Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2019/2136 E. 2020/145 K. 12.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2136
KARAR NO : 2020/145
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/03/2018
NUMARASI : 2017/157 – 2018/247
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/02/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davada her iki tarafın da tacir olduğunu, davaya konu manevi tazminat istemi ticari bir sebebe dayandığını, davalının yerleşim yerinin İstanbul Adliyesine bağlı Esentepe semtinde bulunduğunu, dolayısıyla davanın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinde açma gereği doğduğunu, davalı ….’nin 22/11/2016 tarihinde İstanbul 16. İcra Ceza Mahkemesi’nde 2016/388 Esas sayılı dosya ile haksız ve yersiz olarak karşılıksız çek ile ilgili şikayet davası açtığını, davalı tarafın davasını … Ticaret AŞ adına açarken şirket yetkilileri olarak … ve müvekkil …, …, …’ın isimlerini sanık olarak gösterdiğini, bu davayı ticari itibarlarını zedelemek için açtıklarını, davaya konu karşılıksız çıkan çekin .. TAŞ nin Şişli şubesine ait … seri numaralı 31/08/2016 keşide tarihli 21.250,00TL bedelli bir çek olduğunu, söz konusu çekin keşidecisinin … AŞ olduğunu, müvekkillerinin bu şirketle herhangi bir ticari ilişkisi olmadığı gibi çekin üzerinde herhangi bir imzalarının da bulunmadığını, davalı … aş 21.250,00TL bedelli çekin keşidecisi olan … AŞ nin imza sirkülerini çekin üzerindeki imzasını ve işbu çekin ödenip ödenemeyeceği ile ilgili istihbaratını yapmakta ve çeki muteber gördüğü için çeki kabul etmekte olduğunu, davalı … müvekkillerinin çeki veren keşideci … AŞ ile hiçbir ilgisi olmadığı açık olduğu halde sırf ızrar etmek için müvekkillerinin ismini sanık olarak geçirdiğini, bu nedenlerle davanın kabulünü, müvekkil … için 20.000TL, müvekkil … için 20.000TL, müvekkil … için 20.000TL olmak üzere davalının toplam 60.000,00TL manevi tazminat ödemesini, tüm yargılama gideleri, masraf ve vekalet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin müvekkil şirkete tebliğinin usulsuz olduğunu, tebliğ mazbatasına bakıldığında aynı adreste muhattabın daimi çalışanına tebliğ şeklinde tebliğ kaşesi basıldığını, tüzel kişilerde tebligatı almaya salahiyetli mümessiller işyerinde ise memur ve müstehdamlara tebligat yapıldığını, bu nedenle posta memurunun önce yetkiliyi sorması, yetkili kişinin o saatlerde nerede olduğunu tespit etmesi gerektiğini, dağıtım saatleri içerisinde tebligatı almaya yetkili kişi bulunmadığının tespiti halinde bu durum açıklamalı olarak tebligat parçasında yazıldıktan sonra ancak daimi çalışana tebligat yapılabileceğini, işbu davanın karşılıksız kalan çek hakkında başlatılan karşılıksız çek şikayeti davasında, karşılıksız kalan çekte keşideci bulunan …. Tic. A.Ş.’nin yetkilerinin belirlenirken, dava dilekçesini hazırlayan avukat tarafından sehven … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin yetkilisi olan davacılar …, …, …’ın adlarının da şikâyet edilen olarak yazılmasından kaynaklandığını, davacıların kendilerinin isimlerinin karşılıksız çek şikayeti dilekçesine kasten yazıldığı iddiası ile huzurdaki davayı açmış olup bu husus gerçek dışı olduğunu, … Tic. A.Ş.’nin ünvanı ticaret sicil gazetesinde … olarak aratıldığında … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin de gazetelerinin listelenmiş olması nedeniyle sehven bu gazetelerde bulunan yetkililer (işbu dosyadaki davacılar) de dilekçeye yazılmış olduğundan ortada kasten yapılmış bir durum olmadığını ve bu yanlışlığın farkedilmesi üzerine tarafınca davacılar yönünden şikayetten vazgeçilmiş olup davacı vekilinin dilekçesinde belirtmiş olduğu gibi kötüniyetli ve kasten davacıların ticari itibarını zedelemek amacı ile şikayet davalarının açıldığı iddiası tamamen gerçek dışı olduğunu, soyut iddiadan öteye geçemediğini, bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı, kötüniyetle açılan davanın reddini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin de karşı tarafa tahmilini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince; “… davalı şirketin tahsili istemiyle hareket ettiği çek keşidecisinin …Anonim Şirketi olmasına rağmen davacıların yetkilisi olduğu … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin davalı şirket tarafından muhatap alındığı, bu kapsamda davacıların anılı icra ceza dosyaları kapsamında davalı tarafça şikayet edildiği, her iki şirketin ticaret unvanlarının birbirine benzer olması nedeniyle davacı tarafın daha evvel de dava dışı kent factoring şirketi tarafından başlatılan İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası kapsamında, ihtiyati haciz kararının infazı için gelinen adreste haciz işlemi ile karşı karşıya kaldığı, haciz mahallinde bulunan şirket yetkilisi …’ın dosya borçlusu ile ilgililerinin bulunmadığı itirazını yönelttiği, haciz mahallinde bulunan alacaklı taraf ile davalı tarafın ayniyet göstermediği ve alacaklı vekilinin avukat … olduğu görülmekle iş bu davanın davalı tarafı ile bağlantısının kurulamadığı, ayrıca dava tarihinden önce icra ceza mahkemelerinde derdest olan davalar kapsamında davalı tarafça şikayetin geri alındığı, savcılık dosyası kapsamında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, tüm bu hususlar nazara alındığında davalı tarafın sehven hareket ettiği savunmasının itibar edilir bulunduğu, davalı şirketin, keşideci şirket ile davacıların yetkilisi olduğu şirketin ünvan benzerliği nedeniyle sehven hareket ettiğinin dışında, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille hareket ettiğini gösterir delil ve emareye rastlanılmadığı.” