Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2019/2069 E. 2021/2445 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2069
KARAR NO: 2021/2445
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/10/2017
NUMARASI: 2016/353 – 2017/970
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;01/12/2014 tarihinde Çatalca … Mahallesi, … Caddesi ile … Caddesi üzeri … Santraline ait ait yer altı şebeke güzergahı …Kİ taşeronu diğer davalı tarafından yapılan çalışma sırasında hasara uğradığını, teknik personeller tarafından tutanak ve hasar tespiti yapıldığını, hasar nedeniyle 3.648,49-TL maddi zararları meydana geldiğini, iş-kaya iş ortaklığı firmasınca hasarın giderildiğini belirterek davalılardan hasar tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte karşılanmasını talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde ; böyle bir hasarın varlığını ve müvekkili tarafından verildiğini kabul etmediklerini, kendilerine karşı husumetin yöneltilemeyeceğini, kendilerinin inşaat firması olmadığını, işin yapılmasını ihale ile diğer davalıya verdiklerini, aralarındaki sözleşme gereğince de tüm sorumluluğun diğer davalıya ait olduğunu, istenen tazminatın faiş olduğunu, zararın bulunmasının yeterli oldmadığını, fiil ile zarar arasında illiyet bulunması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde ; zararın oluştuğuna dair tutulan tutanağın kendilerine bildirilmediğini, hukuka aykırı tutanak tutulduğunu, böyle bir zararın meydana gelmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince;”Netice itibariyle kazı çalışması sırasında şebeke hattına verilen zarardan iş sahibi ve faaliyeti bizzat yürüten şirket birlikte sorumludur. Alınan bilirkişi raporuna göre meydana gelen zararın 3.646,49-TL olduğu, davacının da zarara sebep olan hasarı diğer davalıya yaptırarak giderdiği, davacının dosyaya ibraz etmiş olduğu enkaya-orman iş ortaklığı tarafından sunulan faturada davacının ödemiş olduğu miktarın 3.646,49-TL olduğu, dolayısıyla hasarın giderilmesi miktarı kadar haksız fiil nedeniyle zarar doğduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile 3.646,49-TL nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, hasar tarihinten itibaren tarafların sıfatı dikkate alınarak avans faizi uygulanmasına” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davalı … vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; husumetin işi yapan yüklenici firmaya yöneltilmesi gerektiğini, işçilik ve araç giderlerinden sorumlu tutulamayacaklarını, hasar tarihinden itibaren faize hükmedilemeyeceğini, yasal faize hükmedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava; haksız eylemden kaynaklanan maddi tazminat davasıdır. Davalılar arasında düzenlenen sözleşme uyarınca davalı … kendi görev kapsamı içinde kalan işi diğer davalıya ihale etmiş olup işin sözleşme ve mevzuata uygun yapılıp yapılmadığının denetim, hakkı, yetkisi ve sorumluluğu iş sahibi olan …’dedir. Meydana gelen zarardan davalı …’nin işin denetim sorumluluğu kapsamında, diğer davalının hasar veren eylemi gerçekleştiren kişi olması kapsamında sorumluluklarının bulunduğu anlaşılmıştır. TBK m 61 uyarınca birden çok kişi aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır. Bu çerçevede davalıların zarardan müteselsil sorumlu oldukları anlaşılmıştır. Dosya kapsamından; dava konusu yerde davalı …’nin diğer davalıya sözleşme kapsamında inşaat işi yaptırdığı, bilirkişi raporunda davacıya ait yer altından geçen boru hattına davalılar tarafından yapılan kazı çalışması sırasında zarar verildiği anlaşılmıştır. Yer altından geçen boru hattının zarar görmemesi için dosya kapsamına göre davacıya atfı kabil kusur bulunmadığı anlaşılmıştır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunun usulüne uygun ve denetime elverişli olduğu, davacı kurumun özel hukuk tüzel kişisi olduğu, arızayı mal ve hizmet alımı şeklinde dava dışı firmaya yaptırdığı anlaşılmakla araç ve işçilik bedellinin zarardan indirilmesi gerektiği yönündeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. TBK M. 90 uyarınca İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur. Haksız fiile dayalı zararlarda borç haksız fiil tarihinde muaccel olup haksız fiil tarihinden itibaren faize hükmedilmesinde yasaya aykırılık bulunmamaktadır. Davalı … TTK m 16/1 uyarınca tacir olup, davacı tacirin ticari faaliyetine konu zararına avans faizi uygulanmasında kanuna aykırı bir yön bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 uyarınca esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/10/2017 tarih, 2016/353 Esas – 2017/970 Karar sayılı kararına karşı davalı … vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/1/b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 249,13-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 62,30-TL harcın düşümü ile eksik kalan 186,83-TL istinaf karar ve ilam harcının istinaf eden davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4-Yasa yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, 5-HMK’nın 359. Maddesinin 4. fıkrası gereği karar kesin nitelikte olduğundan kararın taraflara tebliği işleminin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına, HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 362/1-a mad. gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 23/11/2021