Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2019/1380 E. 2021/1350 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1380
KARAR NO: 2021/1350
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/03/2019
NUMARASI: 2016/500 – 2019/224
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/06/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirket işletmesi olan “…” … Mah. … Cad. … İş Merkezi No:… Eyüp İstanbul” adresinde bulunmak olduğunu, yoğun müşteri çevresi olan bir cafe olduğunu, davalı firmanın “…” ünvanlı işletmenin hemen yanında inşaata başladığı tarihe kadar ciddi bir kazanç sağladığını, ancak davalı firma tarafından inşaata başlanması ile müvekkili şirkete ait işletmede ciddi miktarda zararı oluştuğunu ve müşteri kayıpları yaşadığını, taraflarınca yapılan tüm şikayet başvurularına rağmen davalı firma inşaata, komşuları ve ticari işletmeleri düşünmeksizin hiçbir dikkat ve özen göstermeden devam ettiği gibi inşaat malzemelerini ve inşaat makinelerini, kendi kullanımında olmayan, şantiye sahası içerisinde bulunmayan, kamunun ortak kullanımına tahsis edilen ve müvekkilinin ticari işletmesinin zarara uğratılmasına yol açar şekilde alanlara konumlandırmaya devam ettiğini, davalı firma tarafından malzemelerin haksız ve hukukua aykırı olarak isfitlenmesi dışında müvekkili şirkete cafeye ulaşımın sağlandığı, yaya ve aarç giriş-çıkışına açık olaan yol davalı firma tarafından kullanılan inşaat makineleri nedeniyle uzunca süre trafiğe kapalı hale getirildiğini, zira inşaat yapımında kullanılan inşaat makineleri, çimento makineleri vs. Bu yolu işgal eder şekilde kullanıldığını ve bırakıldığını, ayrıca müvekkil şirket tarafından işletmenin dış alanına tente yaptırıldığını bu tentenin de inşaatta kullanılan malzemeler nedeniyle zarar gördüğünü, taraflarınca davalı firmaya Üsküdar … Noterliği … yevmiye numaralı 30/09/2015 tarihli ihtarname gönderilerek yapılan inşaat bakımından gerekli tedbirlerin alınması, müvekkiline ait işletmenin zarara uğratıldığı ve ilgili kurum ve kuruluşlara şikayetlerde bulunulduğu bildirilerek maddi zararın tazmini talep edildiği, davalı firma tarafından ise İstanbul … Noterliği … yevmiye numaralı 07/10/2015 tarihli cevapları içerir ihtarnameleri ile tamamen gerçek dışı beyanlarda bulunulduğu talep edilen zarar miktarının karşılanmadığını ve komşu olarak durumun kabul edilmesi gerektiğinin bildirildiği, davalı firma tarafından yapılan ve halen devam eden inşaat nedeniyle müvekkili şirket altında faaliyet gösteren “…” ünvanlı işletmenin uğradığı kar mahrimeyeti ve gelir kaybı tespit edilerek fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydı ile 10.000,00-TL maddi tazminatın inşaatın başlama tarihinden işleyecek avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı tarafın işbu davayı ikame etmesinde hukuki yarar bulunmadığını, davanın usulden reddinin gerektiğini, davaya konu zararı müvekkili şirketin sebebiyet vermediği için davanın usulden reddinine gerektiğini, müvekkil şirketin davacıya doğrudan zarar vermediğini, davacı taraf zarar iddiasını ispatlamak mecburiyetinde olduğunu, davacı şirketin işletmesinin ciddi miktarda zarara uğradığı ve müşteri kaybettiği iddiasının ispatının gerektiğini, inşaatın başlaması ile ciddi ve yasal sınırın üzerinde gürültünün olduğu iddiaları gerçeği yansıtmadığını, inşaat malzemelerinin makinelerin kamu alanlarına konumlandırılarak tehlike yarattığı hususundaki iddiaların yerinde olmadığını, dış alanda bulunan tentenin kafe tabelasının zarar görmesi iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafın iddialarının mesnetten yoksun olduğu gibi aynı zamanda tutarsız olduğunu, davacı taraf hukuki dayanağı olmayan tazminat bedelini müvekkil şirketten talep etmiş ve haksız kazanç sağlamayı amaçladığını, hukuki yarar bulunmaması ve zarara sebebiyet verenin müvekkil şirket olmaması sebebi ile davanın usulden reddine hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “…Davanın dava konusu değeri itibarıyla 7101 Sayılı Kanun’ un 61. