Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2019/1607 E. 2021/2126 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1607
KARAR NO: 2021/2126
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/03/2019
NUMARASI: 2015/1116 Esas – 2019/372 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/10/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili hakkında keşidecisi … olan, cirantaları müvekkili ve … olan 11/10/2013 keşide tarihli senede dayalı olarak Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, müvekkilinin itirazı üzerine Bakırköy 6. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2015/704 esas sayılı dosyasında senet protesto edilmediği için müvekkili hakkında yapılan takibin iptaline karar verildiğini, bu karara rağmen alacaklının Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/484 D.iş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı alarak Bakırköy … icra müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, icra dosyasında haciz talebi olmadan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyasında müvekkilinin iş yerinde haciz işlemi yapıldığını, haciz sırasında müvekkilinin toplam değeri 115.000,00 TL’yi aşan parasının haczedildiğini, 10 günlük yasal sürede haciz talep edilmediğini ve haczin düşmüş olduğunu, davalının bunu bilmesine rağmen hacze geldiğini, davalının 30/09/2015 tarihinde ise icra dairesinde kambiyo senetlerine mahsus haciz talebinden vazgeçerek ilamsız takip açısından ödeme emri gönderilmesini talep ettiğini, icra dairesince müvekkiline ilamsız ödeme emri tebliğ edildiğini, itirazlar üzerine takibin durdurulduğunu, ihtiyati haciz kararına yönelik itirazları kabul edilerek mahkemece ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verildiğini, icra dosyasına yaptıkları itirazın davalıya tebliğ edildiğini, yasal süresinde itirazın iptali davası açılmadığından dosyaya yatan paranın müvekkiline iadesine karar verildiğini, davalının zarar verme amacı ile kötüniyetli olarak ihtiyati haciz kararı alarak uygulaması sonucunda müvekkilinin zarara uğradığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 30.000,00 TL maddi ile 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin 280.000,00 TL bedelli senedi aldığını, senet bedelinin müvekkiline ödenmemesi üzerine borçlular hakkında Bakırköy 3. İcra müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla takip başlattıklarını, takibe itiraz üzerine Bakırköy 6. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2015/704 Esas sayılı dosyasında dava açıldığını, daha sonra borçlulara karşı Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığını, ancak sonradan ilamsız takibe dönüştürüldüğünü, takibe davacının itiraz ettiğini, borçlunun senet bedelini bugüne kadar ödememiş olduğunu, Bakırköy 6. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2015/704 Esas sayılı dosyasında takibin iptaline karar verildiğini, davalının alacağın esasına ilişkin bir itirazının bulunmadığını, davalının kötüniyetli olarak borçtan kurtulmak için ünvanını değiştirdiğini, senet bedelinin hiçbir şekilde müvekkiline ödenmemiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “… davacı hakkında davalı tarafından 11/10/2013 keşide tarihli ve 280.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığı, borçlu davacı tarafından Bakırköy 6. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2015/704 Esas sayılı dosyasında açılan dava sonucunda mahkemece takibin iptaline karar verildiği, sonrasında davalı tarafından Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/484 D.iş sayılı dosyası ile aynı bonoya dayalı olarak ihtiyati haciz kararı alındığı, davacının itirazı üzerine mahkemece ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verildiği, bu arada davalı tarafından aynı bonoya dayalı olarak Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığı, ödeme emri gönderilmeden ilamsız takip talep edilerek bu şekilde ödeme emri gönderildiği, davacının borca itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği, yasal süresinde itirazın iptali davası açılmamış olduğu, ancak takip dosyasında haciz talep edilmesi üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyasında davacınnın işyerinde 29/05/2015 tarihinde haciz işlemi yapılarak davacının 115.027,20 TL parasının haczedildiği, davacı tarafından Bakırköy 4. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/724 Esas sayılı dosyasında açılan dava sonucunda söz konusu takibin de iptaline karar verilmiş olduğu, haczin düşmesi üzerine davacının talebi ile haczedilen paranın davacıya iade edilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Haksız ihtiyati haciz nedeniyle tazminat istenebilmesi için ihtiyati haciz kararının icra edilmiş olması, kararın haksız olması, borçlunun zararının bulunması ve zarar ile haksız ihtiyati haciz kararı arasında illiyet bağının bulunması koşulları gerekmekte olup, maddi tazminat istemi yönünden haksız ihtiyati haciz koydurmuş olan alacaklı kusursuz olarak sorumludur. Manevi tazminat istemi yönünden ise, alacaklının kötüniyetli veya ağır kusurlu olarak ihtiyati haciz kararı almış olması şarttır. Somut olayda başlatılan takibin iptali yönündeki kesinleşmiş mahkeme kararına rağmen alacaklı davalı tarafından ihtiyati haciz talep edildiği, ancak itiraz üzerine ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verildiği, başlatılan takibe yönelik yeniden alınan takibin iptali yönündeki mahkeme kararına rağmen bu arada davacının adresinde haciz işlemi yapılarak toplam 115.027,20 TL paranın haczedilmiş olduğu, ihtiyati haciz kararının haksız olduğunun mahkeme kararlarıyla sabit olduğu, bu nedenle davacının oluşan maddi zararını davalıdan talep etmesinin mümkün olduğu, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda davacının haksız ihtiyati haciz nedeniyle oluşan zararının 1.442,63 TL olarak tespit edildiği, davacının döviz işlemleri nedeniyle kâr mahrumiyetine maruz kaldığına dair delil bulunmadığı, esasen bu hususun tespitinin mümkün olmadığı; manevi tazminat istemi yönünden ise, davalının kötüniyetli ve ağır kusurlu olduğu sonucuna varılarak, eylemin ağırlık derecesi ve davalının kusur durumu dikkate alınarak manevi tazminat isteminin kısmen kabulü gerekmiş, sonuç olarak davanın kısmen kabulüne …” “…1.442,63 TL maddi tazminat ile 15.000,00 TL manevi tazminatın 29/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine, …” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekili ve davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin … işletmekte olduğu adreste toplam değeri 115.000.TL yi aşan döviz ve TL sinin haczedildiğini,seçimlerin olması sebebi ile dövizin en hareketli olduğu dönemde, Müvekkilinin haczedilen muhtelif dövizinin banka kuru üzerinden TL ye çevrildiğini, banka kurunun serbest piyasanın çok altında olduğunu, 3 ay boyunca haczedilen paranın çalıştırılmasından elde edeceği karlardan Mahrum kaldığını, İhtiyati haczin 280.000.TL.için verildiğini, 115.000.TL haciz edildikten sonra bakiye 165.000.TL için sürekli olarak hacze gelineceği korkusu ile iş yapamaz hale getirilip sürekli olarak haciz baskısı altında kaldığını,Müvekkilinin Kapalı Çarşı pibi hareketli, tüm esnafın birbirini tanıdığı, Ticari itibar ve güvenin üst düzeyde olduğu bir piyasa ve sektörde faaliyet gösterdiğini, bilirkişilerin zararın “Bizatihi döviz ticaretinin icra edilememesinden kaynaklanan kaybın” hesaplanamadığını belirttiklerini,mahkemece hatalı olarak bu raporun hükme ezas alındığını, hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının düşük olduğunu beyanla Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne veya kararın bozularak dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde;İhtiyati hacizden kaynaklı tazminat davası açabilmek içinöncelikle ihtiyati haczin haksız olması gerektiğini, Dava konusu olayda ise davacının borçlu olmadığından ziyade yapılan icra takiplerinin şekline, süresine, usulüne itiraz ettiğini,mahkeme kararlarının da alacak-borç ilişkisinin gerçekten mevcut olup-olmadığından, yani işin esasından ziyade, usul bakımından verilmiş kararlar olduğunu,i senetten kaynaklı alacağın bulunmadığına yönelik bir tespit yapılmadığını, müvekkilinin alacaklı olmadığına dair kesinleşmiş herhangi bir mahkeme kararı bulunmadan haczin haksızlığına karar verilmesinin hatalı olduğunu,Davacı maddi anlamda zarar ettiğini, haciz ve muhafaza işlemi nedeniyle itibar kaybettiğini ve bunun işlerine yansıdığını beyan etmişse de Kabul anlamına gelmemek kaydıyla dosyaya sunulan bilirkişi raporuna göre haciz ve muhafaza işleminden sonra davacı yanın ticari faaliyeti ve satışlarının iddialarının aksine ciddi anlamda yükseldiğini beyanla Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava; haksız ihtiyati