalardan tahsil edilmesi tehlikesi nedeniyle ödeme yasağı konulması istemiyle Bakırköy5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1079 E. sayılı dosyası üzerinden dava açtığını, bunun üzerine, 25.12.2017 tarihli müdahale dilekçeleri ile çek üzerinde hak sahibi olduklarını mahkeme dosyasına bildirdiklerini, çekin müvekkili şirket lehine tanzim edildiğini, yargılama devam ederken davalı tarafça feragat beyanında bulunulduğunu bunun üzerine Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1079 E, 2018/300 K sayılı kararıyla “Feragat nedeniyle davanın reddine, Dosyaya yatırılan teminatın müdahil … Ltd. Şti’nin davacı hakkında maddi manevi tazminat davası açması ve bu yolda dosyamızdaki yatırılan teminat üzerine ihtiyati haciz kararı çıkarılması için kesinleşmeden itibaren bir aylık süre verilmesine” şeklinde karar verildiğini, taraflarına tanınan bir aylık süre içerisinde iş bu davayı açtıklarını, müvekkili ile davalı … Ltd. Şti. arasında 2016-2017 yılları arasında ticari ilişki mevcut olduğunu, iptali istenilen çekin cari hesap borcuna karşılık verilen çeklerden biri olduğunun cari hesap ekstresinde göründüğünü, mahkemece tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yaptırılacak olan bilirkişi incelemesi ile de anlaşılacağını, müvekkilinin çekin lehtarı olup çekin müvekkiline keşideci tarafından teslim edildiğini, arada başka ciranta bulunmadığını, müvekkilinin çeki borçlu olduğu … A.Ş.’ne ciro etmiş olduğunu, ismi geçen şirket tarafından çek bankaya ibraz edildiğinde “ödeme yasağı” bulunması sebebiyle kendisine ödeme yapılmadığından, çekin müvekkili şirkete iade edildiğini, müvekkili şirketin bu şirkete olan borcunu kendi kaynaklarından ödemek zorunda kaldığını, davalı tarafından çekin rızası hilafına elinden çıktığı şeklinde gerçek dışı bir iddiayla ödeme yasağı konulmuş olmasının müvekkili şirketi çeki cirolayıp verdiği dava dışı … A.Ş’ne karşı zor durumda bırakmış olduğunu, “çalıntı çek” cirolayan kişi konumuna düşürmüş olduğunu ve ticari itibarını zedelediğini, öncelikle lehlerine hükmedilecek olası tazminat alacaklarının tahsilinin temini açısından Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1079 E. sayılı dosyasına davalı tarafından yatırılan teminat üzerine ihtiyati haciz konulmasını, davanın kabulü ile müvekkilinin uğradığı manevi zararlarına karşılık olarak 50.000,00-TL’nin, maddi zararlarına karşılık fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.940.-TL’nin davalılardan dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı müvekkilinin dava konusu çek ile ilgili kararın alındığını öğrendiği tarihte, davacının zarara uğramaması için 11/01/2018 tarihli, 150.000,00 TL bedelli çeki yeni bir çek keşide ederek davacıya verdiğini ve çekin ödendiğini, davacının delil olarak sunduğu ticaret sicil gazetesinde ismi geçen …’ın hiçbir zaman şirket ortağı olmadığını, müvekkilinin sigortalı çalışanı olduğunu, diğer davalı … ile soyadı benzerliğinin olduğunu, çek iptali davasından haberdar olan müvekkilinin davacı tarafın zararını karşılamak için derhal harekete geçerek, yeni bir çek verdiğini ve ödeme yaptığını beyanla, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, taraf ticari defterleri incelendiğinde, ticari defterlerin birbirini doğruladığı, davalının, davacıya olan borcuna karşılık çek verdiği ancak sonrasında çek yönünden davalının çek iptali davası açtığı ve bu davadan da davalının feragat ettiği ve davacıya çek bedeli kadar ödeme yapıldığı, davalının çekin geç ödenmesi nedeniyle faiz ve manevi tazminat talebinin bulunduğu, çekin taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden verildiğinin sabit olduğu, çekin bir ödeme aracı olup, mevcut bir borcun tasfiyesi amacıyla verildiğinin kabulü gerektiği, ticari defterlerden de borç nedeniyle verildiğinin anlaşıldığı, davalının ilk çekin iptali davası nedeniyle davacıya çek bedeli ödemesi yaptığı, davacının ihtirazi kayıt olmadan ikinci ödeme ve ikinci çeki kabul ettiği, ödeme sırasında ve çek alırken ihtirazi kayıt bulunmadığından ve ihtirazi kayıt ileri sürülmeksizin çekin kabul edilmesi nedeniyle temerrüd oluşmayacağından, faizin ilk çek vade tarihinden talep edilemeyeceği, süresinde ödenmeyen ikinci çek için, ikinci çekin vade tarihinden itibaren faiz talep edilebileceği ve öte yandan davacının, davalı firmadan manevi tazminat talep ettiği, manevi zararın, kişinin duygusal dengesini bozan, yaşama sevincini, yaşama keyfini azaltan, panik, korku, dehşet, yas, öfke, iğrenme, elem, küçük düşme, utanç duyma, moralsizlik, tedirginlik, ümitsizlik, yalnızlık hissi, aşağılık hissi, hayal kırıklığı gibi olumsuz duygular, sarsıntılar veya fiziksel acılar olarak tanımlandığı (Sözleşmeye Aykırılıktan Doğan Manevi Tazminat, Arzu Genç Arıdemir, İstanbul 2008, s. 184 vd., manevi tazminat TBK’nun 56.maddesinde bedensel bütünlüğün zarar görnesi halinde, 58.madde de kişilik hakkının zedelenmesi halinde manevi tazminata hükmedileceği konuları düzenlendiği, davacının bu ticari ilişkiden dolayı bedensel bütünlüğünün zarara uğradığı ya da kişilik haklarının zarar gördüğü, ticari itibarının zedelendiği yönünde bir delil sunmadığı, çek için iptal davası açılması, alacağının geç ödenmesi halinde ne şekilde manevi zarara uğradığı ispatlanamadığından, oluşmayan manevi tazminat şartları nedeniyle manevi istemin reddi gerektiği anlaşılmakla davanın faiz yönünden kısmen kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; maddi ve manevi vekalet ücretlerinin yanlış hesaplandığı, davalı lehine maddi tazminat için 1.674.58 TL, manevi tazminat yönünden 2.725.00 TL