Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/1836 E. 2020/1268 K. 10.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1836
KARAR NO : 2020/1268
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/09/2020 Tarihli Ara Karar
NUMARASI : 2020/602
DAVANIN KONUSU: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/12/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı … diğer davalı … ile birlikte veya ayrı ayrı veya münferiden birçok haksız fiil gerçekleştirmek suretiyle işledikleri güveni kötüye kullanma, nitelikli dolandırıcılık, sahtecilik suçlarından müvekkili şirketin zarara uğradığını, davalı ….’nin haksız fiili ve sebepsiz zenginleşmesi nedeniyle 10.075-USD alacağın fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1000 USD sinin faizi ile birlikte müşterek ve müteselsil sorumlu davalılar tarafından müvekkiline ödenmesini, Davalılardan … diğer davalı … ile iş birliği içerisinde birçok haksız fiil gerçekleştirmek sureti ile ayrı ayrı ve münferiden güveni kötüye kullanma , belgede sahtecilik ,nitelikli dolandırıcılık eylemleri sebebi ile 2.800 USD zarara uğramasına sebebiyet verdiğinden Kanunsuz eylemin vuku bulduğu tarihtin itibaren faizi ile tahsili ile … 3. Kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir.İlk derece mahkemesince verilen 09/04/2020 tarihli tensip zaptı ile “Davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin alacağın varlık ve miktarının yargılamayı gerektirmesi, ibraz edilen deliller ile İİK 257 maddesindeki koşulların oluşmadığı görülmekle reddine,” karar verilmiştir. Yine 14/07/2020 tarihli ara karar ile ” Alacağın varlık ve miktarının yargılamayı gerektirdiği ,davanın kısmi dava olarak 1000 USD dava değeri gösterilerek açıldığı, ceza soruşturmalarının devam etmekte olup henüz alacağın varlığının ispata muhtaç olduğu bu kapsamda İİK 257 ve devamı maddelerdeki durumların oluşmadığı görülmekle REDDİNE,” karar verilmiştir. Davacı vekili 28/09/2020 havale tarihli dilekçesi ile; davalılardan … ve diğer davalı … ‘nin dosyamıza bildirilen ve tespit edilecek banka hesaplarına, menkul ve gayrimenkullere, üçüncü kişiler nezdindeki her türlü hak ve alacaklarına, borca ve faizine yetecek miktardaki tutar için ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesince verilen 30/09/2020 tarihli ara karar ile; “Alacağın varlık ve miktarının yargılamayı gerektirip muaccel bir alacaktan bu aşamada söz edilemeyeceği İİK 257 v.d maddelerindeki ihtiyati haciz koşulları oluşmadığı görülmekle ihtiyati haciz talebinin reddine,” karar verilmiştir. Verilen ara karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesini tekrar ile, Davalıların birlikte ve münferiden güveni kötüye kullanma, nitelikli dolandırıcılık ve belgede sahtecilik gibi suç oluşturan eylemlerle davacıyı zarar uğrattıklarını, ceza soruşturmasının devam ettiğini, ihtiyati haciz şartlarının bulunduğunu beyan ederek aleyhe olan kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede: Dava: haksız fiil nedeni ile maddi tazminat ve ihtiyati haciz talebinde bulunulmuş, ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. İİK 257 maddesi uyarınca ”Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yerinde veya 3. Şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemiş borçtan dolayı borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa, borçlu takiplerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizleme, kaçırma veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar yada bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz kararı verilebilir.” İİK 258. Maddesi uyarınca da “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.”Yukarıda denilen düzenlemeler ışığında olaya baktığımızda davacının alacağının varlığı, açmış olduğu bu dava neticesinde verilecek nihai karar ile tespit edilecek olup, bu aşamada alacağın varlığı belli değildir. Yine doğmuş ise davacının zararının miktarı da belli olmayıp ancak yargılama aşamasında deliller toplanıp bilirkişi incelemesi yapıldıktan sonra belirlenecektir. Bu itibarla dava konusu edilen alacağın varlığı veya miktarı belirsiz olup yargılamayı gerektirmektedir. Bu durumda ihtiyati haciz talep eden davacının alacaklarını ve ihtiyati haciz sebeplerinin varlığını ihtiyati haciz kararının verilmesini gerektirir biçimde delillendirdiği söylenemez. Başka bir anlatımla davacı ihtiyati haciz için gerekli olan “yaklaşık ispat” yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Bu nedenle maddedeki koşullarının oluşmadığı, tazminat davasına konu zararın miktar ve varlığının yargılamayı gerektirdiği anlaşılmakla ihtiyati haciz talebinin reddi kararının verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Değişen hal ve şartlar göz önüne alınarak mahkemece her zaman yeniden ara karar oluşturabileceğinden, açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince reddi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usul ve yasaya uygun olan İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/602 Esas 30/09/2020 Tarihli Ara Kararına yönelik olarak davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının yeterliliğine, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, HMK.m.353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m.362/1-f gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 11/12/2020