Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/1289 E. 2022/1064 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1289
KARAR NO: 2022/1064
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/01/2020
NUMARASI: 2014/1138 – 2020/69
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında 01/04/2013 tarihinde Tek Satıcılık Devir Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 8. maddesi uyarınca müvekkili şirketin davalı şirkete yapacağı ödemeleri teminat olarak 150.000,00-TL miktarlı bir teminat senedi tanzim ederek vereceğini ve 12. Maddesinde ise … Bankasına ait … numaralı 150.000,00-TL bedelli “vade tarihi bulunmayan” teminat çekinin keşide edilerek davalı şirkete teslim ettiğinin belirtildiğini, yine davalı şirkete teslim edilen ve üzerinde herhangi bir vade tarihi bulunmayan çekin davalı şirket tarafından onaylanan fotokopisi üzerine de çekin teminat amaçlı olarak verilmiş olduğunun yazıldığını, yine müvekkili şirket tarafından davalı şirkete yukarıda belirtilen sözleşmenin teminatı olarak … Bankası Kasımpaşa şubesinin … nolu 177.256,59-TL bedelli “vade tarihi bulunmayan” çekin keşide edilerek teslim edildiğini, müvekkili şirket tarafından sözleşme şartları uyarınca ticari işlemler devam ederken, 23/12/2013 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … talimat sayılı dosyasından müvekkili şirketin depo adresine menkul haczi için gelindiğinin öğrenildiğini, müvekkili tarafından derhal depoya gidildiğinde; davalı şirket tarafından vade tarihi bulunmayan teminat çeklerinin icra takibine konu yapıldığı ve İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/176 D. İş sayılı dosyasından ihtiyati haciz kararı alınmış olduğunun anlaşıldığını, bu baskı ve haciz tehdidi altında müvekkili şirket yetkilisi …’ın dosya borcuna icra kefili yapıldığını ve teminatın iadesine muvafakat alındığını ve ihtiyaten haczedilen menkul malların kendisine yediemin olarak bırakıldığını, müvekkili şirket deposunda haciz ve muhafaza işlemi yapılarak şirketin ticari faaliyetlerinin sekteye uğratıldığını ve muhafaza işlemi nedeniyle siparişleri temin edemez hale geldiğini, mahkemenin tedbir kararına, ihtiyati haciz kararına itirazlarına rağmen 07/01/2014 tarihinde müvekkili şirketin merkez adresine gelinerek İstanbul … İcra Müdürlüğünün … talimat sayılı dosyasından müvekkilinin ticari faaliyetinin devamı için zorunlu olan bütün bilgisayar, yazıcı, faks makineleri ve sair ofis malzemelerinin haczedilerek muhafaza altına alındığını, İstanbul Anadolu 18. ATM nin 2013/176 D. İş sayılı dosyasından alınan ihtiyati haciz kararına itiraz edildiğini ve itirazlarının kabul edilerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verildiğini, İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasından yapılan icra takibinde, icra takibinin yetkisine, takibe konu senetteki vadeye, takip yoluna ve borca itirazları için İstanbul Anadolu 6. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2013/891 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, mahkemenin 03/01/2014 tarihli celsesinde takibe konu 150.000,00-TL bedelli çek ile ilgili icra takibinin dava sonuna kadar tedbiren durdurulmasına, yapılan yargılama sonunda ise İstanbul Anadolu 6. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 27/02/2014 tarih 2013/891 Esas – 2014/171 Karar sayılı ilamı ile icra dairesinin yetkisizliğine karar verildiğini, haksız haciz nedeniyle müvekkilinin ticari faaliyetlerinin durduğunu, herhangi bir vade bulunmadığını bildiği halde davalı tarafın kötüniyetle harekete geçtiğini, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00-TL maddi tazminatın haciz tarihinden itibaren ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde ; tarafların “teminata karşılık alınmış olan 150.000,00-TL bedelli çekin teslimi esnasında, cari hesap bakiyesinin mutabık kalınan ödeme süreleri içinde çek tutarı olan 150.000,00-TL’sini aşması halinde çek sahibine bilgi vermek kaydıyla tahsilata