Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/1628 E. 2022/1387 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1628
KARAR NO: 2022/1387
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/01/2020
NUMARASI: 2014/1013 – 2020/63
DAVANIN KONUSU: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/05/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin İzmir/Torbalı ilçesinde tavuk üretimi yapan bir firma olduğunu, şirketin arazi üzerinde bulunduğu ve faaliyet gösterdiği tesisin bir kısmının kendi mülkü olduğunu, diğer bir kısım yerleri ise … A.Ş’nden kiraladığını, davalı bankanın İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün .. esas sayılı dosyasından 14.12.2010 tarihinde müvekkili firmaya muhtıra yaparak kira parasının dosyaya yatırılmasını ihtar ettiğini, ancak müvekkili şirketin cevabi yazısında şu an için davalı bankaya bir borçlarının bulunmadığını ve kira müddeti için sonuna kadar ödediğini beyan ve itiraz ettiğini, davalı bankanın kira tespiti yaptırarak müvekkili şirketten afaki, asla mevcudiyeti bulunmayan ve yasal olmayan kira bedellerini istediğini, müvekkili şirketin davalı bankaya böylesi bir kira borcunun olmadığını, davalı bankanın icra dosyasında 3.kişi olan müvekkilinin malları üzerinde hukuka aykırı olarak haciz uygulattığını, bunun üzerine istenilen kira bedellerinin yerinde olmadığı ve mükerrer tahsilat yapıldığı v.s nedenlerle İstanbul 7. İcra Mahkemesinin 2011/607 esas, 2011/1755 esas, 2011/1888 esas sayılı dosyalarından müvekkili şirketçe yapılan şikayet üzerine mahkemece şikayetin kabulüne karar verildiğini ve 3.kişi olan müvekkilinin diğer 3.kişilerdeki alacaklarına göndermiş olduğu 89/1 birinci haciz ihbarnamelerini iptal ettiğini, davalı bankanın 3.kişilerdeki alacaklara haciz ihbarnamesi gönderirken haksız olarak Türkiye’de bulunan bütün bankaların genel müdürlüklerine İİK 89/1 madde hükmü gereğince bu işlemi yaptığını ve müvekkili şirketin manevi olarak telafisi güç zararlara uğradığını, davalı firmanın müvekkili şirketten masraflar ve faizler hariç 2.000.000,00-TL’den fazla kira bedeli istediğini, müvekkili firmanın bütün itibarını kaybettiğini ve iflas etme aşamasına geldiğini, müvekkili firmanın tavuk üretim merkezine işe başlarken yaklaşık olarak 2.500.000,00-TL yatırım yaptığını, davalı bankanın haksız uygulamaları neticesinde müvekkili firmanın talan edildiğini, yatırımın yok olduğunu ve bütün demirbaşların çalındığını, açıklanan nedenlerle; davalının müvekkili şirkete müspet zararı nedeniyle 5.000,00-TL’nin temerrüt faiziyle birlikte ödenmesine, davalının müvekkili şirkete menfi zararı nedeniyle 5.000,00-TL’nin temerrüt faizi ile birlikte ödenmesine, İİK89/1 ile icra dosyasına değişik firmalardan yatan paraların İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına girdiği tarihten itibaren davalı bankadan müvekkili şirketin yoksun kaldığı şimdilik 5.000,00-TL’nin temerrüt faiziyle birlikte ödenmesine, tesis yatırımının yok olması nedeniyle 10.000,00 TL’nin temerrüt faiziyle birlikte ödenmesine, müvekkili şirketin diğer firmalara sağlamış olduğu hizmet arzının yapılamaması nedeniyle 5.000,00-TL’nin temerrüt faiziyle birlikte ödenmesine, davalının müvekkili şirkete haksız eylemi nedeniyle uğratmış olduğu manevi zararlar nedeniyle haksız fiilin gerçekleştiği İİK 89/1m. gönderilme tarihi itibariyle 1.000.000,00-TL’nin temerrüt faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı tarafın ileri sürmüş olduğu eylemlerin bizzat müvekkili tarafından değil, Adalet Bakanlığı’ na bağlı bir teşkilat olan icra müdürlüğü kararları ile gerçekleştirildiğini, bu nedenle müvekkili bankanın, davacı tarafın bu taleplerinin muhatabı olmadığını, ayrıca zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacı tarafından gerek icra müdürlüğünün, gerek gayrimenkullerin malikinin iflas idaresinin gerekse de müvekkilimin rızası ve bilgisi dışında 01.10.2009 tarihinde takip konusu gayrimenkullerin büyük bir kısmını gayrimenkullerin maliki olmayan …’ den 01.10.2009 tarihinde kiralamış olduğunu iddia ettiğini, davacının işlemlerini “…” ile yapmasının sebebinin parsellerin maliki “…” ün iflas halinde olmasından kaynaklı olduğunu, kira sözleşmesine göre ise … kira bedellerini sözde peşin olarak kiralayana ödemiş görünmekte olduğunu, ancak kiraya veren “…”‘nin İstanbul 7. İcra Hukuk Mahkemesi’ nin 2011/607 Esas sayılı dosyasına sunmuş olduğu beyanında, kira bedellerini hiçbir şekilde almadığını açıkça beyan ettiğini, …’ ye kira bedellerini icra dosyasına ödemesi için muhtıra gönderildiğini, ancak …’nin bu muhtıraya karşı kanunun öngördüğü şekilde İcra Mahkemesi nezdinde şikayette bulunmayınca kira bedelleri kadar icra dosyamıza borçlu konumuna geldiğini, … tarafından ödenmesi gereken kira bedelleri üzerinde müvekkili bankanın ayni hakkı olduğunu, açıklanan nedenlerle; haksız ve kötüniyetli olarak ikmal edildiği aşikar iş bu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “…. Dava dışı … A.