Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2019/674 E. 2019/850 K. 30.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/674
KARAR NO : 2019/850
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 31/10/2018
NUMARASI : 2018/937 – 2018/940
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/04/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin müdürlük hizmet sahası önünde, davalı İBB adına müteahhitliğini yapan davalı … Tic. ve San. Ltd. Şti.’nin yapmış olduğu kaldırım çalışması sırasında davacı şirkete ait kabloya hasar verildiği belirtilerek, 1.947,42-TL hasar bedelinin 06/04/2017 hasar tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili talep edilmiştir.Davalı …Büyükşehir Belediye Başkanlığı vekilince ilk derece mahkemesine sunulan cevap dilekçesinde özetle; dava konusu taleple müvekkilinin bir ilgisi ve sorumluluğu bulanmadığı beyan edilerek, davanın müvekkili yönünden reddine karar verilmesi istenmiştir.Davalı … Tic. ve San. Ltd. Şti. vekilince ilk derece mahkemesine sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacının kablolarının olması gereken derinlikte olmadığı, bu nedenle zarar meydana gelmişse bundan davacı tarafın kusur ve sorumluluğu bulunduğu, talep edilen zararın fahiş olduğu, zamanaşımı def’inde bulundukları beyan edilerek, davanın reddine karar verilmesi savunulmuş,bilahare yargılama sırasında davacı vekili ile davalı …Tic. ve San. Ltd. Şti. vekilince sunulan 25/10/2018 tarihli dilekçelerle, dava konusu alacağın sulh kapsamında ödendiği belirtilerek, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi istenmiştir.Bu dilekçeler üzerine ilk derece mahkemesince, 6100 sayılı HMK 313,314 ve 315 v.d. maddeleri gereğince, taraflar arasındaki uyuşmazlığın son bulması ve davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; gerekçeli kararda miktar itibariyle kesin olarak verilen karar için itinaf yolunun açık bırakıldığını, bu hatanın düzeltilmesine dair taleplerinin reddedildiğini, ayrıca aleyhlerine … lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının bozularak, belirtilen bu nedenler doğrultusunda davalı İBB yararına hükmedilen vekalet ücretinin kaldırılmasına, hükmün miktar itibariyle kesin olduğu şeklinde düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :Her ne kadar dava dilekçesinde “fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere 1.947,42 TL alacağımızın” şeklinde talepte bulunulmuş ise de, davacının hasarı başka bir firma aracılığı ile tamir ettirmiş ve buna dair faturayı dosyaya sunmuş olması, istinaf dilekçesinde de fazlaya ilişkin bir talepte bulunulmamış olması karşısında davacının talebini somut ve sınırlı hale getirmiş varsayılması gerektiği, dava dilekçesindeki bu beyanının şeklen söylenmiş bir beyan olduğu anlaşılmıştır.Yerel mahkeme tarafından hükmün verildiği tarih itibarı ile yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nun 341/2. maddesinde; “Miktar veya değeri Üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.” hükmü mevcuttur. Ayrıca, 6100 sayılı HMK’nun Ek 1. Maddesinin 1. Fıkrasında; HMK’nun “341. maddesindeki parasal sınırın her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298’inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2. Fıkrasında; HMK’nun “341. maddesindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı” düzenlenmiş bulunmaktadır.Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu yerel mahkeme hükmünün verildiği 2018 yılı için HMK’nun 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 3.560,00-TL. olmuştur.Somut olayda; istinafa konu olan miktar 1.947,42-TL olup, söz konusu miktarın hükmün verildiği tarih itibarı ile öngörülen kesinlik sınırının altında kalması sebebiyle, yerel mahkemece verilen karar hüküm tarihinde miktar itibarı ile kesin niteliktedir. Hükmün verildiği tarih itibarı ile miktar olarak kesin nitelikteki karar ile ilgili olarak yerel mahkeme kararına karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesinin de sonuca bir etkisi bulunmamaktadır.Bu durumda, hüküm tarihi itibarı ile kesin olduğu yasada açıkça belirtilen karara karşı taraflar istinaf kanun yolu başvurusunda bulunamaz.Hal böyle olunca, 6100 sayılı HMK’nun 346. maddesi gereğince, hüküm tarihi itibarı ile kesin olan karara karşı istinaf başvurusunda bulunan davacı vekilinin istinaf dilekçesinin reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacının istinaf isteminin, miktar itibariyle kesin nitelikteki karara ilişkin olması sebebiyle HMK. 341/2 ve HMK. 352/1 maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE, 2-Davacı tarafça yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile istinaf karar harçlarının istek halinde kendisine iadesine,3-Davacı tarafça yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kalan avansın kararın kesinleşmesinden sonra kendisine iadesine, 4-HMK’nın 359.maddesinin 3. fıkrası gereği kararın taraflara tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/04/2019