Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/1391 E. 2022/1132 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1391
KARAR NO: 2022/1132
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/04/2018
NUMARASI: 2017/591 Esas – 2018/406 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkiline ait www….com uzantılı web sitesinde “… ” model, … desenli spor ayakkabısının satışını gerçekleştirilmekte iken davalıların müvekkili şirket hakkında Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde 2016/60 Esas numarası ile ikame ettikleri dava ile satışa arz edilen ayakkabı deseninin endüstriyel tasarım tescilinin kendilerinde bulunduğunu iddia ettiğini, müvekkili şirketin davalıların endüstriyel tasarım tescili sahibi oldukları iddiasına ilişkin olarak davalıların herhangi bir hak kaybına uğrama ihtimallerini bertaraf etmek ve olası bir haksız rekabet hükümlerine aykırı davranıştan kaçınmak adına 06.04.2016 tarihi itibariyle bahse konu ürünlerin satışını durduğunu ve URL linkini internet sitesinden kaldırıldığını, bununla birlikte Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde devam eden yargılama safahatında müvekkili tarafından yapılan başvuru neticesinde Türk Patent Enstitüsünün Endüstriyel Tasarım Tescil talebine ilişkin gerçekleştirdkleri itirazı kabul ederek tasarımın iptaline karar verdiğini, davalıların iş bu tasarım iptaline karşı dava açmamaları üzerine ise Bakırköy 1. Fıkri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 25.05.2017 tarihinde davalılar tarafından ikame olunan davanın reddine karar verildiğini, müvekkili şirketin davalılar tarafından ikame edilen dava ile tazyik altına alındığını, anılı ürünleri satmaktan sarfınazar etmek zorunda kaldığını ve hatırı sayılır bir ticari kazançtan yoksun kaldığını beyanla fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davalılar tarafından ikame edilen haksız dava neticesinde yoksun kaldığı ticari kazanç kaybı olarak 1.000 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, hükmedilecek olan asıl alacağa 06.04.2016 tarihinden yasal faizden az olmamak kaydıyla ticari reeskont faiz işletilmesine karar verilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde; BK’nun 49 ve devamı maddelerinde davacı tarafın iş bu davayı açmaya hakkı bulunmadığını, Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2016/60 E sayılı davanın tensip tutanağı ile davalı tarafın ticari hayatını olumsuz etkiyebileceği gibi telafisi güç zararlar ortaya çıkabileceğinden ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiğini, davacı tarafın söz konusu ürünün satışının durdurulmasını gerektiren herhangi bir hukuki sebep ya da TBK 49/1 maddesi anlamında müvekkillerinin davacıya yönelik kusurlu ya da hukuka aykırı bir fiilin söz konusu olmadığını, bahisle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince;”….Tarafların iddia ve savunmaları, Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nin 2016/60 E sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı birlikte diğerlendirildiğinde; Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nin 2016/60 E sayılı dosyasında davalının uyuşmazlık konusu ürünleri satmaması yönünde herhangi bir tedbir kararı veya zorlayıcı başka bir karar verilmediği, aksine davacı tarafın (dosyamız davalıları) talep ettiği tedbir talebi gerekçeli olarak reddedildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda dosyamız davacısının uyuşmazlık konusu ürünlerin satışını durdurması kendi inisiyatifinde aldığı bir karar olup, sırf dava açılması nedeniyle dosyamız davalılarının sorumlu olduğunu kabul etmek mümkün değildir. Dosyamız davalıları reddedilmiş olsa da, hak arama özgürlüğü kapsamında dava açmış olup, sırf dava açmaları dosyamız davalısının uyuşmazlık konusu ürünlerin satışına devam etmesine engel değildir. Açıklanan nedenlerle yerinde olmayan tazminat istemine ilişkin davanın reddine….” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla,müvekkilinin ticari kazanç kaybı olduğu iddiasının araştırılmadan ve deliller toplanmadan hüküm oluşturulduğunu, açmış oldukları davada tazminatın koşullarının oluştuğunu beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava; haksız fiil nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir.Türk Borçlar Kanunu’nun 41 maddesine göre,” kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. “İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, davaya konu olayda davalılar tarafından davacı aleyhine Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi nezdinde ikame edilen davanın hak arama özgürlüğü kapsamında kalmasına, uyuşmazlık konusu ürünlerin satılmamasına yönelik Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince herhangi bir tedbir kararı verilmemiş olup aksine davalının bu yöndeki talebinin reddedilmiş olmasına, bu hali ile davacının satışı kendi inisiyatifi ile durdurduğunun anlaşılmasına, ilk derece mahkemesi kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından, yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2017/591Esas – 2018/406 Karar sayılı mahkeme kararına yönelik davacı vekilinin istinaf isteminin HMK.m.353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile kalan 26,30-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4-Yasa yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, 5-HMK’nın 359. Maddesinin 4. fıkrası gereği kararın taraflara tebliği işleminin Dairemiz tarafından yerine getirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın değişik 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 20/04/2022