Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2019/454 E. 2021/308 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/454
KARAR NO: 2021/308
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/11/2017
NUMARASI: 2016/321 – 2017/1118
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 18/02/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; 17.06.2015 tarihinde Çatalca İlçesi, … Köyü, … Caddesi ile … Caddesi üzeri … Santraline bağlı 2 no.lu sha dolabında çalışan, A,B,C,D,E,F, lokalleri 300 0.5-200 0.5-100 0.5 AP kabloların İSKİ Genel Müdürlüğü taşeronu … A.Ş. tarafından yapılan atıksu şebeke boru hattı döşeme çalışmaları sırasında hasara uğratıldığını, Hasarın müteakip teknik personelleri tarafından olay yerinde tutanak düzenlenmek suretiyle hasar tespit edildiğini, hasar nedeniyle şirketlerinin 4.970,82.-TL maddi zararı meydana geldiğini; zararlarının ayrıntılarını gösterir keşif evrakı, hasar tutanağı delil listemiz ekinde sunulduğunu. … firmasınca hasarın giderilmiş olduğuna ilişkin iş emirlerinin de sunulduğunu, alacaklarının rızaen tahsili mümkün olmadığından, hüküm altına alınmasını teminin kanuni süresi içinde iş bu davanın açılması zorunluluğu doğduğunu, açıklanan nedenlerle, Fazlaya ilişkin hakları saldı kalmak kaydıyla 4.970,82 TL hasar bedelinin 17.06.2015 tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli avans işlemlerine uyguladığı değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı … A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde; öncelikle davacı tarafın dava dilekçesinde belirttiği iddia edilen zararın oluştuğu anda tutulduğu varsayılan tutanağın hukuka aykırı olarak düzenlendiğini. Taraflarının böyle bir evrak dan dahi haberi olmadığını. Bu nedenle hukuka aykırı olarak tutulan bu tutanağın delil hükmünün bulunmadığını, dava konusu alacağın dayandığı böyle bir zararın meydana gelmediğini. Davacı tarafın tek dayanağının davacı firmanın kendi elemanlarınca tutulan hukuka aykırı olduğu için delil dahi sayılmayan bir tutanak olduğunu, keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda elde edilecek raporun da böyle bir zararın olmadığını ortaya çıkaracağını, bu nedenle hukuki dayanaktan yoksun iş bu davanın reddi gerektiğini beyan etmiştir. Davalı İSKİ vekili cevap dilekçesinde; Görülmekte olan davanın husumet yönünden reddi gerektiğini. Zira dava konusu hasarla ilgili olarak müvekkili idareye hiçbir sorumluluk ve kusur affedilemeyeceğini, müvekkili idarenin davacıya kesinleşmiş bir borcu bulunmadığını. Dolayısıyla müvekkili idarenin temerrüdü söz konusu olmadığından ancak dava tarihinden sonrası için ve yasal faiz istenebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Davacı şirketçe dosya kapsamına sunulan … firmasına ait Günlük Şantiye defteri ve davacı adına kesilen fatura belgesinden; Kablo hasarına ilişkin çalışma yapılan Telekom hattı için kullanılan malzeme ve onarımın yapıldığı adresin kablo lokal numaralarının (Saha dolabı 2 / A-B-C-D-E-F lokalleri) hasar tespit tutanağı ile uyumlu olduğu, ayrıca yapılan onarım işleri için kullanılan malzemelerin (kablo ve ekler) hasar ve hasarın onanmına yönelik malzemeler olduğu, Dolayısıyla; Davacı kurumca hasarın onarımında Özel olarak adam tutulup çalıştırıldığı kanıtlanmıştır. Bu nedenle; Hasara ilişkin; 1.369,49 TL. tutarındaki vasıta ilaveli işçilik bedeli hasar bedeline dahil edilerek, 3.358,45 TL. (malzeme bedeli) + 1.369,49 TL. (işçilik) + 242,88 TL. (İşletme zararı) olmak üzere Toplam 4.970,82 TL. şirket zararından; Yüksek Yargı Yargıtay 3.Hukuk dairesinin E.2007/16515; K.2007/17740; T.22.11.2007 tarihli emsal ilamı doğrultusunda; Hasara sebep olan … A.