Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2019/1090 E. 2021/1145 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/1090
KARAR NO: 2021/1145
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/03/2019
NUMARASI: 2018/133 – 2019/242
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/06/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde; yerleşkesi … Caddesi, … Mahallesi No:… Dükkan No:… olan mağazada 2014 yılından beri satış yaptığını, 2018 yılının 9.ayının ortasından beri … Sokağın … Apt No:… in kapalı garajında yer altı kanalizasyon borularındaki sızıntı nedeni ile pis su birikmelerinin oluştuğunu, biriken suların fazlalaşmasıyla mağazasının alt katına kadar ulaştığını, maddi zarara yol açtığını, kendi imkanlarıyla pis suyu tahliye etmeye çalıştıklarını, bu nedenlerle uğradığı zarar ve ziyanın davalıdan faizi ile tahsiline, dava ve noter ihtar masraflarının faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu eylemin hizmet kusuru niteliğinde olması nedeniyle görevli mahkemenin idare mahkemesi olduğunu, bahse konu adresteki bodrum katta meydana gelen su sızıntısının toprağa dayalı yüzeylerde fenni kurallara uygun ısı yalıtımı yapılmadığından davalı idarenin herhangi bir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, bu nedenlerle davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “…Davaya konu uyuşmazlığa sebep olan rögar kapağının tıkanmasından kaynaklanan su taşkınına ilişkin dava konusu eylem idarenin hizmet kusuruna dayanmaktadır.Davalı İski’nin,İstanbul Büyükşehir belediyesine bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz bir kurum olduğu anlaşılmakla Yargıtay 4.hukuk dairesinin 2015\1987E.2016\108K. Sayılı 11.01.2016 tarihli kararında da belirtildiği gibi davaya konu talep, davalı idarenin eylem ve işleminden kaynaklanmakta olup 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu 2. maddesi hükmünce talep bir tam yargı davası niteliğindedir ve bu davalara bakma görevi idari yargı yerine aittir. 6100 sayılı HMK’nun 114. maddesinde de yargı yolu dava şartları arasında sayılmış olup, dava şartlarının mevcudiyeti mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetilecektir. Gerekçede belirtilen sebepler gözetilerek davanın yargı yolunun caiz olmaması sebebiyle reddine…” şeklinde karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı istinaf dilekçesinde; ilk derece mahkemesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kaldırılmasını ileri sürmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava; haksız fiil iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Davalı kamu kurumu olup kamu hizmeti niteliğindeki çalışmalarını özel hukuk kuralları kapsamında yapmaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 16’ya göre; kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlarının dahi tacir sayılacakları belirtilmiştir. 2560 sayılı …nün Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanunda, İSKİ Genel Müdürlüğü’nün genel kurul, yönetim kurulu ve genel müdürlük ile yönetileceği, denetçileri vasıtasıyla denetleneceği, yıllık çalışma ve yatırımlarının bilançolarda belirlenerek genel kurulun onayına sunulacağı ve bütçesinin kamu iktisadi teşebbüslerinde uygulanan bütçe formülünde düzenleneceği belirtilmiştir. Bu kapsamda İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’nün de 2560 sayılı Kanun kapsamında bir kamu kurumu olduğu ve kamu hizmeti yaptığı ancak, çalışmalarının özel hukuk hükümlerine bağlı bulunduğu ve tacir sıfatını taşıdığı kabul edilmelidir. Davalının haksız eylem teşkil eden faaliyetinden kaynaklanan bu uyuşmazlığın da, yerleşik yargısal uygulamalarda görüldüğü gibi, adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekir. (HGK’nın 21/09/1983 gün ve 1980/11-2721; 1983/823 ile 29/11/1995 gün ve 1995/11-647; 1995/1043 sayılı kararları) Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, davalı İSKİ yönünden işin esası incelenip varılacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçe ile yargı yolu nedeniyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun değildir. Bu nedenle davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/1-a.4 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın görülmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜNE, HMK’nın 353/1-a.4 maddesi gereğince, İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/133 Esas – 2019/242 Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine İADESİNE, 4-İstinaf yasa yoluna başvuran tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 5- HMK’nın 359. Maddesinin 3. fıkrası gereği kararın taraflara tebliği işleminin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına, HMK. m.353/1-a.4 hükümleri uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 03/06/2021