haciz iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 2004 sayılı İİK’nın 259/1. maddesinde, ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Buna karşılık, haksız ihtiyati haciz koyduran alacaklının kusursuz sorumluluğu sadece maddi tazminat bakımından olup, manevi tazminat yönünden 818 sayılı BK’nın 49. maddesindeki (6098 sayılı TBK’nın 58.maddesi) koşulların oluşması gerekir. Bu maddeye dayalı sorumluluk ise, kusura dayalıdır. Bu itibarla, alacaklının kötüniyetli veya iyiniyetli olup olmadığı da sonuca etkili olup, ağır olmasa da kusurlu olması gerekmektedir. (Bkz. Prof. B. Kuru, İcra ve İflas Hukuku, Ankara, 1993, Cilt 3, Sh.2583 v.d). (Emsal Yargıtay 4. HD nin 24.10.2018 gün ve 2016/9599 E – 2018/6494 K. Sayılı ilamı) İlk derece mahkemesince yaptırılan inceleme sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun dosya kapsamındaki diğer delillerle örtüşmesi ve denetime elverişli olması, uzman bilirkişi raporunda belirtilen maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük görülmemesine göre davacı vekilinin bu yöne değinen istinaf başvurusu yerinde değildir. Manevi tazminat yönünden yapılan istinaf istemine gelince; Her ne kadar davacı haksız işlemden dolayı tazminat talep etmişse de taraflar arasında kambiyo senedinden kaynaklı borç ilişkisi olduğuna dair emareler olduğu, bu doğrultuda davalının icra takibi yapmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, ufak emarelerin dahi işlemi haksız olmaktan çıkartacağı, davalının takipte veya haciz işleminde kötü niyetli ve ağır kusurlu olmadığı anlaşılmakla Manevi tazminat talebi yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü, davacı vekilinin istinaf isteminin reddi ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK 353/1-b/2 hükmü gereğince kaldırılmasına, davacının manevi tazminat talebinin reddine, 1.442,63 TL maddi tazminatın 29/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine yönelik yeniden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A-Davacı vekilinin istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, B-Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2015/1116 Esas – 2019/372 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA; yeniden hüküm oluşturularak; 1-Davanın maddi tazminat yönünden KISMEN KABULÜNE, 1.442,63-TL maddi tazminatın 29/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat isteminin REDDİNE, 2-Fazlaya ilişkin istemin reddine, 3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 98,54-TL harcın davacı tarafça peşin yatırılan 1.366,20 TL harçtan mahsubuna, bakiye 1.267,66-TL harcın karar kesinleştiğinde ve isteği halinde davacıya iadesine, 4-Davacı tarafça sarf edilen 98,54-TL peşin harç, 2.350,00-TL bilirkişi ücreti, 254,10-TL tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 2.702,64-TL yargılama giderinden davanın kabul oranı dikkate alınarak 48,73-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık ücret tarifesinin 13/2 maddesi gereğince 1.442,63-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen maddi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık ücret tarifesi gereğince takdiren 1.442,63-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 7-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen manevi tazminat yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık ücret tarifesi gereğince takdiren 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 8-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, B- İstinaf incelemesi bakımından 1-Davalının istinaf başvurusu kabul edildiğinden yatırmış olduğu 281,40-TL istinaf karar ve ilam harcının, istem halinde kendisine iadesine, 2-Davacı tarafın istinaf başvurusu reddedildiğinden alınması gerekli 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırdığı 44,40-TL harcın mahsubuna, bakiye 14,90-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, 3-Dosya üzerinden inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4-İstinaf aşamasında istinaf yasa yoluna başvuran taraflarca yapılan giderlerin takdiren üzerlerinde bırakılmasına, 5-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, 6-HMK’nın 359. Maddesinin 4. fıkrası gereği kararın taraflara tebliği işleminin Dairemiz tarafından yerine getirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın değişik 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/10/2021