Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/1700 E. 2020/1149 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1700
KARAR NO: 2020/1149
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/10/2019
NUMARASI: 2019/1064 – 2019/171
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Haksız Fiil Kaynaklı (2918 …Hariç))
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/11/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının, davacı şirketi adına aldığı restorasyon işine kredi çıkartılacağı vaadi ile davacıyı 250.000,00 Amerikan Doları dolandırıldığını, müvekkilinin parasının ödenmemesi ve sürüncemede bırakılması neticesi yaptığı araştırmada dolandırıcılık eylemi ile karşılaştığını gördüğünü ve suç duyurusunda bulunduğunu, bunun yanında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçtiğini, borçlu davalı yan tarafından kesinleşen icra takibine itiraz edildiğini ve usulsüz tebligat davası icra hukuk mahkemesince kabul edildiğini, dolandırıcılık eylemi sonucu müvekkilinden alınan 250.000 USD’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı müvekkile iadesine karar verilmesini, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan haksız itirazın kaldırılmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince; “…HMK’nın 115/1 maddesi gereğince Mahkemeler dava şartının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. HMK 137 ve devam maddeleri gereğince dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir. Mahkeme, öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verir; gerektiği takdirde kararını vermeden önce, bu konuda tarafları ön inceleme duruşmasında dinleyebilir. HMK 138.maddesi gerekçesinde de belirtildiği üzere yargılamada usule ilişkin iddia ve savunma sebeplerinin hallinden sonra işin esasına girilerek uyuşmazlık çözümlenir. Usule ilişkin hususlar ya dava şartıdır ya ilk itiraz niteliğindedir. Usule ilişkin hususlar şekli nitelik taşıdığından yargılamanın başında dosya üzerinden de incelenerek karar bağlanabilir. Ancak Mahkeme kararını vermek için tarafların dinlenmesine ihtiyaç duyuyorsa bunu da tahkikat aşamasında değil ön inceleme oturumunda yapacaktır. Aynı husus Yasanın 140/1.maddesinde de belirtilmiş olup ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar hakkında karar verebilmek için hakimin gerekli gördüğü takdirde tarafları dinleyebileceği hükme bağlanmıştır. Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan Para Alacaklarına İlişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkındaki 7155 sayılı kanunun 20.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 5/A-1 maddesinde; bu Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olduğu hükmü getirilmiştir. Dava dilekçesinde dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulduğuna ilişkin herhangi bir beyan bulunmadığı gibi dava dilekçesine arabuluculuk anlaşamama tutanağının eklenmediği, Uyap’ta yapılan kontrolde arabuluculuk dosyasının ilgili dosya bağlantısının yapılmadığı, buna göre arabuluculuğa başvurmadan doğrudan dava açıldığı, dava itirazın iptali davası olup bir miktar paranın ödenmesi talebine ilişkin olması nedeniyle TTK’nın 5/A-1 maddesi kapsamında arabuluculuğa başvurmanın zorunlu olduğu davalardan olduğu, bu nedenle dava şartının bulunmadığı” gerekçesiyle HMK’nın 114/2. ve 115/2. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiştir. Verilen karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; delillerinin toplanarak davanın reddine karar verilmesini bu nedenle kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davalının restorasyon adı altında aldığı iş için davacı lehine kredi çıkartacağı vaadiyle davacıdan para alarak dolandırıcılık yaptığına yönelik açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece arabuluculuğa başvurulmadan dava açılması nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş davalı vekili deliller toplanıp davanın reddine karar verilmesi istemiyle istinaf yoluna başvurmuştur. 19/12/2018 günlü Resmi Gazete de yayımlanarak 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 06/12/2018 tarih 7155 sayılı Kanunun 20. maddesiyle Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmünü içermektedir. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’ nun 18/A-2 maddesi uyarınca, “Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.” 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1-a maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu kanundan doğan hukuk davaları ticari dava sayılmaktadır. Davanın konusunu oluşturan restorasyon işi tarafların tacir olması nedeniyle ticari nitelikteki davadır. Bu durum da davada davalının delilerinin toplanmaması, davanın usulden reddine engel değildir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygun olduğundan, HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1064 Esas – 2019/171 Karar sayılı mahkeme kararına yönelik davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcından yatırılan 44,40-TL’nin düşümü ile eksik kalan 10,00-TL harcın istinaf eden davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın değişik 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 19/11/2020