Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2019/1308 E. 2021/1277 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1308
KARAR NO: 2021/1277
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/10/2018
NUMARASI: 2017/988 – 2018/1063
DAVANIN KONUSU: Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/06/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Kendisinin Şişli/İstanbul’da serbest avukat olarak faaliyet gösterdiğini, Avukatlık Hukukunda, Reklam Yönetmeliğinde avukatların reklam vermelerinin yasaklandığını, ancak uzun zamandır Google Adwords Reklamlarında kendisnin izni ve onayı olmadan bilmediği kişi yada kişilerin ” Av. …” olarak reklamını verdiğini, Bu konuda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2015/139154 Soruşturma sayılı dosyası ile şikayette bulunduğunu, ancak takipsizlik kararı verildiğini, sonuç alamadığını, bu konuda İstanbul Barosuna dilekçe ile talepte bulunduğunu, ancak İstanbul Barosunun 2016/D. 723 Esas sayılı dosyasında reklam vermekten dolayı para cezası aldığını, yine aynı dosyada ilgili reklamları kaldırmak için 2 aylık kesin süre verildiğini belirterek ” Av. … ” adı ile verilen Google Adwords Reklamlarının kaldırılmasını, ilgili reklamları veren kişilerin ve ödeme yapılan kredi kartının tespit edilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Mahkemenin görevli olmadığını, görevli Mahkemenini Sulh Ceza Mahkemeleri olduğunu, görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacının ileri sürdüğü iddiaların ve taleplerin … Limited Şirketi tarafından Türkiyedeki kullanıcılara sağlanan AdWords hizmetine ilişkin olduğunu, müvekkilinin Google Reklamcılık AdWords Hizmetinin sahibi ve hizmet sağlayıcısı olmadığını, … Limited Şirketi’nin farklı bir şirket olduğunu, husumet itirazları olduğunu, cevap dilekçesinin sunulma tarihinden sonra davacı adına verilen bir AdWords Reklamı olmadığını belirterek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “…İnternet ortamında yapılan yayın reklam vs. işlemlerinin kaldırılması ve tespiti 5651 Sayılı yasayla düzenlendiğinden dava konusu iş ticari iş niteliğinde Mahkememizin görev alanına girmediğinden, bu hususta yetkili hakimlik Sulh Ceza Hakimliği olduğundan dava dilekçesinin görev yönünden reddine…” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın aynı zamanda bir tespit davası olduğunu, ticari iş niteliğinde bir hususa ilişkin olup mahkemenin görevli olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava; haksız fiil iddiasına dayalı içeriğin kaldırılması ve içeriği yayınlatanların tespiti istemine ilişkindir. 23/05/2007 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkındaki 5651 sayılı Kanun’un 9. maddesinin 1, 2, 3 ve 4 nolu bentlerinde, yayın içeriği nedeniyle hakları ihlal edildiğini iddia eden kişi ya da kişilerin hangi usullerle ve hangi mercilere yayın durdurma talebinde bulunacakları aşamalarla belirlenmiştir. 5651 sayılı Yasanın 9/1-2 maddesinde; içerik nedeniyle hakları ihlal edildiğini iddia eden kişinin, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması halinde yer sağlayıcısına başvurarak kendisine ilişkin içeriğin yayından çıkarılmasını ve yayındaki kapsamından fazla olmamak üzere hazırladığı cevabı bir hafta süreyle internet ortamında yayımlanmasını isteyebileceği, içerik veya yer sağlayıcı kendisine ulaştığı tarihten itibaren iki gün içinde, talebi yerine getireceği, bu süre zarfında talep yerine getirilmediği takdirde reddedilmiş sayılacağı, talebin reddedilmiş sayılması halinde, kişinin onbeş gün içinde yerleşim yeri sulh ceza mahkemesine başvurarak içeriğin yayından çıkarılmasına ve yayındaki kapsamından fazla olmamak üzere hazırladığı cevabın bir hafta süreyle internet ortamında yayımlanmasına karar verilmesini isteyebileceği, sulh ceza hâkimi bu talebi üç gün içinde duruşma yapmaksızın karara bağlayacağı, sulh ceza hâkiminin kararına karşı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebileceğinin belirtilmesi karşısında internet üzerinden yapılan yayınların durdurulmasına yönelik istemlere yönelik olarak açıkça Sulh Ceza Mahkemeleri görevli kılınmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde ise; “Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hakimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını istiyebilir” 25.maddesinde; “Davacı, hakimden saldırı tehlikesinin önlenmesini, sürmekte olan saldırıya son verilmesini, sona ermiş olsa bile etkileri devam eden saldırının hukuka aykırılığının tespiti istiyebilir. Davacı bunlarla birlikte, düzeltmenin veya kararın üçüncü kişilere bildirilmesi ya da yayımlanması isteminde de bulunabilir.” şeklinde düzenlemeler yer almaktadır. 5651 sayılı Yasa, internet ortamındaki yayınlar nedeniyle kişilik haklarının saldırıya uğraması durumunda hangi usul ve esaslara göre mücadele edileceğini düzenlemekte olup bu yönüyle 4721 Sayılı Medeni Kanuna göre özel yasa durumundadır. Özel yasada bir düzenlemenin varlığı halinde öncelikle özel yasanın uygulanacağı hukukun genel kuralıdır. Kaldı ki özel yasa somut olaya ilişkin görev yönünden mahsus bir düzenleme de içermektedir. (Yargıtay 4. H.D. 2014/7187-2014/8832) Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf talebi yerinde olmayıp HMK 353/1-b-1 uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/988 Esas – 2018/1063 Karar sayılı mahkeme kararına yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcından yatırılan 44,40-TL’nin düşümü ile eksik kalan 14,90-TL harcın istinaf eden davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Yasa yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, 5- HMK’nın 359. Maddesinin 4. fıkrası gereği kararın taraflara tebliği işleminin Dairemiz tarafından yerine getirilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın değişik 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 17/06/2021