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Karar davacılar vekiline 31/05/2018 tarihinde, davalı vekiline 31/05/2018 tarihinde tebliği edilmiş, davacılar vekilince 07/06/2018 tarihinde istinaf talebinde bulunulmuş, gerekli harçlar yatırılmış, istinaf dilekçesi davalı tarafa tebliğ edilmiştir. Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Çek keşidecisinin … Ticaret A.Ş. olduğunun taraflar ve mahkemece kabul edildiğini, bu çek üzerinde müvekkili davacıların herhangi bir ismi ve imzası bulunmadığını, çeki kabul eden davalı şirketin uzmanlık alanı gereği muteber bir çek olup olmadığını kendiliğinden araştırması gerektiği bunları yapmadığı gibi ihtiyati haciz kararı aldırdığını, ticaret sicil gazetesi sorgulama görüntüsünde gerçek borçlu ilk sırada yer alırken ikinci sırada yer alan müvekkillerine ait şirketin kasten takibe uğratıldığını, çek yasağı kararı aldırdığını, daha sonra bilahare çek yasağının kaldırıldığını, savcılığa yapılan şikayetin kovuşturmaya yer olmadığına yönelik sonuçlanmasının hukuk davasını bağlamayacağını, istinaf istemlerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının bozulmasını istemiştir. Davalı şirket vekili istinafa cevabında özetle; davacılar aleyhine yapılan çek şikayeti ve icra takibi sehven yapıldığı açık olduğunu, yanlışlığın farkına varılır varılmaz yapılan bütün işlemlerin geri çekildiğini, müvekkilinin kötü niyetli olmadığını, istinaf isteminin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, haksız haciz nedeniyle manevi tazminat talebine ilişkindir. İstanbul …. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasında alacaklı davalı … A.Ş., İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1135 D. İş ve 2016/1148 D. İş sayılı kararı kapsamında 75.000-TL’lik senet ile ilgili icra takibi başlatmış ve bu haciz tutanağı kapsamında tutulan 10/08/2016 tarihli tutanakta ihtiyati haciz kararının infazı için gelinen adreste …. Şirketinin bulunduğu, şirket yetkilisi …’ın dosya borçlusu ile ilgililerin bulunmadığı itirazın yöneltildiği …’ın hazır olduğu, bunun üzerine alacaklı vekilinin söz alarak işlem yapılması ile ilgili bir talebinin olmadığını belirttiği ve adreste işlem yapılmadığının anlaşıldığı, zaptın imza altına alındığı bu zaptın hazirun 3. Kişi şirket yetkilisi … tarafından imzalandığı anlaşılmıştır. Öncelikle, haksız haciz nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için haczin haksız olması ile birlikte kötü niyet ve ağır kusurun da ispatlanması gerekmektedir İstanbul Ticaret Odası’na müzekkere yazılmış, … Tic. A.Ş. ve … Tic. Ltd. Şti’nin sicil kayıtları celp edilmiş, yetkili kişilerin farklı kişiler olduğu görülmüştür. Her iki şirketin de ticari ünvanlarının birbirine benzer olduğu, haciz mahallinde davalı tarafın itiraz üzerine haciz yapmayarak bıraktığı, İstanbul 16. İcra Ceza Mahkemesine davalı tarafça yapılan şikayette … Tic. A.Ş. gösterildiği, Ticaret Sicil Gazetesi’nden gelen yazı cevabında davalı şirketin doğru şirketi göstermesine rağmen davacıların ortağı olduğu … San. ve Tic. Ltd. Şti yetkilerinin bildirildiği, bu hususun kabul edilebilir bir yanılgı olduğu, kaldı ki bu durumun açığa kavuşması üzerine davalı …. yetkililerince derhal şikayetten vazgeçildiği, İstanbul 16. İcra Ceza Mahkemesi’nde işleme devam edilmediği gibi haciz ve muhafaza işlemlerinin yapılmadığı, benzer ünvanlı şirketin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünce yetkililerinin bildirildiği, davalının kötü niyetli hareket ettiklerinin ispatlanamadığı anlaşılmakla yerel mahkemenin ret kararının usul ve yasaya uygun olduğu görüldüğünden davacıların istinaf başvurularının ayrı ayrı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereği reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2017/157 Esas – 2018/247 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacıların istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı … yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 54,40-TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 35,90-TL harcın mahsubu ile kalan 18,50-TL harcın bu davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, HMK’nın 302. maddesinin 5.fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,3-Davacılar … ve … yönünden Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 54,40’ar-TL istinaf karar harçlarından, peşin alınan 44,40’ar-TL harçlarının mahsubu ile kalan 10,00’ar-TL harçların bu davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, HMK’nın 302. maddesinin 5.fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,4-Davacı … tarafından yatırılan 98,10-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 5-Diğer davacılar tarafından yatırılan 121,30’ar-TL istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 6-Davacı tarafça yatırılan 200,00-TL istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının hükmün kesinleşmesinden sonra HMK’nın 333.maddesi gereğince ilk derece mahkemesince yatırana iadesine, tarafınca yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 7-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,8-HMK’nın 359. Maddesinin 3. fıkrası gereği kararın taraflara tebliği işlemi ile 302. maddesinin 5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 12/02/2020