Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2019/1093 E. 2021/1287 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1093
KARAR NO : 2021/1287
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/03/2019
NUMARASI: 2014/1102 Esas – 2019/467 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/06/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili asıl davada dava dilekçesinde; Davalı şirket tarafından, 07.11.2013 tarihinde, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası üzerinden alınan talimatla İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Talimat sayılı dosyası ile borçlusu …San. ve Tic. Ltd. Şti. için, müvekkili şirketin adresine gelindiğini ve haciz işlemi tatbik edildiğini, şirket yetkililerinden … ‘ ün itirazlarına ve istihkak iddialarına rağmen, borçlu şirketmiş gibi haciz işlemi yapıldığını. yapılan haciz işleminin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, iştigal konuları bakımından, müvekkili davacı şirket ile borçlu şirketin çalışma alanları, faaliyet konularının farklı olduğunu müvekkili şirketin … marka araçların bakım ve onarım işi ile iştigal ettiğini, oysa borçlu şirketin, cıvata ve bağlantı elemanlarının satış ve pazarlama işi ile iştigal ettiğini, “…” ünvanının benzerliğinin, sadece İstanbul İlimizde yüzlercesine rastlamanın mümkün olduğunu, … ünvanlı birebir yüzlerce şirket olmasına rağmen, borçlu şirketin ünvanının birebir de benzerlik göstermediğini, borçlu şirketin ünvanının …, olmakla benzerlik söz konusu olmadığını, rekabetin fevkalade şiddetli olduğu Bostancı Sanayi Sitesinde, polis nezaretinde müvekkil şirketin adresine gelinerek, “… ’in faktoring şirketlerine borcu varmış, onun için hacze gelmişler, … Otomotiv batıyor” söylentilerinin başta rakip firmalarda olmak üzere tüm Sanayi Sitesinde yayıldığını, müşterileri arasında itibarının ağır zedelenmesine sebep olduğunu, davalı şirketin haksız ve hukuka aykırı eylemlerinin, müvekkili şirketin şahsiyet haklarına tecavüz niteliğinde olduğunu, borçlu şirketle hiçbir ilgisi olmayan müvekkili şirkette haciz yapmak suretiyle zarar verdiğini, ticari piyasada müvekkili şirketi küçük düşürdüğünü, mesleki itibarının ağır zedelenmesine neden olduğunu, ticari ve rekabet piyasasında, borcu olmayarak ve kaliteli hizmetiyle, sanayi sitesi ile ticari piyasada ve müşterileri karşısında saygın bir yeri bulunduğu tartışmasız olan müvekkilinin, polis nezaretinde haksız ve hukuka aykırı haciz nedeniyle kişilik haklarının ağır zarar görmesi nedeniyle 25.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiilin tarihi olan 07/11/2013 tarihinden itibaren davalı şirketten tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep ile dava ettiği anlaşıldı. Davalı vekili asıl davada cevap dilekçesinde; Davacı …… Ltd. Şti ile borçlu ….Ltd.Ştinin kardeş şirketler olduğunu, her iki şirketin ortaklarının aynı aile bireylerinden (….) oluştuğunu, yine her iki şirket arasında ticari özdeşlik olduğunu, hem davacı şirket hem de borçlu şirketin aynı alanda faaliyette bulunduğunu, borçlu şirketin borcun doğumdan sonra ( 08.11.2013 tarihinde) iştigal alanını ve ünvanını değiştirdiğini, davacı araçların bakım ve tamirini yaparken diğer borçlu şirketin ise tamir ve bakım için gerekli olan malzemeleri ürettiğini, hem davacı hem de borçlu şirketin unvanlarında yer alan “… “ve “…” ibarelerinin, iki şirketin ayırt edilemeyecek derecede birbirine benzer ünvanı kullandığını gösterdiğini, 20/11/2013 tarihli haciz işlemi sırasında borçlu şirketin ortakları arasında hisse devrini gösteren sözleşme bulunduğunu, bunun da aradaki hukuki bağın bir göstergesi olduğunu, yapılan haciz sonrasında İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesi 2013/689 Es sayılı dosyasından takibin devamına karar verildiğini, bu nedenler ile davanın reddini, mahkeme masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesini talep ile cevap verdiği anlaşıldı. Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin Bostancı San. Sit. Bulunan iş yerinde … marka araçların bakım ve onarım hizmetini özel olarak verdiğini ve 1995 yılından itibaren aynı adreste çalıştığını, 07/11/2013 tarihine kadar borçlu olarak hiçbir icra takibine ve haciz işlemine maruz kalmadığını ancak davalı şirketin İstanbul …. İcra Müd. … Es. Saylı dosyası üzerinden alınan talimatla İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Tal. Saylı dosyası ile borçlu …. San ve tic. Ltd. Şti. olmak üzere müvekkili şirketin adresine gelindiği ve haciz işlemi tatbik edildiğini, şirket yetkililerinden …’ün itirazlarına ve istihkak iddialarına rağmen borçlu şirketmiş gibi haciz işlemi uygulandığını, bu işleme karşı İstanbul 34 ATM’nin 2013/300 Es saylı dosyası ile manevi tazminat davası açıldığını, haciz esnasında davacı müvekkiline ait menkul malların haczedildiğini ancak …. San ve Tic. Ltd. Şti. Unvanını …. San ve Tic. Ltd. Şti. olarak değiştirdiğini, bunun İstanbul Ticaret Sicil memurluğu kayıtları ile kanıtlandığını, müvekkili şirket ile bu şirketin ayrı bir tüzel kişiliği olan ayrı ortakları ve ayrı bir hukuki şahsiyeti olan şirketler olduklarını, neticede müvekkili şirketin borçlu şirket ile her hangi bir ilgisinin bulunmadığını, yapılan haciz işlemine karşı İstanbul 24. İcra Hukuk Mah. 2013/690 Es sayılı dosyası ile istihkak davasının açıldığını, müvekkili şirketin kişilik haklarının ağır zarar görmesi nedeniyle 50.