ayrı ayrı belirtilmek suretiyle toplamda 4.399.58 TL olacak şekilde hükmedilmesi gerekli iken 6.034 ,20 TL olarak belirlenerek 1.634.62 fazla vekalet ücreti belirlenmesinin hukuka aykırı olduğu usuli itirazlarından başka esasa ilişkin olarak da; mahkemece eksik inceleme yapıldığı, delillerin değerlendirilmesinde hukuki yanılgıya düşüldüğünü, faiz talebine ilişkin hesaplama yanlış yapıldığını, manevi tazminatın red edilmesinin hukuka uygun olmadığını, mahkemece davacının manevi tazminat talebinin dayanağı anlaşılamadığını iddia ederek Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/623 E- 2019/909 K sayılı ilamının kısmen ve tamamen reddine ve davalı yan lehine hükmedilen vekalet ücretine dair kısmının istinaf suretiyle kaldırılmasına ve dava konusu talebimizin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; ödeme yasağı konulması nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Davacı vekilinin faizin yanlış hesaplandığına ilişkin istinafının incelenmesinde; Yerel mahkeme tarafından hükmün verildiği tarih itibarı ile yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nun 341/2. maddesinde; “Miktar veya değeri Üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.” hükmü mevcuttur. Ayrıca, 6100 sayılı HMK’nun Ek 1. Maddesinin 1. Fıkrasında; HMK’nun “341. maddesindeki parasal sınırın her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298’inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2. Fıkrasında; HMK’nun “341. maddesindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı” düzenlenmiş bulunmaktadır. Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu yerel mahkeme hükmünün verildiği 2019 yılı için HMK’nun 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 4.400,00-TL. olmuştur.Bu durumda, davalının (talebi gibi 49 gün üzerinden faiz hesabı yapılsa da) istinaf talebine konu edilen alacak miktar itibariyle kesin olup yasa yolu kapalı bulunmaktadır. Davacı vekilinin manevi tazminata yönelik istinafının incelenmesinde; Dosyanın incelenmesinde; uyuşmazlığa konu çekin keşidecisinin davalı şirket, lehtarının davacı şirket olduğu, davalı …’ın 150.000,00 TL bedelli … numaralı çekin elinde bulunduğu sırada kaybolduğundan bahisle çeke ödeme yasağı konması için Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1079 Esas sayılı dosyasında açmış olduğu dava sebebiyle mahkemenin ihtiyati tedbir kararı verdiği, davacının keşide tarihi olan 30/11/2017’te çeki bankaya ibraz ettiği, bankanın mahkemenin tedbir kararına istinaden ödeme yapılmadığı şerhinin düşüldüğü, davalının çekin iptali davasından 22/03/2018 tarihinde feragat ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde ve hukukun uygulanmasında bir isabetsizlik görülmemesine, ticari itibarına saldırının amaçlanmamasına ve ticari alım satımla ilgili ihtilafların olduğunun anlaşılmasına göre ilk derece mahkemesinin manevi tazminatın reddi kararına yönelik davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf itirazlarının reddine karar verilmiştir. vekalet ücretine yönelik istinafın incelenmesinde; maddi ve manevi tazminata ilişkin ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi ve tümden reddedilen manevi tazminat için maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf talebi doğrudur. Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının vekalet ücretine ilişkin yeniden hüküm kurmak üzere kaldırılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/09/2019 tarih 2018/623 Esas – 2019/909 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b/2.maddesi gereğince yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, yeniden hüküm oluşturularak; 1-Açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE, 2-Faize ilişkin istenilen maddi tazminatın 265,42 TL yönünden KABULÜ İLE dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 3-Manevi tazminat yönünden açılan davanın REDDİNE, 4-Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 887,01 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 842,61 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 5-Davacı tarafından yapılan ilk dava açılış harç gideri 80,30 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 6-Davacı tarafından yapılan bilirkişi, tebligat ve posta masrafı olan 868,75 TL’nin kabul oranı (% 0,05) dikkate alınarak hesaplanan 43,44 TL’sinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 7-Davalılar tarafından yapılan 44,00 TL yargılama giderinin ret oranı (%99,95) dikkate alınarak hesaplanan 43,98 TL’nin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, 8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca taktir olunan 265,42 TL ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 9-Davalılardan … kendisini vekille temsil ettirdiğinden bu davalı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maddi tazminat yönünden 1.674,58-TL, manevi tazminat yönünden 2.725,00-TL olmak üzere toplam 4.399,58-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak adı geçen davalıya verilmesine, 10-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, B- İstinaf incelemesi bakımından; 1-Davacı tarafından peşin yatırılan 44,40-TL istinaf karar ve ilam harcının, istem halinde kendisine iadesine, 2-Dosya üzerinden inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 3-İstinaf aşamasında istinaf yasa yoluna başvuran taraflarca yapılan giderlerin takdiren üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, 5-HMK’nın 359. Maddesinin 4. fıkrası gereği kararın taraflara tebliği işlemi ile 302. maddesinin 5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/12/2021