Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2019/2206 E. 2021/2583 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2206
KARAR NO: 2021/2583
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/03/2018
NUMARASI: 2015/1101 Esas- 2018/328 Karar
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/12/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; dava dışı … Ltd. Şti’nin borcundan dolayı kendi adresinde 14.07.2015 tarihinde haciz uygulandığını, haciz sırasında istihkak iddia edildiğini, istihkak iddiası hakkında kendi beyanları icra dosyasına eklenmeden takibin devamına karar verildiğini, müvekkilinin hacizle ilgili istihkak davası açtığını, buna rağmen takibin devamı kararına istinaden haciz ve muhafaza için adresine 21.08.2015 tarihinde yeniden gelindiğini, muhafaza tehdidi altında dosyaya ödeme yapmak zorunda kaldığını, korku ve baskı ile yapılan ödemenin iadesinin gerektiğini, borçlu olmadığını ve borçluyla hiçbir alakasının bulunmadığını, sırf adreste borçlu şirket daha önce kiracı olarak bulunduğu için borçlu ile ilişkilendirildiğini, oysaki adrese borçludan sonra hemen taşınan şirketin de kendisi olmadığını, alacaklı tarafından hakkın kötüye kullanıldığını ileri sürerek iade talebinde bulunduğunu belirterek müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile ödemek zorunda kaldığı 26.384,90-TL’nin davalıdan alınarak müvekkiline iade edilmesine, davalının haksız ve kötüniyetli olması nedeniyle dava değerinin %40’dan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilerek ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde ; müvekkilinin alacağını tahsil etmek amacı ile dava dışı … Ltd. Şirketi aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptığını, borçlu …’un ticaret sicilinde kayıtlı olan adresinin resmi şube adresi olduğunu,adreste davacı lehine istihkak iddia edildiğini, adreste haciz yapılmadığını ve ödemenin haciz baskısı altında alındığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacının, ödemeyi bilinçli yaptığını, şirketler arasında organik bağ olduğunu, muvazaalı işlemler yapıldığını, haciz adresinin, borçlunun resmi sicil adresi olduğunu,yapılan işlemlerin usul ve yasaya ulgun olduğunu, icra prosedürünün gerektirdiği ölçüde hareket edildiği için ikrahın varlığından söz edilemeyeceğini, davacının, kanunen borçtan sorumlu tutulabileceğini bildiği için ödeme yaptığını, davacının haksız taleplerinin reddine karar verilmesini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince; “Takip ancak, davacı üçünçü kişi, hacizli malların muhafazasını önlemek amacıyla yasal hakları saklı kalmak şartı ile takip konusu borcu ödemiş ve alacaklı alacağını tahsil etmiş ise bu ödeme, istihkak davasının devam şartına bağlı olarak ihtirazi kayıt ileri sürülerek yapıldığından haciz kalkmış olsa bile, istihkak davası konusuz kalmaz ve bu halde istihkak davası ödenen bedel üzerinden devam eder.(Prof. Dr. Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku sayfa 570) Davacı taraf İstanbul 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/898 Esas sayılı dosyasında haczedilen mallara ilişkin olmak üzere istihkak davası açmış, Mahkememizde de icra dosyası alacaklısı … Aş yi hasım göstermek suretiyle istirdat davası açmıştır. İstanbul 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/898 Esas sayılı dosyasından gelen müzekkere cevabı ile alacağın ihtirazı kayıtla ödendiği, haczin kalktığı ancak ihtirazı kayıt nedeniyle yapılan ödeme ile istihkak davasının konusuz kalmadığı, davanın bedele dönüştüğü, yargılamanın devam ettiği anlaşılmakla davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine …” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; haksız ödenen bir paranın iadesinin ancak istirdat davası ile geri istenebileceğini, bunun yanında icra mahkemelerinin dar yetkili olmaları nedeniyle doğruya ulaşmak için gerekli ayrıntılı araştırmayı yapamayacakları, bu detaylı incelemenin ise ancak genel mahkeme olan Asliye Ticaret Mahkemesi kanalı ile yapılabileceğinin açık oluştuğunu beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile tahsil edilen 26.384,90-TL’nin istirdadı istemine ilişkindir. İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, davacının iş bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmamasına, ilk derece mahkemesi kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından, yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre (Yargıtay 19. HD’ nin 2015/2354 E. – 2015/17131 K. Sayılı emsal ilamı), davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2015/1101 Esas – 2018/328 Karar sayılı mahkeme kararına yönelik davacı vekilinin istinaf isteminin HMK.m.353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcından yatırılan 44,40-TL’nin düşümü ile eksik kalan 14,90-TL harcın istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Yasa yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, 5-HMK’nın 359. Maddesinin 4. fıkrası gereği karar kesin nitelikte olduğundan kararın taraflara tebliği işleminin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına, HMK. m. 353/1-b.1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 362/1-a mad. gereğince, miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 02/12/2021