Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2019/1673 E. 2021/1974 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1673
KARAR NO: 2021/1974
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/04/2019
NUMARASI: 2015/690 – 2019/440
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/10/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin “… Mah. … Cad. … İş Merkezi … Blok No:… Kadıköy, İstanbul” adresinde, oto yedek parça ithalat ve ihracatı ile her türlü otomobil (özellikle klasik/antika otomobil) ve motosiklet tamir ve bakım işi ile iştigal etmekte olduğunu, şirkete ait işyerinin önünden geçen Kurbağalıdere’nin ıslahı amacıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından çalışma başlatılıp ve bu kapsamda İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Fen İşleri Daire Başkanlığı Altyapı Hizmetleri Müdürlüğü tarafından, Kadıköy Kurbağlıdere Eski DMO-Kalamış arası Islah İnşaat işi ihalesinin, davalılar … ve …’ya bırakılmış olup, söz konusu işin bu iki şirket tarafından birlikte yürütüldüğünü, 02.06.2014 tarihinde davalılar tarafından yürütülen “Kadıköy Kurbağlıdere Eski DMO-Kalamış arası Islah İnşaat” çalışmasında; gerekli önlem ve tedbirin alınmaması sebebiyle, yağan sağanak yağmurda suların; istinat duvarının bulunması gereken kısımdan taşarak, müvekkili firmanın iş yerine dolduğunu, davalı şirketler tarafından yürütülen ıslah çalışmasında, çevre ve iş güvenliği anlamında, hiçbir önlem ve tedbir alınmadığı gibi, müvekkilin de bulunduğu iş merkezinin Kurbağalıdere mevkiine bakan bölümde yer alan ve sel baskınlarını önlemek amacıyla yapılan istinat duvarı, davalı şirket çalışanları tarafından iş makinelerinin rahat girebilmesi gerekçesiyle yıkıldığını, akabinde ıslah çalışması yapılmakta olan derenin 02.06.2014 tarihinde, saat 18:35 sırasında, inşaat sebebiyle yıkılan önleme duvarının da olmaması nedeniyle taşarak, müvekkili şirketin müşterilerine ait antika araçların da içinde bulunduğu işyerini sular altında bıraktığını ve telafisi güç bir hasarın meydana gelmesine sebep olduğunu, istinat duvarının davalılar tarafından yürütülen ıslah çalışmasında gerekli önlemlerin alınmadan yıkıldığını, meydana gelen olayda davalıların kusurlu olduklarını, ihmal ve eylemleri neticesinde müvekkilin işyeri ve işyerindeki emtianın zarara uğradığının açık olarak görüldüğünü, bu hali ile, müvekkilinin ticari hayatının devamında zorlandığını, işbu nedenle, davalıların müvekkiline 100.000,00 TL geçici ödeme yapmasına ve müvekkilinin telafisi güç ve imkansız zararlara uğramaması açısından yasal şartları mevcut olan ihtiyadi tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde ; yapılan dere ıslahının proje kapsamında yapıldığını, diğer yandan ıslah işlemlerinin devam ettiğini, derenin ıslah çalışmalarında herhangi bir tedbirsizlik kusur ve hatanın bulunmadığını, bunun haricindeki mevkilerde taşkınların meydana geldiğini, davacının bulunduğu taşınmaz yanındaki köprünün altından geçen İSKİ’ye ait atık su hattının derede kesit daralmasına sebep olduğunu, davacının bulunduğu parsel üzerindeki istinat duvarının onaylı projeler kapsamında yıkıldığını, söz konusu taşkının yaşanmasında dere yatağının darlığının neden olduğunu, derenin yağan yağmuru deşarj edemediğini, söz konusu projenin … Sigorta Anonim Şirketi tarafından sigortalı olduğunu, bu nedenle sigorta şirketi ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne davanın ihbar edilmesi gerektiğini belirterek, açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Bilirkişi heyetinin hasar bedeline ilişkin tespitleri, mücbir sebep sayılamayacağı yönündeki tespitleri mahkememizce de denetlenerek aynen itibar edilmiş, hükme esas alınmıştır. (Nitekim benzer şekilde, aynı yağış nedeniyle aracı olay günü davacının işyerinde olup hasar gören araç için açılan rücuan tazminat davasının görüldüğü İstanbul Anadolu 2. AHM nin 2015/45 E, 2018/221 K sayılı kararında da yağış mücbir sebep olarak kabul edilmemiştir.) Öte yandan bilirkişi heyetinde mali müşavir olmadan, davacı şirketin yıllık bilanço ve gelir/gider kayıtları incelenmeden kazanç kaybının takdirine ilişkin tespitleri denetime elverişli bulunmamış, mali müşavirden rapor alınmasına dair ara karar kurulmuştur. Yine inşaat bedelinin bir kısmı ortak alana ait olacağından bunun da tespiti için ek inceleme yapılması gereği duyulmuştur. Ne var ki, davacı taraf 14/11/2018 tarihli beyan dilekçesi ile ortak alandaki inşaat bedeli talebi ile kazanç kaybı