Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/11 E. 2020/143 K. 12.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/11
KARAR NO : 2020/143
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/03/2018
NUMARASI : 2016/140 – 2018/91
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Gemi ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/02/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin müvekkilinin maliki bulunduğu … ( eski adı …) isimli gemi hakkında deniz alacaklısı hakkı bulunduğu iddiası ile ihtiyati haciz talebinde bulunulduğunu ve İstanbul 52. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/40 Değişik iş sayılı dosyası ile geminin ihtiyati haczine karar verildiğini ve kararın İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile 31/07/2014 tarihinde infaz edildiğini, müvekkili şirketin bahse konu ihtiyati haciz kararından 03/02/2015 tarihinde geminin sicil kaydı kontrolü esnasında öğrendiğini ve ihtiyati hacze itiraz ettiklerini, ihtiyati hacze konu geminin hareketinin engellendiği her saniye müvekkili açısından yüksek meblağlarda zarar anlamına geldiğini, İstanbul 21. İcra Hukuk Mahkemesine başvurularak teminat karşılığında seferden menin kaldırılmasının talep edildiğini ve 13/02/2016 tarihinde seferden menin kaldırılmasına karar verildiğini İstanbul 52. Asliye Ticaret Mahkemesininde 26/03/2015 tarihinde itirazın kabulüne karar verilerek ihtiyati haczin kaldırıldığını, ihtiyati hacze konu geminin müvekkili şirkete satımı ve devri hususunda davalı şirketin borçlusu … Ltd isimli firmayla anlaştıklarını ve 19/06/2014 tarihinde müvekkili şirkete geminin satımı ve mülkiyetinin devrine yönelik satış senedinin düzenlendiğini, 02/07/2014 tarihinde geminin mülkiyetinin davacı şirkete geçtiğini geminin devrinin ve tesliminin gerçekleştiğini, … isimli geminin müvekkili adına Panama gemi siciline kaydının yapıldığını, müvekkilinin ihtiyati hacze konu alacak ile hiçbir hukuki ilişkisinin bulunmadığını, alacağın … gemisi için deniz alacağı teşkil etmediğini, müvekkilinin ihtiyati haczin infaz edilerek 31/07/2014 tarihli seferden men edilmiş olduğundan öğrendikleri 03/02/2015 tarihinde teminat yatırarak seferden meni kaldırmış oldukları 13/02/2015 tarihleri arasında sefere hazır olmasına rağmen sefer yapamadığı nedenle zarara uğradıklarını, müvekkili tarafından hesaplanılabilen zararın 25.000 USD olduğunu belirterek 25.000 USD maddi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından … isimli … Imo nolu gemiye muhtelif zamanlarda kumanya ve teknik malzeme sağlandığını servis hizmeti verdiklerini ancak söz konusu hizmet bedellerinin müvekkili şirkete ödenmediğini ve alacağın tek teminatı olarak … gemisi üzerine ihtiyati haciz konulması talebinde bulunduklarını, davacı tarafından ihtiyati haczin süresinde uygulanmadığı nedenle itirazda bulunulmuş ihtiyati haciz kararının infaz tarihi davacı tarafından bildirilip 31/07/2014 tarihinde ihtiyati haciz kararının infaz edildiğini ve geminin seferden men edilerek evraklarına el konulduğunu İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile yapılan icra takibinde ödeme emrinin 06/08/2014 tarihinde tebliğ edildiğini davacı şirket tarafından 10/02/2015 tarihinde yaklaşık 6 ay sonra başvuruda bulunulduğunu 10/02/2015 tarihinde başvuruda bulunulduktan sonra 13/02/2015 tarihinde icra mahkemesi tarafından seferden men kararının teminat ile kaldırılmasına karar verildiğini, ihtiyati haciz kararını veren mahkemenin ise 26/03/2015 tarihinde ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verildiğini müvekkilinin alacağına ilişkin belgelerin 2012 yılından başlayıp 02/08/2014 tarihine kadar ulaşan belgeler olduğunu davacı şirketin iddiasına dayanak belgelere göre ise davacının