Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2019/1105 E. 2021/1262 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2019/1105
KARAR NO : 2021/1262
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/02/2019
NUMARASI: 2018/1461 – 2019/125
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/06/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde ; müvekkili ile davalı firma arasında 27/03/2017 tarihinde … projesinin kapa yapı inşaatının yapımı üzerine anlaşma yapıldığını, işe başlandıktan bir müdet sonra davalı firma ödemeleri hususunda vaatlerini yerine getirmemeye başladığı ve 20/09/2017 tarihinde sözleşmeyi haksız ve hukuka aykırı olarak tek taraflı feshettiğini, fesih sonucunda müvekkili firma oldukça yüksek bir meblağ olan 2.620.000,00 TL hakedişini tahsil edememiş ve mali açıdan oldukça yıprandığını, davalı firma maddi olarak müvekkilinin adeta dar boğaza girmesine sebep olduğu gibi manevi olarak da müvekkilinin oldukça yıpratıldığını, asılsız, içi boş ve gerçekten uzak suç isnatları ile müvekkilinin bulunduğu inşaat sektöründe itibarını zedelemeye çalıştığını, davalı yanın son olarak ” İş ve çalışma hürriyetinin ihlali, birden fazla kişi tarafından birlikte yağma” suçlarını isnat ederek müvekkili hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, müvekkiline yapılan bu asılsız suç duyurusu üzerine karakola gidip ifade vermek durumunda kaldığını, bugüne kadar faaliyet gösterdiği sektörde işini yasalar ve ahlak kuralları çerçevesinde hakkıyla yapan müvekkilinin “yağma” gibi ağır yaptırımı olan bir suçu işlediği gerekçesi ile adeta hakarete uğradığı ve içine düşmüş olduğu bu durumdan ötürü kişilik haklarının zedelendiğini beyanla davanın kabulü ile müvekkilinin ticari itibarının zedelenmesi ve kişilik haklarına saldırıda bulunlması sebebiyle 0.03 kuruşluk manevi tazminatın yasal faizi ile davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde : müvekkili şirket ve … yetkililerince “… tarafından hak ediş ödenmediği için maaşların ödenemediği , işçilerin eylem yapması talimatı verildiği, işçilerin işi bırakmaları, gerekirse taşkınlık yaparak baskı kurmak suretiyle maaşlarını … alabilecekleri” bilgisinin işçilere verildiğinin öğrenildiğini, hatta bu durum olay esnasında işçiler tarafından dile getirilerek şirket binasını işgal etmeye çalışan kişilere polis memurlarının müdahale ettiğini, bunun üzerine … tarafından … hesabına olay tarihinden önce hak edişlerin ödendiğine dair dekontlar sunularak kalabalık kontrol altına alınabildiğini, buna rağmen olayların durulmadığı ve müvekkili şirket tarafından … işçilerine 167.000,00 TL ödeme yapmak zorunda kaldığı ve olayların ancak bu şekilde kontrol altına alınabildiğini, yaşanan olayın TCK m. 148 ve TCK m. 117/4 de düzenlenen ” yağma” ve “iş ve çalışma hürriyetinin ihlali” suçlarının tüm unsularını taşıdığı düşünülerek ihbar edilmişse de tanıklarının dinlenmeksizin ve deliller toplanmaksızın savcılık tarafından talihsiz bir karara imza atıldığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesince; “Mahkememizin görevsizliğine, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine, görevli mahkemenin Asliye Hukuk mahkemesi olması nedeni ile dosyanın kesinleştiğinde mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın müvekkilinin temsilcisi olduğu şirketin kişilik hakları ve ticari itibarına yönelik saldırıdan kaynaklı manevi tazminat davası olduğunu, görevli mahkemenin belirlenmesini istediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava, haksız şikayet sebebiyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalının şikayeti sonrasında, söz konusu asılsız iddialar nedeni ile müvekkilinin ticari itibarını sarsacak şekilde haksız şikayet ve davalar açtığını, buradaki iddialarının da asılsız olduğunu, bu nedenle işletmenin ticari itibarının sarsıldığını, kişilik haklarına saldırı olduğunu, bu sebeple manevi tazminat isteminde bulunmuştur.Asliye Hukuk Mahkemesince, davacının talebinin TTK 55/1-a-1 maddesi kapsamında olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden dava şartı eksikliği sebebiyle usulden reddine karar verilmiş dosya Ticaret mahkemesine gönderilmiş, Ticaret Mahkemesince de davanın ticari dava olmadığı gerekçesi ile karşı görevsizlik kararı verilmiştir.Dosyanın incelenmesinde, davacının dava dilekçesi ile haksız rekabete ilişkin değil, hasız şikayetten kaynaklı TBK 58. maddesi kapsamında kişilik haklarına saldırı iddiasına dayandığı anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinin birinci fıkrasında “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir” denilmektedir. Şu halde, görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesi olup mahkemece işin esasının incelenmesi gerekirken görevsizlik kararı verilmesi doğru olmamış. Davanın ticari dava olmaması da dikkate alınarak Ticaret mahkemesince verilen karşı görevsizlik nedeni ile davanın usulden reddine ilişkin karar yerindedir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/5083 – Karar No: 2019/1437) Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu yönündeki kararının isabetli olduğundan davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 12/02/2019 tarih, 2018/1461 Esas – 2019/125 Karar sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK 353/1/b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 59,30-TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile kalan 14,90-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, 3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,4-Yasa yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,5-HMK’nın 359. Maddesinin 3. fıkrası gereği karar kesin nitelikte olduğundan kararın taraflara tebliği işleminin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,HMK. m. 353/1-b/1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK. m. 362/1-a mad. gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 17/06/2021