talebinden feragat etmiş, eskime bedeli ve sovtaj bedeli olmaksızın, işyerindeki inşaat bedeli yönünden 5.500 TL, araç parça ve ekipman bedeli olarak 560.213 TL olmak üzere 560.213,00 TL olan zararının tümünün tazminine karar verilmesini talep etmiştir. Davacının bu talebine dayanağa zarar gören araçların klasik arabalara ait parçalar olması ve zarar göremesi nedeniyle tekrar başka br arabada kullanılmasının mümkün olmadığı iddiasıdır. Davacının bu talebi tek tek 108 kalem olan her bir araç parçası için ispat edilmediği gibi, iddia kabul edilse bile bu parçaların bir hurda değeri olacağından ve hurda halinin de davacıda kaldığı belli olduğundan bilirkişinin %20 oranındaki sovtaj indirimi mahkememizce isabetli görülmüş, itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Davalı şirketler zararın meydana gelmesini önlemeye dair kendilerinden beklenen her türlü tedbiri alarak (kurtuluş beyyinesi getirerek) kusursuz olduklarını da ispatlayamamış olup, özetle davalıların kusurlu davranışları sonucunda meydana gelen zarardan müteselsilen sorumlu oldukları anlaşılmıştır.” denilerek Davanın kısmen kabulüne; Davacının inşaat bedeli ile zarar gören 108 kalem araç parça ve ekipman bedeli talebine ilişkin; 4.675,00 TL inşaat bedeli ile 448.170,40 TL hasar gören 108 kalem araç parça ve ekipman bedelinin, olay tarihi olan 02/06/2014 tarihinden itibaren talep gibi işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacıya verilmesine; fazlaya ilişkin kısmın reddine; Davacının feragat ettiği ortak alan inşaat bedeli ve kazanç kaybına dair 39.492,00 TL lik kısım yönünden, davanın feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir. Verilen karara karşı davalılar vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı … İnşaat vekili istinaf dilekçesinde; İlliyet bağının afet niteliğindeki yağış mücbir sebebiyle kesildiğini, zarara tedbir almayan davacının kusurunun sebep olduğunu, benzer davada yağışın mücbir sebep kabul edildiği, TBK m 52 uyarınca değerlendirme yapılmadığını, bu yöndeki bilirkişi raporlarının eksik olduğunu hükme esas alınamayacağını, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını ileri sürmüştür. Davalı … İnşaat vekili istinaf dilekçesinde; Müvekkilinin kusuru olmadığını, mücbir sebebin zarara sebep olduğunu, yapılan inşaatın bilakis dere yatağını genişlettiğini, davaya sebep duvar yıkılmasaydı dahi yağmur sularını bu duvarın engelleyemeyeceğini ,davacı binasının iskanlı olup olmadığının araştırılmadığını, zararın usulüne uygun tespit edilmediğini ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava; Haksız eylemden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; Davalıların dava dışı belediyeden aldıkları dere ıslah işi kapsamında hali hazırda var olan istinat duvarını yıktıkları, 02.06.2014 tarihinde yağan yoğun yağış neticesinde davacının zarar gördüğü, olay tarihindeki yağışın mücbir sebep seviyesinde olmadığı, davalı tarafından gösterilen emsal yağışın aynı yer ve fakat farklı tarihte gerçekleşen yağış ile ilgili olduğu, hasara doğrudan davalılar tarafından yıkılıp yerine tedbir alınmayan dere yatağındaki istinat duvarının bulunmayışının sebep olduğu, dere yatağında var olan istinat duvarının çalışma sırasında yıkılmasında davacıya atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı, haksız fiil hükümleri çerçevesinde davacının gerçek zararının hesap edildiği, somut olayın özelliğine göre zarar hesabında kanuna aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 uyarınca esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/04/2019 tarih, 2015/690 Esas – 2019/440 Karar sayılı kararına karşı davalılar vekilleri tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/1/b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu uyarınca her bir davalıdan ayrı ayrı alınması gerekli 30.933,87-TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, davalı … İnşaat tarafından peşin yatırılan 7.733,50-TL harcın düşümü ile 23.200,37 TL harcın adı geçen davalıdan, davalı … İnşaat tarafından peşin yatırılan 7.733,50-TL harcın düşümü ile 23.200,37 TL harcın adı geçen davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4-Yasa yoluna başvuranlar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, 5-HMK’nın 359. Maddesinin 4. fıkrası gereği kararın taraflara tebliği işleminin Dairemiz tarafından yerine getirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın değişik 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 12/10/2021