koyulabileceği” hususunda anlaştıklarını, bu anlaşma gereği cari hesabın çek tutarını aşması halinde anılan çekin hukuki manada teminat vasfını yitirip tahsilata konu edilebileceğini, bu nedenle söz konusu çekin safi teminat çeki değil şartlı teminat çeki olduğunu, uzun süredir ödemelerini gerçekleştirmeyen ve borç bakiyesi çek tutarını aşan borçlu firma yetkililerinin borcu ödemeleri hususunda ihtar edildiğini, borçlu firma yetkilisi …’ın kendi hür iradesi ile depo olarak kullanılan haciz mahalline gelerek haczedilen malların kendisine yediemin olarak bırakılmasını kabul ettiğini ve hür iradesi ile borcu kabul ettiğini beyan ederek teminatın iadesine muvafakat ettiğini ve ayrıca bununla da yetinmeyip şirketin borcuna karşılık icra kefili olduğunu, hacizden sonra şirket yetkilisi ile alacaklı şirketi temsilen Av. …’nin şirket merkezinde bir araya gelerek İİK 38. m. uyarınca sulh sözleşmesi ve bundan bağımsız bir temlik tözleşmesi imzaladıklarını belirterek haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince;”… ihtiyati haciz kararından sonra davacı şirket yetkilisinin haciz tutanağında tespit edildiği üzere borca itirazının bulunmadığını beyan ettiği gibi 23/12/2013 tarihli sulh sözleşmesi yapmak suretiyle davalıya borçlu olduğunun kabul edildiği ve aynı tarihli temlik sözleşmesi ile bir kısım alacaklarını davalıya devrettiği, bu nedenle ihtiyati haczin haksızlığının ileri sürülemeyeceği anlaşılmakla haksız fiilin hukuka aykırılık unsuru oluşmadığından davacının talep ettiği maddi tazminat talebinin reddine ….” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde;Dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla bilirkişi incelemesinden vazgeçilmek suretiyle davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı dlduğunu, açmış oldukları davada maddi tazminatın koşullarının oluştuğunu beyanla Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; haksız haciz nedenine dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. Dosya içeriğinden; İstanbul … İcra Müdürlüğünce talimat üzerine düzenlenen 23/12/2013 tarihli haciz tutanağında davacı şirket yetkilisi … “Teminatın iadesine muvafakat ediyorum.Borca herhangi bir itirazım bulunmamaktadır. Ayrıca bizzat kendim şirketimizin borcuna karşılık icra kefili olmak istiyorum” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır. Yerel mahkeme dosyasında mevcut davacı vekili ve davalı yetkilisi arasında 23/12/2013 tarihinde imzalanan ve İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına konu alacağın ödenmesine ilişkin sulh sözleşmesine göre davacı şirket yetkilisi, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına konu alacağın 324.573,95-TL asıl alacak olmak üzere fer’ileriyle birlikte toplam 403.605,07-TL olduğunu, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyasına konu alacağa ve icra dosyasına herhangi bir itirazlarının olmadığını, tespit edilen 403.605,07-TL nin 31.12.2013 tarihinde kayıtsız şartsız ödeneceğini kabul ettiği anlaşılmıştır. İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, davacı tarafça hacze konu alacağın varlığının ikrar yoluyla kabul edilmiş olmasına, aralarında hacizden evvel 23/12/2013 tarihinde sulh protokolü düzenlenmesine, davalının takipte ve haciz işleminde haksız olmadığının anlaşılmasına, ilk derece mahkemesi kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından, yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1138 Esas-2020/69 Karar sayılı mahkeme kararına yönelik davacı vekilinin istinaf isteminin HMK.m.353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile kalan 26,30-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4-Yasa yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, 5-HMK’nın 359. Maddesinin 4. fıkrası gereği kararın taraflara tebliği işleminin Dairemiz tarafından yerine getirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın değişik 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/04/2022