Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2019/2021 E. 2019/1597 K. 25.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/2021
KARAR NO : 2019/1597
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/09/2019 Tarihli Ara Karar
NUMARASI : 2019/294 Esas
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/11/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … tarafından 07.11.2017 düzenleme ve 30.11.2017 vade tarihli 24.000-TL bedelli bonoya istinaden, 02.01.2018 tarihinde İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/4 D.İş sayılı dosyası nezdinde ihtiyati haciz haciz kararı verilmesinin talep edildiğini ve müvekkili hakkında 05.01.2018 tarihinde ihtiyati haciz kararı alındığını, İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinden alınan ihtiyati haciz kararının, davalı vekilince İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyasına konu edildiğini, akabinde müvekkilinin iş yerine hacze gidilerek demirbaş olarak kabul edilen malların muhafaza altına alındığını ve banka hesaplarına bloke konulduğunu, bilahare söz konusu icra dosyasından gönderilen ödeme emrine istinaden imzaya ve borca itiraz edildiğini ve İstanbul 23. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/51 esas 2018/1224 karar sayılı dosyası ile dava açıldığını, İstanbul 23. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/51 esas 2018/1224 karar sayılı dosyasında yürütülen yargılama neticesinde, müvekkili … lehine karar verilerek imzaya ve borca itirazlarının kabulü ile icra takibinin durdurulması yönünde hüküm kurulduğunu, söz konusu yerel mahkeme kararının 26.02.2019 tarihinde kesinleştiğini, bu şekilde mahkeme kararıyla davalı tarafın haksız olduğunun ortaya çıktığını, haksız olarak alınan ve icraya konu edilen ihtiyati haciz kararı neticesinde davacı müvekkilinin, maddi ve manevi olarak zarara uğradığını belirterek, mahkemece UYAP/POLNET/TAKBİS sistemi üzerinden sorgulama yapılarak davalı adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul bulunması halinde kaydına ihtiyati tedbir konulmasına, haksız ihtiyati hacizden kaynaklanan 10.000-TL maddi ve 40.000-TL manevi olmak üzere toplam 50.000-TL tazminatın haksız ihtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesince 20.09.2019 tarihli ara karar ile ; ” Tedbir talep edenin, davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu, tam ispat aranmayacağı, ancak basit bir iddianın da yeterli olmayacağı, asıl uyuşmazlığı çözecek nitelikte ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği, aksi halde ihtiyati tedbirin davanın yerine geçmiş olacağı, davacının haklılığının yaklaşık olarak ispat edilmemiş olması, dava konusunun para alacağı olması ve yargılamayı gerektirmesi gerekçesi ile; davacı vekilinin İhtiyati Tedbir Talebinin REDDİNE ” karar verilmiştir.Karar davacı vekiline 12.10.2019 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı vekilince sunulan 07.10.2019 havale tarihli dilekçeyle istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece, eksik değerlendirme sonucu isabetsiz ve hukuka aykırı karar verildiğini, her ne kadar ilk derece mahkemesi tarafından talepleri yaklaşık olarak ispat edilmediği gerekçe gösterilmişse de, dava dilekçesinde de belirttikleri üzere haksız ihtiyati haciz uygulanmış olmasının, başlı başına kusursuz sorumluluk doğurduğundan davalı tarafın tazminat sorumluluğunun sabit olduğunu, ayrıca davalı tarafın, kusurlu davranışları ile zararın artmasına sebep olduğunu, müvekkilinin iş yerine ait taşınır demirbaşların iade edilmemesi ile müvekkilinin iş yerinin battığını ve ticari itibarının zedelenduğunu, müvekkilinin bu süreçte eşinden boşanmak zorunda kaldığını, bu hususları açıklayan delillerin de dava dilekçesi ekinde sunulduğunu, yine davalının UYAP ve Polnet sistemi üzerinde araştırma yapılıp menkul ve gayrimenkul mallarına tedbir konulmaması halinde, davalının kendisi adına kayıtlı olan malvarlığını 3. Şahıslara devretme ihtimali bulunduğunu, bu durumda müvekkilinin maddi ve manevi zararlarını karşılanmasının imkansız hale geleceğini belirterek, ilk derece mahkemesinin 20/09/2019 tarihli ara kararının kaldırılarak, talepleri gibi ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Davacı tarafça, davalının malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulması talep edilmiş, mahkemece davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, ihtiyati tedbirin reddine dair ara karar istinaf edilmiştir. Geçici hukuki korumaların bir türü olan ihtiyati tedbirin şartları, 6100 sayılı HMK’nun 389. maddesinde düzenlenmiş olup, anılan düzenleme “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” şeklindedir. Bu madde uyarınca, ihtiyati tedbir, ancak taraflar arasında çekişmeli olan uyuşmazlık konusu hakkında verilebilecektir.Dosya kapsamına ve davanın niteliğine göre, ihtiyati tedbir konulması istenilen davalıya ait menkul ve gayrimenkul malvarlığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın konusu olmadığından, HMK.’nın 389. maddesi uyarınca mahkemece, ihtiyati tedbir talebinin reddi yönünde karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmakla birlikte, gerekçenin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulen kabulü ile, HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi ara kararının gerekçesi düzelterek yeniden esas hakkında hüküm kurulmak üzere kararın kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacının istinaf başvurusunun usulen KABULÜNE, HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca gerekçesi düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere İstanbul 20. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/294 Esas sayılı dosyası kapsamında verilen 20/09/2019 tarihli ara kararının KALDIRILMASINA,a-Davacı vekilinin İhtiyati Tedbir Talebinin REDDİNE, b-Kararın talep eden davacı vekiline tebliğine,2-Davacının istinaf başvurusu usulen kabul edildiğinden yatırmış olduğu 44,40 TL istinaf karar harcının istek halinde iadesine, 3-Davacı tarafından yatırılan 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafından ayrıca yatırılan istinaf gider avansı bulunmadığından, iade konusunda karar verilmesine yer olmadığına,5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,6-HMK’nın 359.maddesinin 3. fıkrası gereği kararın taraflara tebliği işleminin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 25/11/2019