Ş arasında ipotekli taşınmazların 01.01.2001 tarihinde kiraya verildiği, ancak bu sözleşmelerde alt kiraya vermeye dair bir izin bulunmadığı ve ipotek borçlusu … A.Ş’nin iflası nedeniyle de taşınmazlar üzerinde tasarruf yetkisinin iflas masasına geçtiği, buna rağmen taşınmazlar üzerinde alt kiraya verme yönünden tasarruf etme imkanı bulunmayan … A.Ş’nin davacıyla yapmış olduğu alt kira sözleşmesinin dosyamız davalısına karşı bir geçerliliğinin olamayacağı ve taşınmazdan tahliyesi talep edebileceği gibi fuzuli şagil olarak kullandığı dönemler için yapılan tespit ile belirlenen işgaliye bedellerini de ödemesi gerekeceği, nitekim davacının icra müdürlüğünün tahliye emrine karşı İstanbul 15. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2012/1493 esas, 2013/151 karar sayılı dosyasında 08.02.2013 tarihinde verilen karar ile kira bedellerinin ödenmemesinden dolayı İİK 150/b maddesi gereğince İİK 356.maddesini kıyasen uygulayan memur işleminde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı ve … A.Ş ile davacı arasındaki kiracılık sözleşmesine dair kira bedellerinin 5.000,00-TL, 2.000,00-TL ve 1.500,00-TL olarak kararlaştırılmış olmasına rağmen bilahare davacı tarafından çeklerle 205.000,00-TL ve 141.600,00-TL’lik 15.09.2010 tarihinde çeklerle yapılan ödeme iddiası da dikkate alındığında bu iddiasının da hem sözleşme içeriğine hem de sözleşmede peşin ödendiği kararlaştırılmış olmasına rağmen, bilahare sözleşmeden 1 yıl sonra ödendiği yönündeki bu savunmasına ve çeklerden birinin şahıs adına olması hususu da dikkate alındığında, dosyamız davacısının İstanbul 7. İcra Hukuk Mahkemesinin 2011/607 esas ve 2013/51 esas sayılı dosyaları içerisinde yer alan ifadelerden, dava dışı …A.Ş’nin kira bedellerini tahsil etmediği ve … A.Ş şirket yetkilisi tarafından talimat yoluyla Aliağa İcra Hukuk Mahkemesi’nden alınan … A.Ş yönetim kurulu başkanının kira bedellerini almadığına ilişkin beyanları da dikkate alındığında muvazaalı olarak alt kira ilişkisinin kurulduğu, buna göre de davalının davacıyı ipotekli takibi nedeniyle taşınmazdan tahliye ettirmesinde ve tespit edilen kira bedellerinin de tahsilinde herhangi bir usulsüzlüğünün ve hukuka aykırılığın söz konusu olmadığına, bu nedenle de davacının, davalıya karşı açmış olduğu maddi tazminat talebinin reddine, oluşmayan maddi tazminat şartları nedeniyle bir manevi tazminat şartının da oluşmayacağına kanaat getirildiğinden manevi tazminat davasının reddine, …” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde;Dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, davalı bankanın tüm bankaların genel müdürlüklerine göndermiş olduğu haciz ihbarnameleri sebebiyle müvekkilinin maddi ve manevi olarak telafisi güç zararlara uğradığını, zararın maddi boyutunun yerel mahkemece alınan 07.11.2019 tarihli bilirkişi raporunda kısmen de olsa tespit edilmiş bulunduğunu, açmış oldukları davada maddi ve manevi tazminatın koşullarının oluştuğunu beyanla Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davacı tarafından, davalının kusurlu davranışları iddiasıyla uğradığı zararların tazmini talepli maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. TBK.m.49 uyarınca kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Madde 50 uyarınca zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Yine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 190. maddesi uyarınca herkes iddiasını ispatla mükelleftir. İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere,Türk Medeni Kanunu 863. Madde hükmü uyarınca davacı tarafından ödenmesi gereken kira bedelleri üzerinde davalının ayni hakkının bulunmasına,davalı bankanın işlem ve eylemlerinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamasına, dosyada mevcut delil durumuna göre, ispat yükü kendisine düşen davacının iddiasını ispat edememesine, ilk derece mahkemesi kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından, yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1013 E. -2020/63 Karar sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/1/b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile kalan 26,30-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Yasa yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, 5-HMK’nın 359. Maddesinin 4. fıkrası gereği kararın taraflara tebliği işleminin Dairemiz tarafından yerine getirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m. 361 gereğince, tebliğden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 17/05/2022