gemiyi alış tarihinin 02/07/2014 tarihi olduğunu, davacı şirketin ihtiyati hacze konu geminin mülkiyetine ihtiyati haczin talep edilmesinden önce geçmiş olduğuna dair iddiaya dayanak gösterilen Panama konsolosluğunda düzenlenen satış sözleşmesi ve sair delilerin kendilerine tebliğ edilmesi gerektiğini ihtiyati haciz kararının haksız olmadığını, geminin mülkiyetinin el değiştirdiğine ilişkin iddiaların aylar sonra ileri sürüldüğünü 6 ayı aşkın süre hiçbir başvuruda bulunmayan davalının zarara uğradığı iddiasının hayatın olağan akışına uygun olmadığını, geminin satın alındığı iddiasının ihtiyati haciz ve tebligat aşamalarında ileri sürülmediğini davacının kendi hatasından yararlanarak tazminat talebinde bulunmasının açıkça hakkın kötüye kullanılması ve kendi kusurundan hak elde etme girişimi olduğunu belirterek , davanın reddine yargılama giderleri ve vekalet ücretin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince; “… davacı tarafından 02/07/2014 tarihinde geminin davacıya devir ve tesliminin gerçekleştirildiği belirtilmiş olup teslimat ve kabul protokolünde 02/07/2014 tarihinde Aliağa demirleme yerinde olduğunun belirtildiği, ihtiyati haczin talep edildiği zamanda alacağın varlığı ve miktarı konusunda kanaat oluşup kaldı ki belgeden ve dosyadan geminin devir ve teslim alındığı anlaşılmayıp 10/02/2015 tarihinde 24/07/2014 tarihinde verilen ihtiyati haciz talebine itiraz edildiği ihtiyati hacze itirazın kararın verildiği tarihten uzun zaman geçtikten sonra karara itiraz edildiği ve TTK nın 1369. Maddesine dayandırılıp bu maddede deniz alacağı doğduğunda geminin maliki olan kişinin ihtiyati haczin uygulandığı sıradada bu borçtan sorumlu olup geminin maliki olması gerektiği belirtilmiş olmakla ihtiyati haciz kararının verildiği tarihte gelen bütün kayıt ve belgelerden malik görülen şirkete karşı ihtiyati haciz kararı istenip uygulanması esnasında dahi ihtiyati hacze itiraz eden şirketin maliki olduğuna dair herhangi bir kayıt ve belgeninde mevcut olmadığı ancak itiraz ile birlikte davacı tarafından belgelerin sunulup ihtiyati haciz kararının talep edildiği ve kararın verildiği tarih itibariyle davalının haksız ve kötü niyetli olmadığı ihtiyati haciz talep edilmesinin haksız bir talep olmayıp her ne kadar davalının sorumluluğu kusursuz sorumluluk olarak değerlendirilmekte ise de buna ilişkin yasada herhangibir hüküm olmayıp davalı tarafından ihtiyati haciz kararına ilişkin talebin mahkemeye yöneltildiğinde ihtiyati haciz talep edilen tarafı iyi niyetli olarak mevcut kayıtlar göz önünde tutularak talep edilmiş olmakla dosya kapsamı itibariyle ve gemilerin devrine ilişkin hususlar ve yurtdışında yapılan devirler itibariyle davalının haksız ve kötü niyetli olmadığı ” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar davacı vekiline 04/06/2018 tarihinde, davalı vekiline 04/06/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı vekilince sunulan 12/06/2018 tarihli dilekçeyle istinaf başvurusunda bulunulmuş, bu dilekçe davalı vekiline tebliğ edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati haczin haksız olduğunun anlaşılması halinde kusurlu olmasının aranmayacağını, kusursuz olarak sorumluluk gerektirdiğini, tarafınca yapılan itiraz üzerine ihtiyati haciz konusu … Gemisinin ihtiyati haciz talep edenin borçlusu West İsland Marine ait olmadığını, müvekkiline ait olduğunu, bu durumda kayıt maliki kendisi olduğundan gemiye uygulanan haczin yanlış olduğunu beyan ederek dava dilekçesini aynen tekrar etmiş ve kararın kaldırılarak hukuka uygun yeni bir hüküm tesis edilmesini talep etmiştir. Davalı taraf istinafa verdiği cevap dilekçesinde; davacı şirketin iddiası ve sunduğu belgelere göre gemiyi alış tarihinin 02/07/2014 olduğunu, ihtiyati