Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/23 E. 2021/2756 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/23
KARAR NO: 2021/2756
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/07/2018
NUMARASI: 2018/257 Esas- 2018/899 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; 12/10/2016 tarihinde … Mah. … Caddesi üzeri Silivri adresinde … adına çalışma yapan … A.Ş.-… İnşaat İş ortaklığı tarafından yapılan atık su kanal çalışmaları esnasında davacı şirketin Silivri santraline ait tesislerin hasara uğratıldığını, söz konusu hasar nedeniyle davacı şirketin 9,494,49 TL maddi zararı meydana geldiğini bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 9.494,49 TL davacı şirket zararının hasar tarihinden itibaren T.C Merkez Bankasının kısa vadeli avanslara uygulanan değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; davayı kabul ettiklerini, cevap süresi içinde davayı kabul ettikleri dikkate alınarak yargılama giderlerinin üçte birinden ve vekalet ücretinin yarısından sorumlu tutulmalarını talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davalı idarenin ifa ettiği görevin kamu görevi ve kamu hizmeti olduğunu, kamu hizmetinin yerine getirilmesi sırasında meydana geldiği iddia edilen zararın idari yargı alanında hizmet kusuru oluşturacağını, idarenin müteahhit firmalar ile yaptığı akitin bir istisna akti olduğunu, istisna akdinde iş sahibi ile üstlenici müteahhit firma arasında T.B.K.nun 66.maddesi anlamında bağımlılık ilişkisi kurulamayacağı için üstlenicinin üçüncü kişilere verdiği zararları kendisinin ödemesi gerektiğini, dava konusu olayda davalı idarenin hukuka aykırı bir fiili bulunmadığı gibi kusuru da bulunmadığını, ihale makamı idarenin yaptıracağı işleri anahtar teslim suretiyle müteahhit firmalara ihale ettiğini, bu nedenlerle açılan davanın husumet ve esas yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “… davalılar … A.Ş.vekili tarafından verilen dilekçeler ile davanın kabul edildiği, davalı … yönünden her ne kadar görev ve husumet itirazında bulunulmuş ise de, davalı idarenin itirazlarnın bu husustaki Yargıtay içtihatlarıda gözönünde bulundurularak reddine karar verildiği, bilirkişi incelemesi yaptırılmasının usul ekonomisi ile bağdaşmayacağı, hakimin yargılamada gereksiz gider yapılmaması yönünden yükümlü bulunduğu, davalı İSKİ tarafından her ne kadar idare ile müteahhid firmalar arasında imzalanan sözleşme gereği davacının altyapı tesislerine verilen hasarın sorumluluğunun tamamen yüklenici firmaya ait olduğu iddia edilmiş ve anılan sözleşmede 3.kişilerin uğrayacağı zarar ve ziyandan müteahhidin sorumlu olacağına ilişkin hüküm mevcut ise de bu hüküm sözleşme tarafları arasındaki iç ilişkiye ilişkin olup, sadece tarafları bağlayacağı ve bu olaydan zarar gören 3.kişileri bağlamayacağı dikkate alınarak davanın kabulüne… 9.494,49 TL nin 12/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlardaki avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine …” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davalı … vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; bu tip davalarda İdari Yargının görevli olduğunu, müteahhit ile müvekkili idare arasındaki sözleşmeye ve yerleşik Yargıtay içtihatlarına binaen söz konusu hasar nedeniyle idareye husumet tevcihinin mümkün olmadığını beyanla Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava, davacıya ait tesislerin hasara uğratıldığı iddiasıyla açılan maddi tazminat istemine ilişkindir. Davalı … Genel Müdürlüğü bir kamu kurumudur ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ ne bağlıdır. Davalı kamu kurumu olup kamu hizmeti niteliğindeki çalışmalarını özel hukuk kuralları çerçevesinde gerçekleştirmektedir. 6102 sayılı TTK m. 16’ya göre; kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlarının dahi tacir sayılacakları belirtilmiştir.Bu açıklamalar ışığında, davalı …’nin bir kamu kurumu olduğu ve kamu hizmeti yaptığı; ancak, çalışmalarının özel hukuk hükümlerine bağlı bulunduğu ve tacir sıfatını taşıdığı benimsenmelidir. Haksız eylem niteliğindeki tutumundan kaynaklanan uyuşmazlığın da, adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekir. Bu yönde yargısal uygulamalar yerleşik olup davalı İSKİ vekilinin bu yöne değinen istinaf başvurusu yerinde değildir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ nun 2017/4-2604 Esas – 2021/96 Karar sayılı 16/02/2021 tarihli ilamı) Davalı … ile diğer davalılar arasında akdedilen sözleşmenin, sözleşmenin nispiliği uyarınca davacıya karşı ileri sürülemeyeceği, bu hususun davalılar arasındaki iş ilişki olduğu, davalı …’nin iş sahibi olarak davacıya karşı sorumlu olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2018/257 Esas – 2018/899 Karar sayılı mahkeme kararına yönelik davalı İSKİ vekilinin istinaf isteminin HMK.m.353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 648,56-TL istinaf karar ve ilam harcından yatırılan 162,15-TL’nin düşümü ile eksik kalan 486,41-TL harcın istinaf eden davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Yasa yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, 5-HMK’nın 359. Maddesinin 4. fıkrası gereği karar kesin nitelikte olduğundan kararın taraflara tebliği işleminin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına, HMK. m. 353/1-b.1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 362/1-a mad. gereğince, miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 16/12/2021