Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2019/1948 E. 2021/2210 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1948
KARAR NO: 2021/2210
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/06/2019
NUMARASI: 2014/794 – 2019/899
DAVANIN KONUSU: Alacak
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/11/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı …’nin haksız ve hukuka aykırı fiilleri nedeniyle sebepsiz ve haksız olarak edindiği ve/veya edindirdiği 200.000,00 YTL tutarındaki müvekkil banka zararı 03/10/2008 tarihinde tazmin edilmiş olmakla işbu tutarın -tahsilde tekerrüre esas olmamak kaydı ile- tazmin tarihinden tahsil tarihine kadar hesaplanacak olan ticari işlere uygulanan faizi ile birlikte müvekkil bankaya iadesine hükmedilmesini, davalı hakkında malvarlığı araştırması yapılarak tesbit edilecek malları ve müvekkil banka tarafından bildirecek malvarlığı değerleri üzerine ihtiyaten tedbir uygulanmasını, dava dışı …’un müvekkil banka ile akdettiği bila tarihli hizmet sözleşmesine istinaden 19/03/2007 ve 04/07/2008 tarihleri arasında müvekkil bankada görev yaptığını, müvekkil banka mudilerinden …’in ortağı olduğu hesaptan davalı … isimli şahsın … A.Ş Beyoğlu Şubesi nezdindeki hesabına 01/01/2008 tarihinde internet bankacılığı aracılığıyla 200.000 YTL aktarıldığını ve bu tutarın aynı gün içinde çekildiğini, aynı hesaptan 02/07/2008 tarihinde davalı …’nin İstanbul Şubesi nezdindeki hesabına yine internet bankacılığı aracılığıyla 45.000 YTL daha havale yapıldığının tespit edildiğini, duyulan şüphe üzerine işbu tutarın müvekkil banka tarafından bloke altına alındığını, bu bildirim üzerine yapılan incelemeler neticesinde internet bancılığı üzerinden dolandırıcılık gerçekleştirdiğini, dolandırıcılığa karışan kişilerin …’e ait bilgilerin söz konusu banka içinden sızdırılmış olabileceğini, söz konusu hesap bilgilerinin müvekkil banka Atrium şubesi eski personeli … tarafından Haziran ayı içeresinde birçok kez incelendiğinin tespit edildiğini, … ve davalının sebebiyet verdiği dolandırıcılık faaliyetine konu 200.000,00 YTL tutarındaki zarar, müvekkil banka tarafından Beşiktaş şubesi mağdur müşterilerine defaten ödenmek suretiyle, 03/10/2008 tarihinde tanzim edildiğini, müvekkil bankanın toplamda 200.000,00 YTL zararı oluştuğunu, davalının haksız fiilleri sebebiyle, müvekkil banka tarafından mudilere ödenen 200.000 YTL’nin tazmin tarihinden itibaren işleyecek olan vadeli ticari kredilere uygulanmakta olan en yüksek faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte ve tahsilde tekekrüre esas olmamak kaydı ile davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ve vasisi cevap vermemiştir. İlk Derece Mahkemesince; İstanbul CBS 2008/31355 Haz. Soruşturma dosya numarası, banka teftiş kurulu soruşturma raporu, İstanbul 8.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2008/52 E. sayılı dosyası, İstanbul 8.İş Mahkemesi 2008/782 E. sayılı dosyası, ödeme dekontu, noter bildirimi, banka defter ve kayıtları ile toplanan tüm deliller, denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu değerlendirildiğinde, mahkememizde de, dava dışı banka çalışanı ile birlikte hareket eden davalının, davacı banka mevduat müşterilerinin hesaplarından, internet bankacılığını kullanarak, kendi hesabına 200.000-TL. para aktardığı ve aynı gün bu parayı nakit olarak çektiği, davacı bankanın, usulsüz çekilen bu parayı 03.10.2008 tarihinde, mağdur mudi hesaplarına iade ettiği ve davacı bankanın zarara uğradığı, davacı bankanın bu zararının haksız fiilden kaynaklanması nedeniyle yasal faizi ile birlikte, zarara sebebiyet veren davalıdan tahsilini talep edebileceği yönünde kanaat oluştuğundan, davacı bankanın davasının kabulü ile davacı bankanın uğramış olduğu 200.000-TL. zararın tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla, 03.10.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair karar verilmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; ana para yönünden itirazlarının olmadığını ancak feri niteliğindeki faiz yönünden kararın kaldırılmasını ve TCMB nın kısa vadeli ticari kredilere uyguladığı en yüksek faize hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; “Dava, haksız eylemden doğan tazminat istemine ilişkin olduğuna ve eylemin tacir sıfatı bulunmayan davalı tarafından gerçekleştirilmiş bulunmasına göre tazminat istemine ancak yasal faiz uygulanabilir. ” (Emsal; Yargıtay 4. HD 2014/10009 Esas, 2014/14645 Karar sayılı, 06.11.2014 tarihli kararı) Mahkemenin kararı da emsal Yargıtay ilamına uygun şekildedir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin HMK 353-1-b.1 maddesi gereğince reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/06/2019 tarih, 2014/794 Esas – 2019/899 Karar sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/1/b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 59,30-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile kalan 14,90-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4-Yasa yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, 5-HMK’nın 359. Maddesinin 3. fıkrası gereği karar kesin nitelikte olduğundan kararın taraflara tebliği işleminin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına, HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 362/1-a mad. gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 02/11/2021