hacze itirazda bulunan davacı şirketin hacze konu geminin şirket mülkiyetine geçmiş olduğu iddiasında ise iş bu iddiaya dayanak gösteren Panama Konsolosluğunda düzenlenen belgeleri tarafına bildirmesi gerektiğini, ayrıca el değiştirdiğine ilişkin iddianın aylar sonra ortaya çıktığını ve müvekkiline de böyle bir beyanda bulunmadığını, bu sebeplerle hakkın kötüye kullanılması niteliğindeki bu davanın reddi kararının doğru olduğunu, davacının istinaf istemlerinin reddine karar verilmesini beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, haksız ihtiyati haciz sebebiyle geminin seferden alınıkonulması nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir. Dosyada mevcut 2014/427 D. İş sayılı karar ve ekli belgelerde İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/427 D. İş sayılı kararında ihtiyati hacze itiraz eden gemi donatını … Ltd. Şirketinin ihtiyati haciz konusu geminin mülkiyetinin müvekkil şirkete geçtiğinden TTK 1369/1-a maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep ettiği, mahkemenin gerekçesinden taraflarca sunulan belgelerde ihtiyati haciz talebine konu … isimli geminin 02/07/2014 tarihinde …. Ltd. Şti.’ye geminin mülkiyeti ve risklerini noter onaylı devrettiği, TTK 1369/1-a maddesine göre deniz alacağı doğduğunda geminin maliki olan kişinin ihtiyati haczin uygulandığı sırada da bu borçtan sorumlu olup geminin maliki ise geminin ihtiyati haczinin düzenlendiği, mahkemede ihtiyati haciz talep olunan geminin 30/10/2014 tarihinde borçlu … Ltd. Şti.’ye ait olmadığından ve TTK 1369/1-a maddesindeki yazılı şartlar gözönüne alınarak gemi hakkında verilen ihtiyati haciz kararın kaldırılmasına karar verildiği, bu kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2015/5570 Esas – 2015/8273 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Dava dışı … Gemisi Donatanı … Ltd. .Şti. Hakkında davalı …. Tic. Ltd. Şti. tarafından gemiye kumanya ve teknik malzeme sağlandığından ve servis hizmeti verildiğinden bahisle ihtiyati haciz talep edildiği, İstanbul 52. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/40 D. İş sayılı ve aynı karar sayılı 25/07/2014 tarihinde ihtiyati haciz kararı verildiği, Panama bayraklı …. gemisi üzerinde ihtiyati haciz konulmasına karar verildiği, seferden men edilmesine ilişkin bir şerhin olmadığı, davacının ise dava konusu gemi eski adı … yeni adı … isimli geminin mülkiyetini 02/07/2014 tarihinde satış senediyle alarak aynı tarihte devir ve teslimin gerçekleştirildiği, oysaki haczedilen menkul malın haciz tarihi itibariyle borçlu dava dışı West Island Maritime dışında 3. Kişinin bir kişinin zilyetliğinde bulunması nedeniyle tarafından istikhak davasının haciz talep eden alacaklı tarafından açılması gerektiği ayrıca İstanbul 21. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2015/108 Esas – 2015/818 Karar sayılı 18/08/2015 tarihli kararı ile davacısı iş bu davanın davacısı, davalısı ise iş bu davalının davalısı aleyhine açtığı icra memur muamelesini şikayet ve davalı alacaklı tarafından koydurulan ihtiyati haczin kaldırılmasına ilişkin davanın kabul edilerek bu dava ile birleştirilen 2015/159 Esas sayılı dosyalarında; 1. Nolu ara karar ile seferden men kararının kaldırılmasına karar verildiğinden ihtiyati haciz kaldırılmakla dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde hüküm tesis edildiği, İstanbul (Kapatılan) 52. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/40 D. İş sayılı kararı ile ve aynı sayıda esas dosyası ile; 10/02/2015 tarihinde gemi donatanı … Ltd. Şti tarafından ihtiyati haciz kararına itiraz üzerine 26/03/2015 tarihinde ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verildiği görülmüştür. 