Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/1483 E. 2022/1077 K. 18.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1483
KARAR NO: 2022/1077
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/02/2019
NUMARASI: 2018/723 – 2019/92
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı tarafından http://www…com.tr internet haber sitesinde yapılan haber yayını yoluyla, müvekkiline hisse devri henüz yapılmış olan…mağazaları hakkında gerçeğe aykırı bilgiler verildiğini, kamuoyunda yanlış algı yaratılmaya ve böylelikle müvekkilinin ticari itibarı ve dolayısı ile satışları zedelenmeye, olumsuz etkilenmeye çalışıldığını, söz konusu yayında müvekkili hakkında “kitaplara sansür uyguladığı” “muhalif isimlerin kitaplarının raflardan indirildiği” şeklinde yalan ifadeler bulunduğunu ve bu ifadelerin müvekkilinin ticari itibarını ağır surette zedelediğini, davalı tarafın kasten kamuoyunu yanıltarak yalan ve yanlış söylemlerle kamuoyunda müvekkili aleyhine bir intiba ve sansasyon yaratmayı amaçladığını, davaya konu yayın sebebi ile 50.000,00-TL manevi tazminatın yayın tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, dava konusu ifadelerin hukuka aykırılığının tespiti ve masrafı davalıdan alınmak suretiyle kararın … Gazetesi’nde ve tirajı en yüksek ulusal iki gazetede yayınlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde ; Davaya konu haberin … mağazalarının …Grubu’na satışının ardından bazı kitapların satışının durdurulmasına ilişkin olarak yapıldığını, içerikte habere konu olayla ilgili kişilerin bildirimlerine, twitter paylaşımlarına ve yorumlarına yer verildiğini, manevi tazminat talebi için kişilik haklarına hukuka aykırı ağır bir saldırının olması, bu saldırının kusura dayanması, saldırı sonucu manevi bir zararın doğması ve zararla eylem arasında uygun illiyet bağının bulunması gerektiğini, fakat dava konusu haber ve paylaşımlarda davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde herhangi bir yan bulunmayıp ilgili haber ve paylaşımların ifade ve basın özgürlüğü kapsamında yapıldığını, haberde belirtilen beyanlarda kişilik haklarına saldırı amacı ve kastıyla herhangi bir cümle ve açıklama olmadığını, ilgili metinlerin kamuoyunu bilgilendirme amacına hizmet ettiğini ve eleştiri sınırları içerisinde olduğunu, görünür gerçeğe uygun olduğunu, talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu beyanla haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddedilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “… dava konusu yazı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, yayının güncel olduğu, davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde sayılabilecek ağır ifadelere yer verilmediği, haberin veriliş biçimi ve bütünlüğü çerçevesinde, sosyal medyadaki üçüncü kişi paylaşımları alıntı yapılarak yapılan haberin görünürdeki gerçekliğe uygun olduğu, basının haber verme hakkı ve eleştiri sınırları içerisinde haber yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla davacının davasının reddine…” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; gazetecinin görevinin, haberi kamuoyuna iletirken yeterli araştırmayı yaparak kişilerin haklarını ihlal etmeden, kamuoyunu doğru bilgilendirmek olması gerektiğini, somut olayda ise bir sosyal medya mesajına dayanılarak, hiçbir araştırma yapılmaksızın, gerçek olmayan bilgiler, haber adı altında kamoyuna servis edildiğini ve bu sayede müvekkilinin gerçek olmayan suçlamalarla karşı karşıya kaldığını, dava konusu edilen haber ile doğru olmayan bilgiler verilerek, müvekkilinin ticari itibarı ve dolayısı ile satışları zedelenmeye, olumsuz etkilenmeye çalışıldığını, yargıtayın, kişinin toplum içindeki saygınlığını azaltacak veya zedeleyecek, kırıcı, küçük düşürücü, alay konusu yapacak hukuka aykırı davranışları ve suçlamaları kişilik haklarına saldırı olarak değerlendirdiğini, haber gerçek bilgiler içermediğinden haber verme ve eleştiri hakkı kapsamında değerlendirilemeyeceğini iddia ederek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava; basın yoluyla kişilik hakkına saldırı nedeniyle manevi tazminat davasıdır. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde sayılabilecek ağır ifadelere yer verilmemesine, haberin veriliş biçimi ve bütünlüğü çerçevesinde, sosyal medyadaki üçüncü kişi paylaşımları alıntı yapılarak yapılan haberin görünürdeki gerçekliğe uygun olmasına, basının haber verme hakkı ve eleştiri sınırları içerisinde haber yapılmasına ve delillerin değerlendirilmesinde ve hukukun uygulanmasında bir isabetsizlik görülmemesine göre ilk derece mahkeme kararına yönelik davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/02/2019 tarih, 2018/723 Esas – 2019/92 Karar sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/1/b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile kalan 26,30-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-Yasa yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, 5-HMK’nın 359. Maddesinin 4. fıkrası gereği kararın taraflara tebliği işleminin Dairemiz tarafından yerine getirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın değişik 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 18/04/2022