Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2019/1092 E. 2021/1288 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1092
KARAR NO: 2021/1288
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/01/2019
NUMARASI: 2016/228 Esas – 2019/19 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/06/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; İstanbul … İcra Müd. … esas sayılı dosyasında davalı şirket vekili tarafından 06/05/2014 tarihinde gerçekleştirilmiş olan, haksız haciz ve muhafaza uygulaması nedeniyle manevi tazminat olarak davacı firmanın ticari itibarının sarsıldığından bahisle, 10.000,00 TL manevi, fazlaya ilişkin haklarını saklı kalmak kaydıyla 8.068,50 TL maddi olmak üzere toplamda 18.068,50 TL’lik haksız hacizden doğan tazminat bedeli ile ayrıca davacı şirketin muhtemel kardan yoksunluk kararının da tespiti ile haciz ve muhafaza tarihi olan 06/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek olan ticari temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Müvekkili şirketin alacağını tahsil amacıyla, borçlular …, … Ltd. Şti. İle … Ltd. Şti aleyhine 18/04/2014 keşide tarihli 15.701,63 TL tutarında çeki, İstanbul … İcra Müd. … Esas sayılı icra takip dosyasıyla 22/04/2014 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlattığını, söz konusu icra dosyasında 25/04/2014 tarihinde gerçekleştirilen hacze dair İstanbul 3. İcra Hukuk Mah. 2014/507 Esas 2014/329 k. Sayılı dosyasıyla takibin devamına karar verildiğini, buna müteakip mahcuzlar haczedilerek şirket yetkilisine yediemin olarak bırakıldığını, davacının malvarlıklarında oluştuğunu iddia ettiği maddi zararlarının bulunduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının davasını kısmi ya da belirsiz alacak davası şeklinde açmasının mümkün olmadığını, davacının talep ettiği manevi tazminatın şartları oluşmadığından bir an için oluştuğu kabul edilse dahi fahiş ve kabul edilemez olduğunu, davacının fahiş manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “… yapılan haciz ve muhafaza işlemlerinin hukuka aykırılığı ve bu işlemlere konu malların davacıya ait olduğu kesinleşmiş mahkeme kararı ile saptandığına ve iadeye yönelik işlemler sonuçsuz kaldığına göre davacının kişilik haklarının zarar gördüğü kabul edilmelidir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2016/9728 Esas, 2018/7567 Karar ) Bu sebeplerle; tarafların ekonomik ve sosyal durumları, haksız fiilin biçimi, tarafların olaydaki kusur durumları, haksız fiilin içeriği göz önünde bulundurulduğunda 3.000,00-TL manevi tazminatın adil ve hakkaniyete uygun, davacıları manevi yönden tatmin edeceği kanaatine varılmış, manevi tazminat isteminin kısmen kabul- kısmen reddine karar vermek gerektiğinden… Dava ve ıslah dilekçesinin kabulü ile 8.068,50 TL maddi zarar ve 33.566,00 TL yoksun kalınan kar hesabı olmak üzere toplam 41.634,50 TL’ nin 06/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile;3.000,00 TL manevi tazminatın 06/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,..fazlaya ilişkin talebin reddine,” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla kabul etmemekle birlikte bilirkişi raporunda hesaplanan maddi tazminat miktarı hatalı olup, bilirkişi raporu hesaplamasında sadece avukata ödenen serbest meslek makbuzu bedellerinin dikkate alındığını, hesap yapılırken ilgili yılların asgari ücret tarifesine göre hesap yapılması gerektiğini, mezkur davalarda yerel mahkemelerce zaten avukatlık ücretine hükmedildiğini, davacının bunun dışında aralarındaki avukatlık sözleşmesi gereği ödediği meblağı isteyemeyeceğini, yoksun kalınan kar yönünden; kabul anlamına gelmemekle haksız fiilde gerçek zarar ilkesinin geçerli olduğunu bu sebeple yoksun kalınan karın istenemeyeceğini, manevi tazminat kararı yönünden;haciz işlemi sırasında salt davacı tarafa zarar verme amacıyla kasten veya keyfi olarak dolayısı ile hakkın kötüye kullanılması suretiyle icra edildiğinin ispatı gerektiğini beyanla yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava; haksız haciz iddiasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden; davalı şirketin alacağını tahsil amacıyla icra dosyası borçlusu olmayan …. Ltd. Şti.’nin ortağı ve hissedarı olan, …’nun Ticaret Sicilden araştırmasını yaparak, davacı … San. Tic. Ltd. şti .’nin … cad. … merkezi no: … Okmeydanı Şişli/İST adresindeki işyerinde, 06.05.2014 tarihinde haciz yapmış ve birden çok menkuller haczedilmiş ve alacaklı vekilinin talebi ile mahcuzlar, 06.05.2014 tarihinde icra dairesinin nakliye aracına yüklendiği, daha sonra, haciz mahallinden çıkartılarak nakliye aracına konmuş olan mahcuzlar, aynı gün 06.05.2014 tarihinde nakliye aracından geri indirilmek suretiyle, yediemin olarak davacı şirket çalışanı … ı’ya teslim edildiği, iş bu haczin akabinde, davacı şirket, İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nde 09.05.2014 tarihinde, 2014/550 Esas sayılı dosyası ile istihkak davası açtığı, 04.07.2014 tarihinde tekrar davacı … San. Tic. Ltd. Şti’ nin, … Cad. … Merkezi. K:… No: … Okmeydanı -Şişli/İST adresindeki işyerinde, 06.05.2014 tarihinde haczi yapılmış olan mahcuzları muhafaza altına alındığı, İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesinde 09.05.2014 tarihinde, 2014/550 Esas sayılı dosya ile ikame edilmiş olan istihkak davasının kabul edildiği, kararın 