Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/1937 E. 2022/1504 K. 30.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1937
KARAR NO: 2022/1504
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/01/2020
NUMARASI: 2019/357 – 2020/60
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/05/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin şirketin hasar departmanlığını yapan dava dışı … isimli kişinin, müvekkili şirket nezdinde … sayılı hasar dosyasından muhtelif sahte belgeler vasıtasıyla, gerçek olmayan bir hasar için davalı …’nun hesabına 350.000,oo USD tazminat ödemesi yaptığını, 17/08/2015 günü müvekkili şirketin gizli bildirim hattına 350.000,oo USD tutarlı tazminat ödemesinin tüm evraklarının sahte olduğu şeklinde ihbar geldiğini, yapılan araştırmada, evrakların tamamının sahte olduğunun anlaşıldığını, dava dışı müvekkili şirket çalışanı hakkında suç duyurusunda bulunulmasından sonra mahkemece yurt dışına çıkış yasağı konulduğunu, ayrıca da başka hasar dosyalarıyla da suiistimallere katılan kişilerin hakkında İstanbul Anadolu 1. Ağır Ceza Mahkemesinde 2017/253 E. Sayıyla kamu davası açıldığını, müvekkili şirketin 350.000,00 USD ödeme yapmasına yersiz yere sebebiyet veren … ile davalı hakkında 350.000,00 USD ‘nin tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünde … sayılı icra takip dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davalının haksız olarak takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline ve % 20 icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde ; İddiaları kabul etmediklerini, davalının şikâyeti üzerine başlatılan soruşturma kapsamında, İstanbul/Anadolu 1.Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/253 esas sayılı dava dosyası üzerinden açılan ceza davası bulunduğunu, davacının işbu dosyaya sunduğu tüm evrakların incelendiğini, dava dışı …’nın müvekkili adına sahte vekaletname, tazminat makbuzu, ibraname başlıklı belge düzenlediğinin tespit edildiğini, ayrıca müvekkiline gösterilen nüfus cüzdanının değişiklik yapılarak fotoğraf kısmına başka bir kişiye ait fotoğrafın eklendiğinin belirlendiğini, dava dışı …’in düzenlediği belgelerde, müvekkiline avukat olarak gösterip, müvekkilinin ismi ve oynanmış nüfus cüzdanı sureti üzerinden gerçek bir hasar dosyası varmış gibi, müvekkilinin de zarara uğrayan şahsın avukatı gibi işlem tesis ederek, sigorta şirketinden haksız kazanç sağladığını, …’nın hukuka aykırı eylemleri sebebiyle müvekkili tarafından … hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, …’in …de çalıştığını, bir sigorta dosyasından, sigortalı bir müşteriye para ödemesi yapılacağını ancak müşterinin hesaplarında bloke olduğu için ödemeyi başka bir hesaba yapıp oradan müşteriye göndereceklerini, bunun rutin bir uygulama olduğunu, müvekkilinin USD hesabı açmasını ve nüfus cüzdanının bir adet suretini kendisine göndermesini istediğini, müekkilinin de …’e güveni sebebiyle, … Bankası Üsküdar Şubesinde dolar hesabı açtığını, …tarafından bu hesaba 350.000,00 USD yatırıldığını, …’nın da parayı 1 hafta sonra teslim alacağı gerekçesiyle, müvekkilinin kuzeninin hesabına aktarıldığını, 1 hafta sonunda dava dışı …’e elden teslim edildiğini, olayın bundan ibaret olduğunu, dava dışı …’in müvekkilinin nüfus cüzdanını kullanarak ve aracı kılmak suretiyle, sigorta şirketini dolandırdığını, müvekkilinin iyi niyetinin … tarafından suistimal edildiğini …’in hukuka aykırı eylemleri sebebiyle İstanbul Anadolu 1 Ağır ceza mahkemesinin dosyasında nitelikli dolandırılıcık ve 1136 Avukatlık Kanununa muhalefet iddiasıyla yargılamanın devam ettiğini, öte yandan …’nin …’nın iş vereni olması sebebiyle özen yükümlülüğünün altında olduğunu, ceza davasının sonucunun beklenmesi gerektiğinden bahisle yerinde olmayan davanın reddi ile davacının % 20 kötü niyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince;”… itirazın iptali davasının KABULÜNE; Davalının İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline, takibin devamına, davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşıldığından asıl alacak olan 350.000 USD (Asıl alacak olan Amerikan Dolarının takip tarihindeki satış kuruna göre 350.000 USDx3.5925 TL=1.257.375,00 TL ) üzerinden hesaplanan 251.475,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine..” