Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/1000 E. 2022/787 K. 21.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1000
KARAR NO: 2022/787
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/03/2020
NUMARASI: 2020/139 – 2020/305
DAVANIN KONUSU: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/03/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde; Davalının 03/03/2016 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısında … parsel pay sahiplerinin (…varisleri) davet edilmediğini, katılımcılar cetveline eklenmediğini, davalının genel kurul toplantısının usul ve yasaya aykırı olduğunu, genel kurulun yok hükmünde olduğunu belirterek … parsel maliki olarak Tuzla KOSB katılımcı olduğunun tespitine, davalının yaptığı 03/03/2016 tarihli genel kurul toplantısının iptaliyle yok hükmünde sayılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın süresinde açılmadığını, müvekkilinin 10/02/2010 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında inşaatlarına hiç başlanmayan ve yarım bırakılmış parsel üzerinde üretime geçmemiş bütün katılımcıların yönetmelik maddesi uyarınca hareket etmeleri aksi halde yönetmelik gereği katılımcıların tahsisinin iptaline karar verileceğinin kabul edildiğini, bu kararın davacı dahil 25 katılımcıya tebliğ edildiğini, müvekkil bağlı bulunduğu OSB’nin bağlı bulunduğu bakanlık tarafından teftişler yapıldığını, teftiş sonucunda bakanlık tarafından müvekkiline üst yazı gönderildiğini, bakanlık talimatından … parselin OSB Uygulama yönetmeliği’nin 108. Maddesi çerçecesinde derhal arsa tahsislerinin iptal edilmesinin müvekkili OSB’ye bildirildiğini, 28/05/2015 tarihinde yapılan yönetim kurulu toplantısında … varisleri olarak davacılara bakanlığın ilgili talimatı gereği tahsis iptallerinin bildirilmesine karar verildiğini, müvekkilinin 2001 yılından 2015 yılına kadar tüm uyarılara rağmen inşaata başlamadığını, bakanlığın talimatı neticesinde davacıların mirasen intikal eden tahsislerin iptaline karar vermek zorunda kalındığını belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince; “Davalı OSB nin yönetmelik hükümleri ile Bilim ve Sanayi Teknoloji Bakanlığının 13/04/2017 tarihli yazı cevabına göre tahsisin iptaline karar verilmesinde davalıya atfedilecek bir kusur olmadığı gibi, bu hususta yapılan işlemlerde de bir usulsüzlük tespit edilmemiştir. Tahsisin iptali için yönetim kuruluna yetki verilmiş, yönetim kurulu bakanlık yazısı doğrultusunda inşaata başlamayan murise tahsis edilen taşınmaz bakımından tahsisi iptal etmiş, iptal ile murisin dolayısıyla davacıların katılımcı sıfatı kalmamış; yapılan genel kurul toplantısı için davacılara çağrı da yapılmamıştır. Davacıların katılımcı olduklarının tespitine dair taleplerinin kabul edilmesi için, OSB nin tahsis kararının iptaline ilişkin tasarruf ve kararın usulsüz olması veya davacıların verilen süreler içinde inşaatın yapılamamasına, üretimin başlamamasına ilişkin haklı bir sebebi ortaya koymaları gerekir. Ne var ki davacıların, inşaatın kendilerine kusur atfedilemeyen belli bir sebeple yapılamadığına ilişkin bir iddiaları da yoktur. Açıklanan sebeplerle davanın tüm talepler yönünden reddine” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacılar vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; ilk derece mahkemesinin eksik inceleme, değerlendirme ile karar verdiğini, sundukları beyan ve belgeleri değerlendirmediğini, yetersiz ve eksik bilirkişi raporu ile hüküm kurulduğunu, mahkemenin müvekkil şirketin katılımcı sıfatının hukuki anlamda sona erdiğine dair tespitinin hatalı olduğunu, katılımcı sıfatının sona erdirilmesine dair Genel Kurul Kararı bulunmadığını, davalı OSB’nin 27.03.2012 tarihli ve 17.06.2015 tarihli kararının müvekkillerine usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediğini, dosyada mevcut belgelerden anlaşılacağı (davalının cevap dilekçesine eklemiş olduğu belge) üzere söz konusu tebligatın, “… varisleri” adına çıkarıldığını, oysa ki “… varisleri” adında bir “kişinin bulunmadığını, bu nedenle yapıldığı iddia edilen sözkonusu tebligatın hukuken hiç bir sonuç doğurmadığını, arsa tahsis iptalinin usul ve yasaya uygun yapılmadığını, tapuların verilmesinde eşitlik ilkesinin gözetilmediğini, ilk derece mahkemesinin davalı OSB Genel Kurul’unun eşit işlem ilkesine aykırı karar ve uygulaması hakkında hiçbir değerlendirme yapmadığını iddia ederek kararın kaldırılmasını ve genel kurul kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava; Genel kurul kararının iptali talebine ilişkindir.Mahkemenin gerekçeli kararında yönetmeliğin 108. maddesi kapsamında yönetim kurulunun tahsis ve iptal yetkisine göre değerlendirme yapıldığı, davacı vekilinin eşitlik ilkesine aykırı davranıldığına ilişkin iddialarının ise ayrıca değerlendirildiği, buna göre yönetmeliğin 108. maddesi düzenlemesinin gereğini, bildirimde bulunulmasına rağmen yerine getirmeyen davacı şirkete alınan tahsislerin iptaline ilişkin kararların haklı olduğu sonucuna varıldığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle; her ne kadar davacı vekili ilk derece mahkemesinin eksik inceleme, değerlendirme ile karar verdiğini, sundukları beyan ve belgeleri değerlendirmediğini, yetersiz ve eksik bilirkişi raporu ile hüküm kurulduğunu iddia etmiş ise de, mahkemenin tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde yönetmeliğin 108. maddesi kapsamında yönetim kurulunun tahsis ve iptal yetkisine göre değerlendirme yaptığı, OSB yönetim kurulunun Bakanlık görüşü uyarınca söz konusu parsellerin tahsisinin iptal edilmesine karar verdiği, bu konuda yönetmelikle bakanlığın yetkili kılındığı, OSB nin gecikmeli olarak 108. madde hükmünü bakanlığın talimatı ile uygulamak zorunda kaldığı, böylece OSB nin tahsis iptali kararının mevzuata uygun olduğunun anlaşıldığı ayrıca davacı vekilinin eşitlik ilkesine aykırı davranıldığına ilişkin iddialarının da mahkemece değerlendirildiği, buna göre yönetmeliğin 108. maddesi düzenlemesinin gereğini, bildirimde bulunulmasına rağmen yerine getirmeyen davacı şirkete alınan tahsislerin iptaline ilişkin kararların haklı olduğu sonucuna varıldığı, böylece tahsis iptal edilen davacının katılımcı sıfatı tartışmalı hale geldiğinden genel kurul toplantısına çağrılmadığı, bu hususun genel kurul kararının iptalini gerektirmediği tespit edildiğinden usul ve yasaya uygun bulunan ilk derece mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf talebinin HMK 353/1b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekir. Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/139 Esas – 2020/305 Karar sayılı kararına karşı davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/1/b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Kanunu uyarınca davacılardan alınması gerekli 80,70×4=322,80-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile kalan 268,40-TL harcın davacılardan alınarak Hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Yasa yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, 5-HMK’nın 359. Maddesinin 4. Fıkrası gereği kararın taraflara tebliği işleminin Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/03/2022