Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2019/1403 E. 2019/1295 K. 26.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1403
KARAR NO : 2019/1295
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/11/2017
NUMARASI : 2016/1096 – 2017/922
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/09/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … İnş. tarafından, müvekkili aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile 400.000.000,00 TL alacak için icra takibi yapıldığını, bu alacağın, davalı …’ın 125.000.000,00 TL’sini, davalı …’in ise 150.000.000,00 TL’sini temlik aldığını, temlik işlemlerinden sonra müvekkili adına kayıtlı … ili … ilçesi .. parsel, … parsel ve … parselde kain .. Blok D:… nolu taşınmazın 12.700.000,00 TL’ye alacağa mahsuben, … Blok D:… nolu taşınmazın 10.200.000,00 TL’ye alacağa mahsuben, .. Blok D:… nolu bağımsız bölüm 16.200.000,00 TL’ye alacağa mahsuben, B Blok zemin 6 nolu taşınmazın 30.000.000,00 TL’ye 3. bir şahsa, … Blok … Kat … nolu taşınmazın 30.000.000,00 TL’ye 3. bir şahsa, tespit edilemeyen bir taşınmazın 19.900.000,00 TL’ye satıldığını, kooperatif ortakları ve aralarında şu anda yöneticilik yapan ortaklar tarafından Ümraniye 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2003/32 E. sayılı dosyası ile menfi tespit davası açıldığını, söz konusu davanın kabul edilerek takibin iptal edildiğini, bu nedenle icra takip dosyasında satışı yapılan tüm taşınmazların dava tarihi itibarı ile rayiç değerleri üzerinden hesaplanacak tazminatın ve diğer hacizlerden dolayı yapılan tahsilatların, tahsilat tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilinin gerektiğini belirterek, belirsiz alacak davası şeklinde 50.000,00 TL tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek en yüksek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin, icra takip dosyalarından bir para tahsil etmediğini, bu nedenle müvekkili yönünden sebepsiz zenginleşme oluşmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya bakmaya yetkili mahkemenin, Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, dava dışı olan ve davacı kooperatifin muhatabı olan firmanın eylemlerinden dolayı müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, usumet itirazında bulunduklarını, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin icra takip dosyalarından herhangi bir para tahsil etmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “Davacının iddiası, davanın konusu ve sunulan deliller kapsamında uyuşmazlığın, TTK 4. maddede belirtilen, mutlak ticari davalardan olmadığı gibi, aynı maddede dayanağını bulan nispi ticari dava niteliğinde de bulunmadığı gerekçesi ile; davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, Mahkemenin görevsizliğine, kararın kesinleşmesine müteakip iki hafta içerisinde talep halinde dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiştir.Karar, davalı … vekiline 08.01.2019 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı … vekilince sunulan 17.01.2018 tarihli dilekçeyle istinaf başvurusunda bulunulmuş, gerekli istinaf harçları yatırılmıştır. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mevzuat hükümleri uyarınca kooperatiflerin, ticaret şirketi ve tacir olduğunu, bu nedenle mahkemece verilen görevsizlik kararının usul ve yasaya aykırı bulunduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Davacı tarafça, dava dışı … İnş. tarafından eser sözleşmesinden kaynaklı hak ediş alacağının tahsili için icra takibine konu edilen ve davalılar tarafından temlik alınan alacak istemine ilişkin olarak açmış oldukları menfi tespit davasında, takip konusu borçtan sorumlu olmadıklarının tespitine karar verildiği, bu hüküm ile davalılara yapılan ödemeler ve taşınmaz satışlarının yersiz ve haksız olduğunun tespit edildiği belirtilerek, iptaline karar verilen icra takibi nedeniyle yapılan ödemeler ile satışı yapılan taşınmazların bedellerinin davalılardan tahsili talep ve dava edilmiş,, mahkemece davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davalı şirket vekilince istinaf edilmiştir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. Maddesine göre; her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin (a), (b), (c), (d), (e) ve (f) bentlerinde sayılan davalar ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için ya tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması; ya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması ya da açılan davanın maddede 6 bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 1. maddesinde kooperatifler “Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını iş gücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklar” olarak tarif edilmiştir. Maddede kooperatifin ortaklık (şirket) olduğu belirtilmiş ise de, bu ortaklığın “ticari nitelikte bir ortaklık” olduğu yönünde bir açıklama ve belirleme yapılmamıştır.Mahkemece belirtildiği üzere, 6102 sayılı TTK’nın 124/1. maddesinde “kooperatifler” ticaret şirketleri arasında sayılmış ise de, aynı maddenin 2. bendinde kooperatifler “şahıs şirketleri” ve “sermaye şirketleri” arasında gösterilmemiştir. TTK’nın 124. maddesinin 1 ve 2. bentleri ile 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 1. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, kooperatiflerin “ticaret şirketi” olmadığı, sosyal niteliği ağır basan kendine özgü bir ortaklık olduğu anlaşılmaktadır.Bu hali ile, davacı kooperatif tacir niteliği taşımadığından, dava konusu da kanunda özel olarak düzenlenen hallere girmediğinden, davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli bulunduğu, mahkemece verilen kararın isabetli olduğu anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle, davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun, HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1096 Esas 2017/922 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 44,40 TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile 8,50 TL harcın davalı şirketten tahsili ile hazineye gelir kaydına, HMK’nın 302/5. fıkrası gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına, 3-Davalı şirket tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 4-Davalı şirket tarafından ayrıca yatırılan istinaf gider avansı bulunmadığından, iade konusunda karar verilmesine yer olmadığına,5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı lehine vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,6-HMK’nın 359/3. fıkrası gereğince kararın taraflara tebliği işleminin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/09/2019