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; İstanbul Anadolu 1 Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2017/253 E sayılı dosyasında görülen davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini, sözlü yargılama duruşmasında mazeretli sayılma taleplerinin reddine karar verilerek yokluklarında davanın karara bağlandığını, eksik ve hatalı düzenlenen bilirkişi raporunun esas alınarak karar verildiğini, müvekkilinin davacı şirketin çalışanı dava dışı …’ya nüfus cüzdanını verdiğini ve … tarafından müvekkilinin güveni suistimal edilerek cüzdan suretinin kullanıldığını ve sigorta şirketinin dolandırılarak haksız kazanç sağlandığını, müvekkilinin zarara ilişkin hiçbir kusurunun bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava; Haksız fiil nedeniyle uğranılan zararın tazmini için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davalı adli yardım talepli olarak istinaf başvurusunda bulunmuştur. Adli yardım talebi kabul edilerek istinaf incelemesine geçilmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. Maddesi geregince, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür”. Bu hüküm dikkate alındığında kusur sorumluluğu olarak tanımlanan haksız fiil sorumluluğunun kurucu unsurları; fiil, zarar, illiyet bağı, kusur ve hukuka aykırılıktır. Haksız bir eylemin tazminat sorumluluğu doğurabilmesi için kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil sonucunda zarar doğması, zarar ile fiil arasında da illiyet bağı bulunması gereklidir. Cevap dilekçesinde davalının döviz hesabı açtırıp hesap numarasını dava dışı sigorta şirketi çalışanına verdiği ve sahte hasar dosyası nedeniyle 350.000,00 USD davalının hesabına yatırıldığı belirtilmiştir. TBK’nın 74. (818 sayılı BK 53.) maddesi uyarınca hakim, kusurun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hakimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Ceza hakiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da hukuk hakimini bağlamaz. Ancak ceza mahkemesince belirlenecek maddi olgular hukuk mahkemesi yönünden de bağlayıcıdır. Dosya kapsamı ve davalının cevap dilekçesindeki beyanları birlikte değerlendirildiğinde 6098 sayılı TBK’nın 74 maddesi uyarınca ceza davasının sonucunun beklenmesi gerektiğine ilişkin istinaf istemi yerinde değildir. 06/11/2019 tarihli duruşmada taraf vekillerinin hazır olduğu, bir sonraki celsede sözlü yargılamaya geçileceği ve duruşmaya gelmeyen tarafın yokluğunda karar verileceğinin ihtar edildiği ve sonraki celsede esas hakkında karar verildiği görülmektedir. Davalı vekilinin bu yöndeki istinaf istemi HMK’nın 184-186. maddeleri uyarınca yerinde değildir. Dosya kapsamı ve banka dekontu dikkate alınarak hazırlanan bilirkişi raporunun somut verilere dayanmakta olup denetime elverişli olduğundan hükme esas alınması usul ve yasaya uygundur. Davalıya ait banka hesabı kayıtları, dosyaya yansıyan iddia ve savunmalar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde sahte hasar dosyası oluşturularak hasar bedelinin davalıya ait döviz hesabına ödendiği, her ne kadar davalı bu bedeli daha sonra dava dışı sigorta çalışanı olan ve sahte hasar dosyasını hazırlayan …’ya ödediğini ileri sürmüş olsa da davalı sahte hasar dosyası düzenlenerek hasar bedeli ödemesi nedeniyle davacı … şirketinin uğradığı maddi zararın tazmininden kusuru nedeniyle sorumludur. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/357 Esas – 2020/60 Karar sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/1/b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı adli yardımdan faydalandığından harç hususunda şimdilik karar verilmesine yer olmadığına, nihai kararda haksız çıkacak tarafa yüklenmesine, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Yasa yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,5-HMK’nın 359. Maddesinin 4. Fıkrası gereği kararın taraflara tebliği işleminin Dairemiz tarafından yerine getirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m. 361 gereğince, tebliğden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 30/05/2022