Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2020/1 E. 2021/2679 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1
KARAR NO: 2021/2679
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/02/2019
NUMARASI: 2018/841 Esas- 2019/197 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin tekstil sektöründe faaliyet gösterdiğini, şirketin mülkiyetinde bulunan İstanbul ili Esenyurt İlçesi, … ada, … parsel noda kayıtlı 3.126 m2 büyüklükte arsa ve arsa üzerinde yaklaşık 500 m3 su depolama kapasitesine sahip su deposu, üzerinde 150 m2’lik bina, günlük 600 ton su kapasiteli 450 metre derinliğinde artezyen kuyusu bulunduğunu,davalıların, müvekkili şirkete ait arsanın bulunduğu bölgede, Esenyurt Belediyesi’nin “ Esenyurt İlçesi … Mahallesi Tem Otoyolu ile Evren Oto Sanayi Sitesi arası Haramidere Anakolu Dere Islah ve Yağmursuyu Bağlantı Pojelerinin uygulanması işlerini ihale yolu ile aldığını,bu işlerin yapımı sırasında davalıların, müvekkili şirketin onay ve rızasını almaksızın müvekkiline ait arsanın üzerine ve etrafına 10 metre yükseklikte sıkıştırılmış 60.000 m3 civarındaki hafriyat toprağını döktüklerini, davalılar tarafından müvekkili şirkete ait arsa üzerine hafriyat dökülmesi sonucu arsa üzerinde bulunan 500 m3 su depolama kapasiteli su deposu, 150 m²’lik bina, günlük 600 ton su kapasiteli 450 metre derinliğinde artezyen kuyusunun kullanılamayacak ölçüde zarar gördüğünü,müvekkili şirketin artezyen kuyusundan elde ettiği suyu, pazarlamakta ve aylık 20.000 $ gelir elde ettiğini, davalıların haksız eylemi sonucu su pazarlamasından kaynaklı olarak 240.000 $ gelir kaybına uğranıldığını,davalıların yanlışlığın durdurulup, durumun düzeltileceğini, oluşan zarar var ise tazmin edeceklerini sözlü olarak bildirdiklerini,ancak herhangi olumlu hareket gelmeyince, müvekkili şirket tarafından Bakırköy …Noterliği’nin 14/06/2012 tarih, … nolu ihtarnamesi keşide edilerek zararın asgarı 1.000.000.-$ olduğunun ihtar edildiğini ancak zararın tazmin edilmediği gibi hafriyatında kaldırılmadığını belirterek şimdilik 90.000 TL’nin ihtarname tebliğ tarihinden itibaren işleyecek reeskot faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini, davacı dava dilekçesini ıslah ederek yalnızca harfiyat nakil bedeli olan 946.519.20 TL’yi talep ve dava etmiştir. Davalı … Ltd Şti vekili cevap dilekçesinde; davacının alacak zarar miktarına, iddianın gerçekliğine, zarar kalemlerine ve içeriklerine, döküldüğü iddia edilen toprak miktarına, hasar gören müştemilat binası iddiasına, su deposu ile artezyen kuyusuna ilişkin gerek miktar gerekse çap ve bedel olarak iddia edilen hususlara itiraz ettiklerini, iddia edilen hususların afaki olduğunu ve ispata dayalı olduğunu, müvekkil şirketin kendilerine verilmiş olan … onaylı projeye göre imalat ve çalışmalarını devam ettirdiğini, belediye onaylı projelerinde ve kontrol mühendisleri nezaretinde çalışmalarını devam ettirdiklerini, çalışma sahasında müvekkil şirketin alt taşeron olarak çalışmalarını sürdürmüş olup işverinin talimatlarına göre hareket etmekte olduklarını, hukuken herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … Ltd Şti vekilinin cevap dilekçesinde; davacı tarafın iddia ettiği zarar kalemlerine ve içeriklerine açıkca itiraz ettiklerini, uğranılan gelir kaybının afaki olduğunu bu hususun tespiti için davacı tarafın ticari defterleri ve vergi kayıtlarının incelenmesi gerektiğini, davacı tarafın sebepsiz zenginleşme gayreti içerisinde olduğunu, zararın oluşumuna müvekkili şirketin sebep olduğu hususunun ispatının davacı tarafa ait olduğunu, kaldı ki dava konusu parselin dava dışı bir firmaya satıldığını, davacının taraf