Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/1639 E. 2022/1264 K. 09.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1639
KARAR NO: 2022/1264
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/12/2019
NUMARASI: 2017/1131 – 2019/1079
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 …Hariç))
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/05/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde; Davalı tarafından müvekkilleri aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlattığını, takibe dayanak gösterilen çekin 28/07/2016 tarihli olduğunu ve bankaya ibraz edilmemiş bir çek yaprağı olduğunu, davalının bu haksız ve kötü niyetli davranışının müvekkillerinin itibar kaybetmesine neden olduğunu, ibraz süresi üzerinden aylar geçen bir çekin takibe konulmasının kötü niyetli olduğunu, ticari basirete en üst seviyede sahip olan davalının gözünden kaçmasının mümkün olmadığını, davalının ağır ihmal sınırını aşarak kasten hareket ettiğini, İstanbul 23. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/378 E. sayılı dosyası ile takibin iptaline yönelik şikayette bulunduklarını, ancak mahkemenin tedbir kararının reddine karar verdiğini, bunun üzerine davalının müvekkillerinin tüm malvarlıkları üzerine haciz koydurduğunu, konulan hacizlerin kaldırılmaması üzerine davalı avukatı hakkında disiplin işlemi için baroya başvuracakları sırada davalının şartlı olarak icra takibinden feragate razı olduğunu, belirlenen şartın icra takibinin şikayet yoluyla iptali davasından ve işbu davadan vekalet ücreti, yargılama giderleri ve kötü niyet tazminat taleplerinden vazgeçilmesi olduğunu, haciz baskısı altındaki müvekkillerinin bu şartı kabul etmek zorunda kaldıklarını, söz konusu çek nedeniyle şeklen bir borç bulunmadığı gibi maddi hukuk açısından da borç bulunmadığını, davalının müvekkili … hakkında da İstanbul 23. İcra Ceza Mahkemesi’nin 2017/252 Esas sayılı dosyası ile de karşılıksız çek keşide etmek suçundan dava açtığını, bu durumun da davalının kasten hakeret ettiğini gösterdiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile müvekkili … için 20.000,00 TL manevi tazminatın ve müvekkili … Ltd. Şti. için 25.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı tarafında ifade ettiği gibi İcra Müdürü’nün ihmali bulunduğunu, bu nedenle davanın müvekkiline yöneltilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle husumet yönünden reddini talep ettiklerini, davacıların takibe itiraz etmesinin takibi durdurmaya yeterliyken takibin iptali için dava açmasının olayın uzamasına neden olduğunu, müvekkilinin belirtildiği gibi kötü niyetle hareket etmediğini, takibin iptali davasından haberdar olduktan sonra icra takibinden feragat ettiklerini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; Davanın reddine karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; hukukçu bilirkişiden rapor alınması ve hukuki görüşün gerekçe yapılmasının kanuna aykırı olduğunu, tanık beyanlarının dikkate alınmamasının hatalı olduğunu, bankanın ağır kusurlu ve kötü niyetli olarak kambiyo vasfını yitiren evrakla kambiyo takibi yaptığını, temel ilişkide takibe konu çekin başka bir çekle değiştirildiğini buna rağmen davalı banka tarafından iade edilmeyip ibraz süresi geçtikten sonra takibe konu edildiğini, bilahare takipten feragat edildiğini ,uygulanan hacizler nedeniyle davacı şirketin zora girdiğini ve itibarının zedelendiğini manevi tazminat koşullarının bulunduğunu ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava; Haksız hacizden kaynaklanan manevi tazminat davasıdır. Haksız hacze dayalı manevi tazminat istemi 6098 sayılı TBK’nun 58. maddesinden kaynaklanan bir sorumluluk olup kusura dayanan bir sorumluluk türüdür. Bu nedenle de haciz yaptıran kişinin takipte veya haciz işleminde kötüniyetli ve ağır kusurlu olduğu olgusu gerçekleşmedikçe ve ağır bir zarar da doğmadıkça manevi tazminatla sorumlu tutulamaz. Somut davada, taraflar arasındaki hukuki ilişki itibariyle davalının takibe konu çekin meşru hamili olduğu hususunda çekişme bulunmadığı, taraflar arasında temel ilişki bulunduğu, davacının iddiası doğrultusunda çekin başka bir çekle değiştirilmesi halinde takibe konu çekin iade alınmamasının olağan olmadığı, ibraz süresi geçtikten sonra kambiyo vasfını yitiren evrakın icra takibine konu edilmesinin hukuka aykırı olmadığı , kambiyo takibine konu edilmesi halinde takip borçlusunun kambiyo takibine itiraz hakkını süresinde kullanmaması nedeniyle davalının takip işlemlerine devam etmesinde ve davaya konu haciz işleminde kötüniyetli ve ağır kusurlu olduğundan söz edilemeyeceği, tüm bulgular birlikte değerlendirildiğinde manevi tazminatın şartları oluşmadığından davacının manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesinde kanuna aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmıştır. (Emsal; Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2019/3444 E.- 2021/7533 K. Sayılı ilamı) Açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1131Esas – 2019/1079 Karar sayılı kararına karşı davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/1/b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 161,40-TL (80,70*2) maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile kalan 107,00-TL harcın davacılardan alınarak Hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Yasa yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, 5-HMK’nın 359. Maddesinin 4. fıkrası gereği kararın taraflara tebliği işlemi ile 302. maddesinin 5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına, HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 362/1-a mad. gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 09/05/2022