02/07/2014 tarihinde zilyetliğin devri ve satış senedi ile TTK Madde 1001 ve devamı maddeleri uyarınca mülkiyet donatana geçmiştir. Ayrıca TTK 1369/1-a maddesinin açık hükmü “deniz alacağı doğduğunda geminin maliki olan kişi ihtiyati haczin uygulandığı sırada da bu borçtan sorumlu olup, geminin maliki ise” hükmü şartı getirilmiş olup, bu madde gereğince ihtiyati haczin uygulanması için gemi malikinin borçtan sorumlu olması şartı aranmıştır. Taraflarca sunulan belgelerde ve tüm dosya kapsamında; ihtiyati haciz talebine konu … isimli geminin 02/07/2014 tarihinde …. tarafından davacı şirkete mülkiyetinin noter onaylı devredildiği, TTK 1369/1-a maddesi uyarınca deniz alacakları doğduğunda ihtiyati haczin uygulandığı sırada da geminin maliki bu borçtan sorumlu olup, geminin ihtiyati haczin verildiği ve talep olunduğu tarihte borçlu dava dışı … ye ait olmadığı görülmekle, TTK 1369/1-a maddesi uyarınca yazılı şartlar oluşmadığından ihtiyati haciz kararının kaldırıldığı, ihtiyati haciz kararında kayden karar verildiği, gemi seferinden men edilmesine dair bir hükmün kurulmadığı, haksız ihtiyati hacizlerde maddi tazminata hükmedilebilmesi için haczin haksız olmasının yeterli olduğu, gemi mülkiyetinin kazanılması için zilyetliğinin devri ve satış senedi ile nakil yeterli olup, haciz kararının … isimli gemiyi kapsamadığı, 25/07/2014 tarihli haciz kararının TTK 1364. maddesinde öngörülen 3 günlük süreden sonra 31/07/2014 tarihinde infaz edildiği, bilindiği üzere TTK 1364. Maddesi gereğince ihtiyati haciz kararı verildiği tarihten itibaren 3 (üç) iş günü içerisinde infazının istenmek zorunda olduğu, aksi halde ihtiyati haczin kendiliğinden kalkacağı, bu haliyle de ihtiyati haciz kararının uygulanmasının usul ve hukuka aykırı olduğu, davalı alacaklının ve icra müdürlüğünün ihtiyati haczin ve buna ilişkin işlemleri doğru olarak yerine getirmesi gerekirken bu işlemleri yapmadıkları, 26/03/2015 tarihinde ihtiyati haczin kaldırıldığı, bu durumda tüm dava dosyası içerisindeki bilgi, belgeler ve bilirkişi raporunda belirtilen hususlar toplanarak haciz kararının uygulandığı tarihle haczin kaldırıldığı tarihe kadar geminin havuz tersane seviyesi gibi uzun süreli bakıma alınıp alınmadığı, sefer tarihleri ve sayıları ile bu dönem için şirkete ait geminin kar oranı sigortalattıkları kalemler, belirtilen dönem arasında yapılan harcamalar, geminin asgari personel donatım belgesi ile yakıt, kumanya ve yapılamayan işlere ilişkin davacının bilgi ve belgeleri toplanmak suretiyle; bu yönde bilirkişi raporu aldırılarak davacının zararının araştırılması gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine gidilmesi doğru görülmemiş, HMK 353/1-a.6 maddesi gereğince kararın kaldırılarak dosyanın belirtilen hususlarda yeniden yargılama yapmak üzere mahkemesine iadesine karar verilmiş, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2016/9008 Esas – 2018/2060 Karar sayılı ilamı emsal kabul edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacının istinaf başvurusunun USULEN KABULÜNE, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin (Denizcilik İhtisas Mahkemesi Sıfatıyla) 2016/140 Esas – 2018/91Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, dosyanın açıklanan hususlar kapsamında yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemesine İADESİNE,2-Davacının istinaf başvurusu kabul edildiğinden, peşin yatırdığı 35,90-TL istinaf karar harcının kendisine iadesine, 3-Davacı tarafından yatırılan 98,10-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafından yatırılan ayrıca yatırılan istinaf gider avansı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 5-HMK’nın 359. Maddesinin 3. fıkrası gereği kararın taraflara tebliği işlemi ile 302. maddesinin 5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/02/2020