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiilin tarihi olan 20/11/2013 tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsiline masraf ve ücreti vekaletin karşı tarafa yüklenmesini talep ile dava ettiği anlaşıldı. İlk Derece Mahkemesince; “…davacı şirketin sanayi sitesinde yıllardır aynı yerde faaliyet göstermesi, iş çevresinde belli bir saygınlığının bulunması, yapılan haciz işlemi nedeniyle ticari itibarının sarsılmış olması nedeniyle; manevi tazminatın bir zenginleşme aracı olmaması, ancak zarar görenin vicdanını rahatlatacak da bir miktarda olması gerektiği göz önüne alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilerek 2000TL manevi tazminatın davalıdan haksız haciz tarihi olan 07/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Birleşen davada ise; yapılan ikinci haciz işleminin ilk hacizle ilgili hukuki sürecin başlamış olması ve bu süreç sonuçlanmadan ısrarla ikinci kez aynı yerde menkullerin muhafaza altına alınması tehdidi ile işlem yapılması ve davacı şirketin sor durumda bırakılarak acilen nakit temin etmesine sebep olunması karşısında davalı şirketin kusurunun daha ağır ve davacının da mağduriyetinin ilk haciz işlemine göre daha fazla olması nedeniyle birleşen davanın da kısmen kabulü ile 5000TL manevi tazminatın haksız haciz tarihi olan 20/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine …. …. Davanın kısmen kabulüne; İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Es sayılı icra takibine 07/11/2013 tarihinde yapılan haksız haciz işlemi nedeniyle 2.000 TL manevi tazminatın haksız haciz tarihi olan 07/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davlıdan tahsil ile davacıya ödenmesine,… …Birleşen davanın kısmen kabulüne; İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … Es sayılı icra takibinde 20/11/2013 tarihinde yapılan haksız haciz işlemi nedeniyle 5.000 TL manevi tazminatın haksız haczi tarihi olan 20/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, …” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekili ve davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla hükmedilen manevi tazminat miktarının düşük olduğunu beyanla Yerel Mahkeme kararının kaldırılarak hakkaniyete uygun miktarda tazminata karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla müvekkilinin kasten zarar verme kastı ile hareket etmediğini beyanla Yerel Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava ;haksız hacizden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Dosya içeriğinden; davalının alacaklı olduğu dava dışı … Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti. isimli şirket aleyhinde takip başlattığı, 07/11/2013 günü borçlunun adresine haciz için gelindiği, adreste davacı şirketin faaliyette bulunduğunun görüldüğü, davacı şirketin borçlu şirket ile ilgisinin olmladığını bildirdiği, alacaklı vekilinin talebi üzerine evrak arama işlemine devam edildiği, davacı şirket yetkilisi … ait birçok evrak bulunduğu, alacaklı vekilinin “borçlu şirket … ortaklık yapısı incelendiğinde…soyisimli ortaklarının olduğunun görüleceğini, bu nedenle istihkak iddialarını kabul etmediğini beyanla haciz talep ettiği ve bir adet bilgisayar takımı kasası ile birlikte haczedilip istihkak iddiası sahibi … yediemin olarak bırakıldığı anlaşılmıştır, Davaya konu 07/11/2013 tarihinde haczedilen menkul mallarla ilgili İstanbul 24.İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/690 Esas sayılı dosyası ile istihkak davası açılmış, dava sonucunda haczedilen bir adet exper led ekran ve kasa bilgisayar takımı ile ilgili istihkak iddiasının kabulüne karar verilerek menkul üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Aynı alacak nedeniyle davalı şirket bu kez 20/11/2013 tarihinde davacı şirketin adresine haciz talimatı ile gelmiş, haciz mahallinde borçlu Taçmer otomotiv şirket yetkilisi … ait evrakların bulunduğu tespit edilmiş, davacı şirketin vekili haciz mahallinde hazır bulunmuş ve diğer haciz işlemi ile ilgili istihkak ve tazminat davası açtıklarını, bu şekilde ikinci kez haciz yapılarak müvekkili şirketin ticari itibarının zedelendiğini, telafisi imkansız zararlar oluşmaması için haczin durdurulmasını talep ederek istihkak iddiasında bulunmuş ancak alacaklı vekilinin talebi üzerine haciz yapılmış, menkullerin muhafaza altına alınmaması için haciz mahallinde davacı şirket tarafından 23.950TL nakit olarak ödenmiş ve hacizli menkuller yediemin olarak … teslim edilerek hacze son verilmiştir. Davaya konu menkullerle ilgili İstanbul 24.İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/762 Esas, 2015/122 Karar sayılı dosyası ile istihkak davası açılmış, bu dava İstanbul 24.İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/690 Esas sayılı dosyası ile birleşmiş, dava sonucunda 20/11/2013 tarihinde yapılan haciz işlemi nedeniyle 1 adet Asus marka LCD ekran ve kasa bilgisayar takımı ile ilgili istihkak iddiasının kabulüne karar verilmiş, diğer haczedilen menkullerle ilgili istihkak talebi reddedilmiştir. Kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 23.Hukuk Dairesinin 2018/252-2018/1361 sayılı kararı ile diğer menkuller üzerindeki hacizlerin de kaldırılmasına karar verilmiş ve karar böylece 07/11/2013 ve 20/11/2013 tarihlerinde yapılan iki ayrı haciz nedeniyle haczedilen tüm menkuller üzerindeki hacizlerin kaldırılması kararı ile kesinleştiği anlaşılmıştır.Haksız hacze dayalı manevi tazminat istemi 818 sayılı BK.’nun 49. maddesinden (6098 sayılı TBK’nun 58. maddesi) kaynaklanan bir sorumluluk olup, kusura dayanan bir sorumluluk türüdür. Bu nedenle de takip (haciz) yaptıran kişinin takipte veya haciz işleminde kötü niyetli ve kusurlu olduğu olgusu gerçekleşmedikçe ve ağır bir zarar da doğmadıkça manevi tazminatla sorumlu tutulamaz.( Emsal Yargıtay 4. HD nin 06.07.2020 gün ve 2019/2535 E -2020/2544 K sayılı ilamı) Her ne kadar davacı haksız işlemden dolayı tazminat talep etmişse de taraflar arasında borç ilişkisi olduğuna ilişkin bazı emareler olduğu, davacı şirket ile icra borçlusu şirketin unvanları ve iştigal alanları arasında benzerlik bulunduğu, her iki şirketinde aynı adreste faaliyet yürüttüğü, şirket ortaklarının soyadlarının da aynı olduğu, borçlunun adresine haciz için gelindiği, adreste davacı şirketin faaliyette bulunduğunun görüldüğü, davalının bu doğrultuda icra takibi yapmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, davacının istihkak davasında borçlu olmadığının tespit edilmesinin haczi haksız kılmayacağı, ufak emarelerin dahi işlemi haksız olmaktan çıkartacağı, davalının takipte veya haciz işleminde kötü niyetli ve ağır kusurlu olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.Ancak bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü, davacı vekilinin istinaf isteminin reddi ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK 353/1-b/2 hükmü gereğince kaldırılmasına, davanın reddine yönelik yeniden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A-Davacı vekilinin istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, B-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜNE,İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1102 Esas – 2019/467 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA; yeniden hüküm oluşturularak;1-Davacının esas davasının ve birleşen davasının REDDİNE, 2-Esas Dava Yönünden 492 sayılı yasa gereğince alınması gereken 59,30-TL harçtan peşin alınan 426,95 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 367,65-TL harcın talep halinde davacıya iadesine, 3-Davalı taraf kendini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red olunan maddi tazminat yönünden taktir ve hesap olunan olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,4-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 24,30 TL başvurma harcı + 136,62 TL peşin harç toplamı olan 160,92 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Birleşen Dava Yönünden 492 sayılı yasa gereğince alınması gereken 59,30-TL harçtan peşin alınan 853,90 TL harcın mahsubu ile geriye kalan 794,60-TL harcın talep halinde davacıya iadesine, 6-Birleşen Dava Yönünden davalı taraf lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince taktir ve hesap olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-Davacı tarafından başlangıçta yatırılan 24,30 TL başvurma harcı + 341,55 TL peşin harç toplamı olan 365,85 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına, 8-Yapılmış ve yapılacak masraflar çıkarıldıktan sonra artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya ödenmesine, B- İstinaf incelemesi bakımından1-Davacı vekilinin istinaf istemi reddedildiğinden alınması gerekli 59,30-TL istinaf karar ve ilam harcından 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90-TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 2-Davalının istinaf başvurusu kabul edildiğinden yatırmış olduğu 129,78-TL istinaf karar ve ilam harcının, istem halinde kendisine iadesine, 3-Dosya üzerinden inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 4-İstinaf aşamasında istinaf yasa yoluna başvuran taraflarca yapılan giderlerin takdiren üzerlerinde bırakılmasına, 5-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, 6-HMK’nın 359. Maddesinin 3. fıkrası gereği kararın taraflara tebliği işlemi ile 302. maddesinin 5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 17/06/2021