Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2019/2195 E. 2020/36 K. 16.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/2195
KARAR NO : 2020/36
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/10/2019
NUMARASI : 2019/773 Esas
DAVANIN KONUSU : Şirket Genel Kurul Kararının İptali İstemli
KARAR TARİHİ : 16/01/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili firma … Anonim Şirketinin halen İkitelli Organize Sanayi Bölgesi … No: … adreslerindeki bulunan taşınmazın … ve … ile … ve … no.lu bölümlerinde yıllardır faaliyet gösterdiğini, OSB Yönetimine yaptığı yeni döneme ilişkin işletme ruhsatı yenileme başvurusu bu kez, önceki yıllara ait uygulamaya ilaveten istenen İskân Ruhsatı veya Yapı Kayıt Belgesi noksanlığı dolayısıyla olumlu yanıtla karşılanmadığını,müvekkili firma yetkilileri noksanlığından söz edilen belgeyi, -mezkûr denetim tutanağını da göstererek- tabiatı icabı yedd’inde bulunduran mülk sahibinden istediğini, hatta bu istemi noterlikçe onaylanmış bir ihtarname ile de yinelediklerini, ancak bugüne kadar bir yanıt almalarının mümkün olmadığını, malik tarafın, müvekkille arasındaki kira bedelinin tespiti davası dolayısıyla iletişim kurmaya ve işbirliği yapmaya yanaşmadığını, dolayısıyla sözlü, yazılı her türlü girişim ve istemlerine rağmen bilgi ve belge alamadıklarını, OSB yönetimince firma hakkında 16 EKİM 2019 tarihinden itibaren uygulanmak üzere FAALİYETTEN MEN ONAYI alındığını ve 09.10.2019 tarihinde de taraflarına tebliğ olunduğunu, bu hususu da bir ihtarname ile karşı tarafa bildirdiklerini, mülk sahibinin bu hususta beyanda bulunmadığını, bu husus için Küçükçekmece Sulh Hukuk Mahkemesinde tespit davası açtıklarını, müvekkili işyerinin mühürlenmesi tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu, bu nedenle yakın ve olağanüstü düzeydeki mağduriyetin önlenmesi yolunda YÜRÜRLÜĞÜN DURDURULMASI hususunu havi İHTİYATİ TEDBİR karan oluşturulması ile davanın KABULÜNE ve İkitelli OSB Başkanlığının 30.09.2019 tarih ve 2019/9091 sayılı kararının HÜKÜMSÜZLÜĞÜNÜN BELİRLENMESİNE, mahkemenin aksi doğrultuda bir kanaate varması durumunda mezkur yönetsel kararın İPTALİNE, masraf ve ücret-i vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “… Davacı tarafın iddiası, sunulan bilgi ve belgeler, dava konusu yönetim kurulu kararı gerekçesi, verilen süre içinde eksikliğin giderilmemiş olması ve ruhsat alınmadan faaliyete başlanılmış bulunması dikkate alındığında davalının hukuki sorumluluğu da dikkate alındığında dava konusu kararın yürütmesinin geri bırakılması talebi yerinde görülmediğinden reddine …” karar verilmiştir. Karar davacı vekiline 28/10/2019 tarihinde, davalıya 28/10/2019 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı vekilince sunulan 22/10/2019 tarihli dilekçeyle istinaf başvurusunda bulunulmuş, bu dilekçe karşı tarafa tebliğ edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dilekçesini aynen tekrarla İDM’nin 30/09/2019 tarihli yürürlüğün durdurulması yönündeki ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına itiraz ederek ihtiyati tedbir kararı oluşturulmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : O.S.B. Yönetim Kurulu Kararının İptali isteğine ilişkindir. Davacı taraf, OSB yönetimince firma hakkında 16 EKİM 2019 tarihinden itibaren uygulanmak üzere faaliyetten men onayı alındığını, müvekkili işyerinin mühürlenmesi tehlikesi ile karşı karşıya olduğunu, bu nedenle yakın ve olağanüstü düzeydeki mağduriyetin önlenmesi yolunda yürürlüğün durdurulması hususunu havi ihtiyati tedbir karan oluşturulmasını talep etmiştir. İhtiyati tedbir kararı ile ilgili düzenlemeler HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde yer almaktadır. HMK’nın 389.maddesine göre “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebi ile bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” HMK’nın 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. İhtiyati tedbir kararı verilmesinde hakime geniş bir takdir alanı bırakılmışsa da; hakim her somut olayda ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. HMK’nın 396.maddesi uyarınca durum ve koşulların değişmesi halinde mahkemesince ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına karar verilmesi her zaman mümkündür. Yukarıda yazılı madde hükmü uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için tedbir konulması talep edilen mal ya da hakkın dava konusu olması gerekir. Ancak nihai hükümle ve yargılama sonucu elde edilebilecek sonuca tedbir yoluyla ulaşılamaz. Dava dilekçesindeki netice-i taleple örtüşecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemez. Ayrıca, mahkemeye tedbir kararı öncesinde sunulmayıp istinaf aşamasında Dairemize sunulan iş yeri açma ve çalışma ruhsatı da Dairemizce HMK 357 maddesi gereği değerlendirmeye alınmayacaktır. Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf talebinin usulen kabulüne, ilk derece mahkemesi gerekçesinin HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince düzeltilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun USULEN KABULÜNE, Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/773 Esas sayılı dosyasından verilen 15/10/2019 tarihli ara kararının, HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca GEREKÇESİNİN DÜZELTİLEREK; a-İhtiyati tedbir talebinin yerinde görülmemesi nedeniyle reddine, b-Mahiyeti itibariyle ayrıca harç alınmasına yer olmadığına, c-Kararın taraflara tebliğine, 2-Davacının istinaf başvurusu kabul edildiğinden peşin alınan 44,40-TL istinaf karar harcının istek halinde davacıya iadesine, 3-Davacı tarafından yatırılan 121,30-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davacı tarafından ayrıca yatırılan bir istinaf gider avansı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına, 6-Karardan birer suretin ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, 7-HMK’nın 359. Maddesinin 3. fıkrası gereği kararın taraflara tebliği işlemi ile 302. maddesinin 5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/01/2020