08.01.2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır. Yerel mahkeme dosyasında mevcut bilirkişi raporunda davacı yanın davalı yandan maddi tazminat olarak;İstanbul 21. icra Hukuk Mahkemesi 2016/41 Esas sayılı dosyası ile yapılan şikayet için, 15.01.2016 tarihinde, … sıra no.lu, Avukatlara Mahsus Serbest Meslek Makbuzu karşılığında 3.000,00 TL’lik avukatlık ücreti, 03.03.2016 mahcuzları teslim alabilmek için, yolluk ücreti olarak 68,50 TL İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/550 Esas sayılı dosya olan iş bu istihkak davasının ikamesi ve takibi için davacı şirket tarafından avukatına vekili olarak, 15.07.2015 tarihinde, … sıra no.lu Avukatlara Mahsus Serbest Meslek Makbuzu karşılığında 5.000,00 TL avukatlık ücreti, Davacı şirket ayrıca, 03.03.2016 mahcuzları teslim alabilmek için, yolluk ücreti olarak 68,50 TL,Toplamda (3.000,00 TL + 5.000,00 TL + 68,50 TL=) 8.068,50 TL alacaklı olduğu,oksun kalınan kar hesabı olarak; Kar kaybının tutarının ise 33.566,66 TL olduğu şeklinde görüş ve tespitlere yer verildiği anlaşılmıştır. Manevi tazminat yönünden yapılan incelemede; Haksız hacze dayalı manevi tazminat istemi 818 sayılı BK.’nun 49. maddesinden (6098 sayılı TBK’nun 58. maddesi) kaynaklanan bir sorumluluk olup, kusura dayanan bir sorumluluk türüdür.Haciz işleminin borçlu olmadığını bildiği veya borçluya ait olmadığını bildiği kişi ve eşyaya yönelik yapılması durumunda haksız haciz söz konusu olur. Haksız haciz nedeniyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için davalının kötüniyetinin ve ağır kusurunun varlığı gereklidir. Somut olayda; tacir olan davalının basiretli bir tacir gibi davranmayarak, icra dosyası borçlusu olmayan 3. Kişi durumundaki davacı şirkete karşı tatbik ettiği haciz işleminde ağır kusurlu olduğu kanaatine varılmış olup davalı vekilinin bu yöne değinen istinaf istemi yerinde değildir. Maddi tazminat yönünden yapılan incelemede; Daha önce yargılaması yapılan dava dosyalarındaki yargılama giderlerine, davanın haklılık durumuna göre icra mahkemesince hükmedildiği, görülüp sonuçlanan bir davada yapılan yargılama giderlerinin, ayrıca dava konusu edilerek talep edilmesini mümkün olmadığından davalı vekilinin bu hususa ilişkin istinaf istemi yerindedir. Kar kaybı yönünden yapılan incelemede; İlk derece mahkemesince yaptırılan inceleme sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun dosya kapsamındaki diğer delillerle örtüşmesi ve denetime elverişli olması, uzman bilirkişi raporunda belirtilen maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük görülmemesine göre davalı vekilinin buna ilişkin istinaf istemi yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A-Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2016/228 Esas – 2019/19 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA; yeniden hüküm oluşturularak; Davanın kısmen kabul kısmen reddine, 1-Maddi tazminata ilişkin istemin kısmen kabulü ile 68,50 TL maddi zarar ve 33.566,00 TL yoksun kalınan kar hesabı olmak üzere toplam 33.634,50 TL’ nin 06/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline davacıya verilmesine, 2-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 3.000,00-TL manevi tazminatın 06/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, 3-Harçlar Yasası uyarınca alınması gerekli 2.502,46-TL harçtan peşin alınan 308,57-TL peşin ve 114,65-TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 2.080,01-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafından dava açıldığı sırada yatırılan 308,57 TL peşin ve 114,65 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 423,22 TL davalıdan tahsiline, davacıya verilmesine, 5-Davacı tarafından yapılan 29,20-TL başvurma harcı, 2.250,00-TL bilirkişi ücreti, 107,00-TL davetiye gideri olmak üzere toplam 2.386,20 TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre 1.958,34-TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı yan üzerinde bırakılmasına, 6-Kabul edilen Manevi tazminat yönünden; Davacılar duruşmalarda kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 7-Red edilen Manevi tazminat yönünden; Davalı duruşmalarda kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 2.725,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 8-Kabul edilen maddi tazminat yönünden; Davacılar duruşmalarda kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca nisbi 5.045,10 T vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 9-Red edilen maddi tazminat yönünden; Davalı duruşmalarda kendilerini bir vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 10-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde gider avanslarından artan bakiyelerinin yatıranlara iadesine, 11-Yapılmış ve yapılacak masraflar çıkarıldıktan sonra artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacıya ödenmesine, B- İstinaf incelemesi bakımından 1-Davalının istinaf başvurusu kabul edildiğinden yatırmış olduğu 136,90-TL istinaf karar ve ilam harcının, istem halinde kendisine iadesine, 2-Dosya üzerinden inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 3-İstinaf aşamasında istinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin takdiren üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, 5-HMK’nın 359. Maddesinin 3. fıkrası gereği kararın taraflara tebliği işlemi ile 302. maddesinin 5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 17/06/2021