Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2019/128 E. 2021/177 K. 27.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/128
KARAR NO : 2021/177
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/09/2018
NUMARASI : 2017/322 – 2018/948
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/01/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı …’in hamili olduğu 15/07/2016 vadeli, 5.000,00-TL bedelli, 15/09/2016 vadeli, 5.000,00-TL bedelli senetler hakkında Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/01/2017 tarih ve 2017/79 D. İş dosyasından ihtiyati haciz kararı alındığını, ihtiyati haciz kararı ile birlikte Bursa … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından takibe geçildiğini, müvekkili şirkete ait araçların ve taşınmazın üzerine ihtiyati haciz şerhi işlendiğini, B.çekmece …. İcra Müdürlüğünün … Tal. Sayılı dosyası ile şirket merkezinde araçların fiilen yakalaması yapılması için trafik ekiplerinin şirket merkezine çağrıldığını ve müvekkilinin ödeme yapmaya zorlandığını, 16/01/2017 tarihinde Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/79 D. İş sayılı dosyasına itiraz edilmesi nedeniyle ihtiyati haczin 20/02/2017 tarihinde kaldırıldığını, Bursa 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/39 Esas – 79 Karar sayılı ilamı ile icra Müdürlüğünün yetkisizliğine karar verildiğini, takibe konu yapılan senette müvekkili şirketin lehtar ve 1. ciranta olup süresi içerisinde protesto edilmediğinden davacının hamili ve cirantalara karşı takip hakkını kaybettiğini, bu nedenle haksız haciz işlemi uygulandığını, alacaklının kusursuz sorumluluğunun bulunduğunu, otopark ücreti, çekici ücreti, vekalet ücreti için toplam 6.060,50-TL maddi zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusunun ticari dava niteliğinin bulunmadığını, bu nedenle Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/79 D. İş sayılı dosyasından verilen ihtiyati haciz kararının yetki nedeniyle kaldırıldığını, Bursa … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından yapılan takibin yetkisizlik sebebi ile İzmir İcra Müdürlüğüne gönderilmesine karar verildiğini, davacının senetteki imzasına ve borcun esasına yönelik herhangi bir itirazının bulunmadığını, ve mahkemelerce borçlu olmadığına dair bir tespitin olmadığını, müvekkilinin taleplerinin hak arama özgürlüğünün kullanılmasına yönelik olup hukuka uygunluk nedeniyle tazminat talep edilemeyeceğini, talep edilen vekalet ücreti ve avans faizinin sebepsiz zenginleşme niyetiyle açıldığını, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “…Bursa …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde alacaklı tarafından borçlu aleyhine kambiyo senedine dayalı olarak takip yapıldığı, borçlunun yetkiye ilişkin itirazı nedeniyle Bursa 4. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/253 Esas, – 315 Karar sayılı ilamı ile icra Müdürlüğünün yetkisizliğine, icra dosyasının İzmir İcra Müdürlüğüne gönderilmesine karar verildiği, bu karar gereğince dosyanın İzmir …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayısından devam ettiği anlaşılmıştır. Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/79 D.iş sayılı dosyası incelendiğinde davacının talebi üzerine davalı aleyhine kambiyo senedine dayalı olarak ihtiyati haciz talep edildiği, mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının 22/02/2017 tarihinde İzmir Mahkemelerinin yetkili olması sebebiyle ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı, şirket hakkında uygulanan haksız ihtiyati haciz nedeniyle tazminat talebinde bulunmuştur. Alacaklının borçlu aleyhine ihtiyati haciz ve icra takibinde bulunurken Anayasal hakkını kullanmıştır. İhtiyati haciz talebinin yetkisiz mahkemede başvurulmuş olması sebebiyle verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmış olması başvurunun haksız olduğunu kanıtlamaz, ayrıca davacı borçlu itirazında dayanak olan bonolardaki imzaya ve borca itirazda bulunmamıştır. Davacı haksız fiile dayanmış olup haksız fiilin unsurlarından olan illiyet bağı bulunmadığından…” davanın reddine karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İhtiyati haciz kararının bono sebebi ile alındığını, müvekkilinin bononun lehtarı olduğunu, keşidecinin protesto edilmemesi nedeniyle müvekkiline müracaat hakkını yitirdiğini yetkisizlik kararından sonra bu yöndeki davanın İzmir 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/524 E sayılı dosyasında devam edildiğini, bu davanın sonucunda ihtiyati haczin haksız olduğunun anlaşılacağını, bu dosyanın sonucu beklenmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, mahkemenin de bu hususu değerlendirmediğini ileri sürerek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede: Dava: Haksız ihtiyati hacizden kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.Bursa 1 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/79 D.İş Sayılı İhtiyati haciz kararının; 15.07.2016 vade tarihli, 5.000,00-TL bedelli bono ve 15.09.2016 vade tarihli 5.000,00-TL bedelli senede dayalı olarak 10.000,00-TL alacak için dava dışı … ve davacı … firması hakkında verildiği anlaşılmıştır. İhtiyati haciz kararına dayanak senetlerin incelenmesinde; senetlerin Bono vasfına haiz olduğu, Hakan Öktem’ in keşideci, davacı firmanın lehtar olduğu , lehtar tarafından ciro edilen bonolara davalının hamil olduğu, İİK 257 vd uyarınca ihtiyati haciz koşullarının bulunduğu anlaşılmıştır. Dosya kapsamından borçlulardan davacının yetki itirazında bulunması üzerine itirazda bulunan davacı yönünden yetki itirazının kabul edildiği anlaşılmıştır. HMK 19/1 uyarınca Yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır; taraflar da mahkemenin yetkisiz olduğunu her zaman ileri sürebilir. HMK 19/4 uyarınca; Yetkinin kesin olmadığı davalarda, davalı, süresi içinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunmazsa, davanın açıldığı mahkeme yetkili hâle gelir. İİK m 50 uyarınca; Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur.Bu kapsamda ihtiyati hacze dayanak bonoların sahteliğinin ileri sürülmediği, dosya kapsamına göre taraflar arasında temel alacak borç ilişkisinin bulunduğu, para alacağının tahsili için açılacak dava ve takiplerde yasal olarak kesin yetki kuralının bulunmadığı, kesin yetki kuralı olmayan hallerde mahkemenin bunu resen gözetemeyeceği ancak itiraz üzerine yetki itirazının değerlendirilebileceği, yetkiye itiraz edilmemesi halinde mahkemenin yetkili hale geleceği hususları dikkate alındığında; davalının yetkisiz yer mahkemesinden ihtiyati haciz kararı almasında kanuna aykırı bir yön bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf talebinin HMK 353/1-b-1 uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/322 Esas – 2018/948 Karar sayılı mahkeme kararına yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davacının istinaf başvurusu reddedildiğinden, peşin alınan 103,50-TL harcın Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 44,20-TL harcın istek halinde mahkemesince davacıya iadesine,3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-Yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,5-HMK’nın 359. Maddesinin 3. fıkrası gereği karar kesin nitelikte olduğundan kararın taraflara tebliği işleminin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,HMK. m. 353/1-b.1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 362/1-a mad. gereğince, miktar itibariyle kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 27/01/2021