ehliyetinin de kalmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “… dava konusu taşınmazda dava dilekçesinde belirtilen 500 m3 su depolama kapasitesine sahip su deposu, 150 m2 lik bina ve günlük 600 ton su kapasiteli 450 metre derinliğinde artezyen kuyusuun bulunduğuna dair herhangi bir delil bulunmadığı, dava tarihi itibari ile parsel üzerine dökülmüş bulunan 30.932 m3 toprağın kamyona yüklenip, toprak döküm yerine nakil bedelinin 946.519,20 TL olduğu, ancak 07/08/2007-20/12/2013 tarihleri arasında dökülmüş olan 30.932 m3 toprağın kim tarafından döküldüğünün belirlenemediği, taşınmazın yargılama sırasında dava dışı bir şirkete satıldığı, davacı vekilinin ıslah dilekçesinde bu toprağın nakil bedelini talep ettiği, ancak taşınmaz el değiştirdiğinden davacı tarafından nakil bedeli talep edilemeyeceği, davacının üzerindeki toprakla birlikte taşınmazı daha düşük bir bedelle 3. Kişiye satmak zorunda kaldığından aradaki bedel farkını da talep etmediği görülmüş olduğundan davanın reddine…” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla Bilirkişi kurulu bir kök rapor ve üç kez de ek rapor düzenleyerek müvekkiline ait arsa üzerine 30.932 m3 hafiryat dökümü yapıldığını bunun bedelinin de 946.519,20.-TL olduğunu tespit ettiğini, arsaya dökülen hafriyatla ilgili olarak dinlenen tanık beyanlarıyla da bu durumun teyit edildiğini, davalıların tanık dinletmedikleri, dosyaya başkaca belge bilgi sunmadıkları, dolayısıyla açmış oldukları davanın ispat olunduğunu,arsanın satılmış olmasının haksız fiilin neticelerini ortadan kaldırmayacağını, davalılar lehine hükmolunan vekalet ücreti yönünde de kararın hatalı kurulduğunu, vekalet ücretinin reddedilen miktar üzerinden değil dava açılış tarihindeki miktar üzerinden taktir olunması gerektiğini, ayrıca görevsizlik kararı veren Bakırköy 4.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/416 E. dosyası ile davalılar lehine nispi vekalet ücreti verilmiş olup, müvekkil şirket cebri icra tehdidi altında bu bedeli ödemek durumunda kalmış bulunduğundan mükerrer şekilde hükmedilen vekalet ücretinin bu yönüyle de usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; haksız fiil iddiasına dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesince davacının davasını ıslah ettiği de gözetilerek, bu miktar esas alınmak suretiyle davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin usule ve yasaya uygun olmasına, (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 2021/235 Esas- 2021/5178 Karar sayılı emsal ilamı), mükerrer tahsilat iddiası yönünden yapılan incelemede ise Bakırköy 4. ASHM’ nin 2018/237 esas sayılı dosyasında vekalet ücretinin görevli mahkemede dikkate alınacağının belirtilmesine, Bakırköy 4. ASHM’nin 2013/416 esas sayılı dosyasının ise İST BAM 4.HD’nin 2017/1520 esas sayılı kararıyla bozulduğundan vekalet ücretine ilişkin bendinin dayanaksız kalmasına, mükerrer tahsilat iddiasının icra merciileri nezdinde de ileri sürülebilmesine, ilk derece mahkemesi kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından, yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/841 Esas – 2019/197 Karar sayılı mahkeme kararına yönelik davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcından yatırılan 44,40-TL’nin düşümü ile eksik kalan 14,90-TL harcın istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Yasa yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, 5- HMK’nın 359. Maddesinin 4. fıkrası gereği kararın taraflara tebliği işleminin Dairemiz tarafından yerine getirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın değişik 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/12/2021