Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2019/925 E. 2021/862 K. 21.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/925
KARAR NO: 2021/862
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İSTANBUL ANADOLU 7.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/02/2019
NUMARASI: 2018/1222 – 2019/174
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/04/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; … Mah. … Cad. No: … Ataşehir İstanbul adresinde bulunan taşınmazı evvelde 1/2’şer hisse ile davadaki taraflar adına kayıtlı olduğunu; müvekkilinin Şufa ( ön alım ) hakkını kullanmak suretiyle sonradan bu hisseyi alan davalı aleyhine İstanbul Anadolu 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/173 Esas – 2015/488 Karar sayılı davasını açtığını; davanın kabul ile sonuçlandığını ve müvekkilinin taşınmazın tamamına bu şekilde malik olduğunu; davalı bu yerin tahliye etmeden önce işyeri niteliğindeki bu taşınmazı yıkmak suretiyle zarar verdiğini, verilen zararı delil tespiti yoluyla Anadolu 20. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/43 D.iş sayılı dosyası ile tespit ettirdiklerini belirterek; davalının binaya verdiği zararının tespitini, eski hale getirilip getirilmeyeceğinin belirlenmesini, eski hale getirmek mümkün ise bunun için gerekli bedelin tespitini, mahrum kalınan kullanım bedelinin belirlenerek tahsilini, binanın yıkılmasından kaynaklanan zararın tespitini ve tahsilini, yıkılmamış olsaydı imar barışından yararlanmak suretiyle ruhsat alınabileceğinden bu yönden de uğranılan zararının tespitini ve tahsilini talep etmiş; fazlaya dair haklarını saklı tutmak suretiyle şimdilik 30.000,00-TL’nin ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; taşınmazda tapu maliki olan müvekkili otururken; Ataşehir Belediyesinin yıkım kararı aldığını, yıkım kararını müvekkiline tebliğ ettiğini, daha sonra da kararı tekrarlayarak ihtarda bulunduğunu; müvekkili tarafından yasal zorunluluk nedeniyle yıkımın gerçekleştirildiğini; müvekkilinin gerçekleştirdiği yıkım ve tahliye tarihinin şufa davasının kesinleşmesinden evvel olduğunu; ancak bu dava ile alakalı olmadığını, müvekkilinin hiç bir zaman davacıya zarar verme kastının bulunmadığını; tapu maliki iken yıkımı gerçekleştirdiklerini, zira yetkili mercinin verdiği emri yerine getirdiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunduğu görülmüştür. İlk derece mahkemesince; “Her ne kadar davacı taraf imar barışından yararlanacağını bildirmiş ise de, yıkım kararı uygulanmadan önce söz konusu imar barışına ilişkin yasanın çıktığı, davacının herhangi bir başvuruda bulunmadığı; bulunsa idi belkide yıkım kararını erteletebileceği, kaldırtabileceği nazara alınarak ve davalının yetkili mercinin vermiş bulunduğu emri yerine getirmesinden dolayı haksız fiil hükümleri gereğince tazmini sorumluluğunun doğmadığı nazara alınarak; ortada kaçak bir yapının söz konusu olduğu, yıkılmasının kanun gereği olduğu dikkate alınarak davanın reddine” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; ilk derece mahkemesinin görevli olmadığını, lahiyalar safhasının usulünce yerine getirilmeden , yargılamanın aşamalarına uyulmadan karar verildiğini, yıkım aşamasında her ne kadar davalı malik olsa da, açılan dava ile tartışmalı ve askına olduğunu, belediyenin yıkım kararının ise aktif ve güncel olmadığını, uygulanabilir olmadığı gibi iptali mümkün bir karar olduğunu, hisseli taşınmazın yıkımına tek başına karar verilemeyeceğini, davalıya yapılan ihtara rağmen hisseli taşınmazdaki tüm binayı yıktığını belirterek aleyhe kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede: Dava, haksız yıkım nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.Somut olayda, her ne kadar taşınmaza ilişkin tapu kaydı dosya arasına alınmamışsa da sunulan bir kısım evraklara ve taraf kabullerine anlatımlara göre, davacının kişisel olarak yarı oranda malik olduğu taşınmaz bakımından, ön alım hakkının kullanılmasınına ilişkin davada verilen karar kesinleşmeden önce yapının yıkıldığı hususunda ihtilaf bulunmadığı anlaşılmakla, taşınmazın üzerindeki muhtesatın davalıya ait olduğuna dair kesinleşmiş bir mahkeme kararı bulunmadığı ve davacının da bu yönde bir iddiasının bulunmadığı hususunda göz önünde bulundurularak, yıkılan muhtesattaki mülkiyet hakkı da dikkate alınarak, davacının iddia ettiği yapının çatısı ve varsa diğer aksamındaki çelik ve benzeri ekonomik değeri olan şeyler tespit edilmeden , davacının enkaz bakımından ekonomik değeri olan yapı sistemleri bakımından yarı oranda malik olması hususu göz önünde bulundurulmadan değerlendirme yapıldığı analışmıştır.Açıklanan nedenle, yıkım tarihindeki mülkiyet durumu dikkate alınarak tarafların sunmuş olduğu deliller ve bu yöndeki varsa diğer delillerinde sunulmasına imkan sağlanarak, enkazda ekonomik değer taşıyan malzemelerin bedelinin tespiti ile tarafların hak sahipliği oranına göre değerlendirme yapılması gerekirken eksik inceleme yapıldığı anlaşılmakla, diğer hususlar incelenmeksizin davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜ ile, istinaf istemine konu ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/02/2019 tarih, 2018/1222 Esas – 2019/174 Karar sayılı kararının HMK.m.353/1-a/6 hükmü uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili tarafından peşin olarak yatırılan 44,40-TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6- HMK’nın 359. Maddesinin 3. fıkrası gereği kararın taraflara tebliği işleminin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,HMK. m.353/1-a/6 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 21/04/2021