Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2019/505 E. 2021/380 K. 25.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/505
KARAR NO : 2021/380
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/12/2018
NUMARASI: 2018/253 – 2018/1184
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ : 25/02/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının haksız ve kötü niyetli talebiyle Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası kapsamında dosya borçlusu olmayan ve dosya borçlularıyla ilgisi dahi bulunmayan müvekkiline ait işyerinde gerçekleştirilen hukuka aykırı haciz işlemi nedeniyle 20.000,00-TL manevi tazminatın haciz tarihi olan 30/01/2018 itibaren işletilecek ticari faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve hükmedilecek tutar üzerinden hesaplanacak nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; öncelikle görev itirazlarının olduğunu, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, yetkili mahkemenin de Küçükçekmece Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davanın esası hakkında ise müvekkili şirket vekili tarafından gerekli araştırmalar yapılarak ihtiyati haciz kararındaki borçlu şirket ile davacı şirketin aynı iş kolunda yer almaları, davacı şirket yetkilisinin e-mail adresinin borçlu şirketin isminin aynı olması nedeniyle davacının işyerinde hacize gidildiğini, ancak davacı şirket yetkililerinin beyanları üzerine herhangi bir muhafaza işlemi yapılmadan geri dönüldüğünü, kısa bir süre sonra hacizlerinde kaldırıldığını, davacının ticari itibarının zedelendiğine dair herhangi bir delil sunulmadığını, haksız olarak açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Manevi tazminat talebinde TBK 49/1 maddesi gereği kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlü olduğundan davalının yapmış olduğu haciz işleminde hukuka aykırılık bulunmadığından dosyada mevcut deliller de davacının işyerinde yapılan haciz nedeniyle maddi ve manevi bir mağduriyet yaşadığı, ticari kaybının olduğuna ilişkin bir delil bulunmadığından koşulları oluşmayan davanın reddine” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesini tekrar ile, davalının haciz işlemini hata ile değil kasten ve borçlu olmadığını bilerek yaptığını, yapılan hacizden kaynaklı itibarının zedelendiğini, mahkemenin zararı ispat bakımından bildirdiği tanıkları dinlemediğini belirterek aleyhe kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede: Dava: haksız hacizden kaynaklı manevi tazminat istemine ilişkindir. Haksız hacze dayalı manevi tazminat istemi 818 sayılı BK.’nun 49. maddesinden (6098 sayılı TBK’nun 58. maddesi) kaynaklanan bir sorumluluk olup, kusura dayanan bir sorumluluk türüdür. Bu nedenle de takip (haciz) yaptıran kişinin takipte veya haciz işleminde kötü niyetli ve kusurlu olduğu olgusu gerçekleşmedikçe ve ağır bir zarar da doğmadıkça manevi tazminatla sorumlu tutulamaz. Somut davada, davalı alacaklı Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile davacının takip dosyasında borçlu olarak yer alamadığı, ayrıca takibe konu ihtiyati haciz dosyasında da taraf sıfatının bulunmadığı, alacaklı olan davalının yapmış olduğu takipte de borçlu ….A.Ş’nin adresinin Bursa ilinde olduğu, takip dosyasında alacaklı vekilinin haciz yönü ile yapmış olduğu talepte bu borçlu bakımından yeni adres sunulduğu ve hacze gidildiği, hacze gidildiğinde işletmenin borçlu firmaya değil davacıya ait firmanın olduğunun anlaşıldığı, haciz sırasında şirket yetkilisince borçlu şirket olmadığının beyanı sonrasında davacı vekilince organik bağın bulunduğu iddiası kapsamında evrak araştırmasının yapıldığı ve bu yönde de ispata yarar bir evrakın bulunmadığı, buna rağmen davalı olan alacaklı vekilinin talebinde ısrar ederek haczin yerine getirildiği, haciz yapılarak malların yediemin sıfatı ile davacıya bırakıldığı anlaşılmıştır. Ayrıca borçlu firmanın adresinin Bursa’da olduğu, İstanbul’da organik bağı bulunduğu iddia edilen ve adresi bildirilerek haciz yapılan firmanın ticaret sicil kayıtlarının aleni olduğu, alacaklının bu kayıtları araştırmadan haciz talep etmesinde kusurlu davranışta bulunduğu değerlendirilmiştir. Davalının başlatmış olduğu icra takibi ve yapılan hacizde sırf yetkililerin soy isimlerinin aynı olduğu ve bir kısım web sitesinde mail adreslerinin bulunduğunu beyan eder şekilde savunma sunulmuşsa da, buna dair somut delilin takip ve dava dosyasına sunulmadığı, yapılan haczin yeterli araştırma yapılmadan haksız nitelikte yapıldığı, bu hususta davalı alacaklının ağır kusurunun bulunduğu, bu nedenle yapılan haksız hacizden kaynaklı davacının ticari itibarının zedelendiği kanaatine varılmıştır.Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesinin kararının HMK 353/1-b-2. Maddesi gereğince kaldırılarak tarafların ticari şirket olması, sosyal ekonomik durumları ve alacak miktarı da dikkate alınarak davanın 5.000,00-TL yönünden kabulüne karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/12/2018 tarih, 2018/253 Esas – 2018/1184 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b/2.maddesi gereğince yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA,1-Davanın KISMEN KABULÜNE, 5.000,00-TL manevi tazminatın 30/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 341,55-TL karar ve ilam harcı peşin alındığından, başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafça yapılan 341,55-TL peşin harç, 35,90-TL başvurma harcı, 120,25-TL yargılama gideri olmak üzere toplam 497,70-TL yargılama giderinin davanın kabul edilen bölümü üzerinden hesaplanan 124,42-TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın kabul edilen bölümü üzerinden belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın reddedilen bölümü üzerinden belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, 7-Yargılama sırasında gider avansı yatırılması halinde arta kalan kısmın yatıran tarafa iadesine, B- İstinaf incelemesi bakımından ;1-Davacı tarafından peşin yatırılan 44,40-TL istinaf karar ve ilam harcının, istem halinde kendisine iadesine, 2-Dosya üzerinden inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 3-İstinaf aşamasında istinaf yasa yoluna başvuran taraflarca yapılan giderlerin takdiren üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, 5-HMK’nın 359. Maddesinin 3. fıkrası gereği kararın taraflara tebliği işlemi ile 302. maddesinin 5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/02/2021