Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2019/50 E. 2021/34 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/50
KARAR NO: 2021/34
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/11/2017
NUMARASI: 2016/335 – 2017/1007
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/01/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; 22/04/2014 tarihinde Çatalca ilçesi, … Mah. … Sokak köşesinde … santraline ait … kablonun … taşeronu … İnşaat tarafından yapılan su kanal çalışmaları sırasında hasara uğratıldığını, hasara müteakip teknik personel tarafından olay yeri tespit yapıldığını, tutanak düzenlendiğini, yapılan tespit sonucunda hasar tutarının 5.407,87.-TL olduğunu belirterek hasar tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde ; Her türlü hasar veya zararın yüklenici olan diğer davalı … İnşaata ait olduğunu, işin yapımı esnasında yüklenicinin işine ve personeline müdaheleye yetkisinin olmadığını, işin bitiminde kontrollük marifeti ile işin şartnameye uygun yapılıp yapılmadığının dışında başkaca görevinin olmadığını, imalat esnasında 3. Şahıslara verilebilecek her türlü zarar, ziyanın yükleniciye ait olduğunu, kendilerinin davada vareste tutulması gerektiğini, davanın direk olarak yalnızca … İnşaata yönlendirilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … İnşaata dava dilekçesinin tebliğ edildiği, ancak davaya ilişkin cevap dilekçesi sunmadığı görüldü. İlk derece mahkemesince; “davacının yer altında döşeli kabloların davalı …’nin çalışma faliyetleri kapsamında taşeronu olarak faaliyette bulunan davalı … inşaat şirket çalışanları tarafından yapılan çalışma sırasında davacıya ait kablolara zarara uğratılmış olduğu anlaşıldığından alınan bilirkişi raporu itibariyle zarar miktarı itibariyle davacının davasının kabulüne ” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davalı … vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; diğer davalı ile yapılan eser sözleşmesi kapsamında davalı …’ye husumet yöneltilemeyeceğini, müteahhit firmanın sorumluluğunun olduğunu, yasal faiz yerine avans faize hükmedilmesinin yerinde olmadığını beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede: Dava: haksız fiilden kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir. Dosyada toplanan delillerden davalılar arasında düzenlenen sözleşmenin niteliği bakımından eser sözleşmesi olduğu anlaşılmaktadır. Eser sözleşmelerinde kural olarak, iş sahibi ile yüklenici arasında bağımlılık ilişkisi bulunmamakta, yüklenici iş sahibinden bağımsız olarak üstlendiği işi sözleşme koşullarına uygun olarak tamamlayıp teslim etmeyi üstlenmektedir. Bu özellik dikkate alındığında bağımlılık ilişkisi, bir başka deyişle iş sahibinin adam çalıştıran sıfatı bulunmadığından eser sözleşmelerinin yerine getirilmesi ve işin yapımı sırasında yüklenicinin üçüncü kişilere zarar vermesi halinde iş sahibinin zarardan sorumlu tutulamayacağı kabul edilmektedir. Ancak bu kesin bir kural değildir. İş sahibi ile yüklenici arasındaki sözleşmede iş sahibine yükleniciye emir ve talimat verme, yapılan işi kontrol ve denetleme yetkisinin tanınmış olması halinde, iş sahibi ile yüklenici arasında bağımlılık ilişkisi kurulmuş olacağından iş sahibinin “adam çalıştıran” sıfatıyla zarardan sorumlu tutulması gerektiği ve sorumluluk türünün de müteselsil (zincirleme) sorumluluk olacağı kuşkusuzdur. (Benzer emsal Yargıtay 7.Hukuk Dairesi2013/12224 Esas – 2014/11678 Karar) Somut olaya gelince; davalılar arasında düzenlenen ve dosyaya sunulan 02.01.2012 tarihli sözleşmede iş sahibi davalı …’nin diğer davalı yüklenici olan … A.Ş’ye sözleşmenin 21. Madde gereğince emir ve talimat verme yapılan işi kontrol ve denetleme yetkisinin tanınmış bulunduğu bir başka anlatımla davalılar arasında bağımlılık ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalılar meydana gelen zarardan dolayı adam çalıştıran sıfatıyla ve mütesilsilen sorumlu olduğu kuşkusuzdur. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde ve hukukun uygulanmasında bir isabetsizlik görülmemesine, tarafların sıfatına göre uygulanan faizin isabetli olmasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29/11/2017 tarih, 2016/335 Esas 2017/1007 Karar sayılı kararına karşı davalı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/1/b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 369,41-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 92,36-TL harcın düşümü ile eksik kalan 277,05-TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalı …’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4-Yasa yoluna başvuran davalı … tarafından yapılan giderlerin takdiren üzerinde bırakılmasına, 5-HMK’nın 359. Maddesinin 3. fıkrası gereği karar kesin nitelikte olduğundan kararın taraflara tebliği işleminin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına, HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 362/1-a mad. gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 14/01/2021