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Kanunun 4. maddesi ile 6100 sayılı HMK’nun 320. maddesi gereğince davanın basit yargılama usulüne tabi olduğu görülmektedir. 6100 Sayılı HMK’nın 320/4 maddesi hükmüne göre; Basit yargılama usulüne tabi davalarda işlemden kaldırılmasına karar verilmiş dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa dava açılmamış sayılır. Somut olayda davanın 06/09/2018 tarihli celsede takipsiz bırakıldığı, davacı yönünden dosyanın belirtilen tarih itibariyle işlemden kaldırıldığı ve süresinde yenilenmesinden sonra yargılamanın sürdürüldüğü belirlenmiştir. Dava 06/03/2019 tarihli oturumda davacı tarafından ikinci kez takip edilmediğinden ve mazeretinin kabul edilmemesi nedeniyle davasının açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekmektedir. 6100 Sayılı HMK’nın 320/4 maddesi hükmüne göre dava ilk yenilemeden sonra ikinci kez takipsiz bırakıldığından davanın açılmamış sayılmasına…” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; 06/09/2018 tarihli duruşmaya tarafımızca mesleki mazeret dilekçesi sunulmuş olmasına ve aynı gün ve saatte başka bir duruşmamız olduğuna dair dosya bilgisi de verilmiş olmasına rağmen Sayın Mahkemece “gerekçesiz ve belgesiz olduğu gerekçesi ile mazeretin reddine ve dosyanın işlemden kaldırılmasına” karar verilmesinin hatalı olduğunu, 06/03/2019 günü ise tarafımızca bekletme ve mazeretli sayılma dilekçesi gönderilmesine rağmen İlk Derece Mahkemesince “mazeretin davalı tarafın kabul etmemesi gerekçesi ile reddine” karar verilmesinin hukuki dinlenilme hakkına aykırı olduğunu, davanın açıldığı tarihte yazılı yargılama usulüne tabi olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava; haksız fiil iddiasına dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. Dosyanın incelenmesinde davacı vekilinin 06.09.2018 tarihli duruşmaya gönderdiği mazeret dilekçesinde başka mahkemede duruşması olduğunu bildirip ilgili dosya bilgilerini mazeret dilekçesinde belirtmesine rağmen mahkemenin mazeretin gerekçesiz olduğundan bahisle mazeretin reddine karar verip dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesi hukuka uygun olmamıştır. Davacı vekili 06.03.2019 tarihli duruşmaya hava şartları nedeniyle trafikteki sıkışıklık yaşandığını belirterek gecikmeli olarak katılacağını, yarım saat ve bir saat kadar beklenmesini aksi halde mazeretli sayılması yönünde iki ayrı dilekçe gönderdiği mahkemece bildirilen mazereti davalının kabul etmediği gerekçesi ile mazeretin reddine karar vererek davanın açılmamış sayılmasına karar verdiği, bekletme aksi halde mazeretli sayılma yönündeki mahkemeye yapılan talep hakkında mazeret hususunda mahkemenin karar vermesi gerektiği ,bu yöndeki talebin karşı yanın muvafakatine bağlı olduğu yönünde usul hukukunda bir düzenleme olmamasına rağmen karşı tarafın muvafakatinin bulunmamasının mazeretin reddi gerekçesi yapılmasının hukuka aykırı olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenlerle; davacı vekilince gerek 06.09.2018 tarihli duruşmaya ve gerekse 06.03.2019 tarihli duruşmaya verilen mazeret dilekçelerinin reddinin usul hükümlerine uygun olmadığı, bu bağlamda hem dosyanın işlemden kaldırılmasına yönelik 06.03.2018 tarihli kararın , hem de davanın açılmamış sayılmasına yönelik 06.03.2019 tarihli kararın HMK 150, 320 m ve HMK 27/2-c maddesine uygun kararlar olmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK 353/1-a-5 uyarınca kaldırılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, HMK’nın 353/1-a.5 maddesi gereğince, İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/500 Esas – 2019/224 Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talep halinde iadesine, harç iade işleminin ilk derece mahkemesince yapılmasına, 4-Dosya üzerinde inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6- HMK’nın 359. Maddesinin 3. fıkrası gereği kararın taraflara tebliği işleminin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına, HMK. m.353/1-a.5 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.24/06/2021