Ş. ile diğer davalı İSKİ nin müşterek müteselsil sorumlu tutulması ile Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin E.2008 / 7443; K.2008/9321 Sayılı Emsal Kararı gereği ödeme tarihine kadar avans faizi uygulanması hususunun kabulünün, Mahkemenin takdirinde olduğu, açıklanmış, bilirkişi raporu denetime ve hükme elverişli olduğundan hükme esas alınmış, bilirkişi raporunda açıklanan gerekçelerle davacı vekilinin davalılar aleyhine açmış olduğu tazminat davasının kabulüne” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davalı İSKİ Genel Müdürlüğü vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı İSKİ vekili istinaf dilekçesinde; diğer davalı ile yapılan eser sözleşmesi kapsamında davalı İski’ye husumet yöneltilemeyeceğini, müteahhit firmanın sorumluluğunun olduğunu, yasal faiz yerine avans faize hükmedilmesinin yerinde olmadığını beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede: Dava: haksız fiilden kaynaklı maddi tazminat istemine ilişkindir. Dosyada toplanan delillerden davalılar arasında düzenlenen sözleşmenin niteliği bakımından eser sözleşmesi olduğu anlaşılmaktadır. Eser sözleşmelerinde kural olarak, iş sahibi ile yüklenici arasında bağımlılık ilişkisi bulunmamakta, yüklenici iş sahibinden bağımsız olarak üstlendiği işi sözleşme koşullarına uygun olarak tamamlayıp teslim etmeyi üstlenmektedir. Bu özellik dikkate alındığında bağımlılık ilişkisi, bir başka deyişle iş sahibinin adam çalıştıran sıfatı bulunmadığından eser sözleşmelerinin yerine getirilmesi ve işin yapımı sırasında yüklenicinin üçüncü kişilere zarar vermesi halinde iş sahibinin zarardan sorumlu tutulamayacağı kabul edilmektedir. Ancak bu kesin bir kural değildir. İş sahibi ile yüklenici arasındaki sözleşmede iş sahibine yükleniciye emir ve talimat verme, yapılan işi kontrol ve denetleme yetkisinin tanınmış olması halinde, iş sahibi ile yüklenici arasında bağımlılık ilişkisi kurulmuş olacağından iş sahibinin “adam çalıştıran” sıfatıyla zarardan sorumlu tutulması gerektiği ve sorumluluk türünün de müteselsil (zincirleme) sorumluluk olacağı kuşkusuzdur. (Benzer emsal Yargıtay 7.Hukuk Dairesi2013/12224 Esas – 2014/11678 Karar) Somut olaya gelince; davalılar arasında düzenlenen ve dosyaya sunulan 02.01.2012 tarihli sözleşmede iş sahibi davalı İski’nin diğer davalı yüklenici olan … A.Ş’ye sözleşmenin 21. Madde gereğince emir ve talimat verme yapılan işi kontrol ve denetleme yetkisinin tanınmış bulunduğu bir başka anlatımla davalılar arasında bağımlılık ilişkisi kurulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalılar meydana gelen zarardan dolayı adam çalıştıran sıfatıyla ve mütesilsilen sorumlu olduğu kuşkusuzdur. Tarafların tacir olması ve yapılan işin ticari iş niteliğinde olduğu da gözetilerek hükmedilen faizin yerinde olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1/b.1 maddesi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/11/2017 tarih, 2016/321 Esas – 2017/1118 Karar sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/1/b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 339,55-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 85,00-TL harcın düşümü ile eksik kalan 254,55-TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4-Yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin takdiren üzerinde bırakılmasına, 5-HMK’nın 359. Maddesinin 3. fıkrası gereği karar kesin nitelikte olduğundan kararın taraflara tebliği işleminin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına, HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 362/1-a mad. gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 18/02/2021