Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2018/878 E. 2019/521 K. 20.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/878
KARAR NO : 2019/521
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/01/2018
NUMARASI : 2015/866 – 2018/64
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/03/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili yerel mahkemeye vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin dava dışı…LTD.ŞTİ’nin sahip ve ortakları olduğunu, müvekkillerinin ortağı bulunduğu bu şirketin Merter’de bir otopark işlettiğini, davalı şirketin bu otoparka bıraktığı aracın 28/12/2010 tarihinde çalındığını, aracın çalınmasından sonra davalının otopark işleten şirket, sigorta şirketi ile müvekkilleri hakkında daha önce ihbar ve ihtar etmeden ilamsız takip yaptığını, takibin kesinleştiğini, diğer borçluların itirazı üzerine onlar hakkındaki takibin durduğunu, bilahare sigorta şirketi … sigortanın davalı ile anlaşarak davalıya 80.000,00 TL ödediğini, ödemeyi yapan sigorta şirketinin otopark işletmecisi dava dışı …LTD.ŞTİ’ne rücu başvurusu yaptığını ve rücuen ödenmesi istenen alacağın bir kısmı nakit bir kısmı ise çek olarak sigorta şirketine ödendiğini, zararını sigortadan alan davalının buna rağmen müvekkilleri hakkındaki takibe devam ettiğini ve hacze geldiğini, müvekkillerinin haciz baskısı altında davalının vekiline 10.000,00 TL ödeyerek haczi engellediğini, bununla yetinmeyen davalının vekili aracılığı ile kısa bir süre sonra yeniden hacze geldiğini, ödeme talebinde bulunduklarını, bunun haksız olduğunu bildirmelerine rağmen haciz yapıldığını, müvekkillerinin davalı hakkında menfi tespit davası açtıklarını ve bu davanın lehlerine sonuçlandığını, haczin ve işlemlerin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu ve müvekkillerinin zarara uğradığını belirterek, her bir müvekkili için 5.000,00 ‘er TL’den 10.000,00 TL manevi tazminat ile 15.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili yerel mahkemeye vermiş olduğu dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımına uğradığını, davacıların itiraz etmeyerek iddia edilen fiile rıza gösterdiklerini ve zararın artmasına neden olduklarını, müvekkilinin özel hukuktan kaynaklanan bir hakkını kullandığını, davacıların kusurlu olduğunu, talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemesince; davacıların, tacir olmayıp, otopark işleten bir ticari şirketin ortağı konumunda bulunduklarını, dolayısı ile ticari bir şirkete ortak bulunmalarının, onları sırf bu nedenle tacir yapmadığı gibi, aksi kabul edilse bile somut uyuşmazlığın onların ticari işletmesiyle ilgili bulunmadığından davanın ticari dava olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, her ne kadar menfi tespit davası ticaret mahkemesinde açılmış ve sonuçlandırılmış ise de, bu davada davacıların şirket ortağı olarak sorumlulukları iddia edildiğinden bu durumun bu davaya etkili olmadığı,… davasının genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği gerekçesi ile; Davanın göreve ilişkin dava şartı eksikliği nedeniyle usulden reddine, davaya bakmaya Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna karar verilmiştir.Karar davalı şirket vekiline 26.02.2018 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı şirket vekilince sunulan 08.03.2018 tarihli dilekçeyle istinaf başvurusunda bulunulmuş, gerekli harç yatırılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesince, dava şartlarına dair eksik inceleme ile karar verildiğini, tarafların medeni hakları kullanabilme ehliyeti ve aktif dava ehliyetinin yokluğunun dikkate almadığını, davanın dinlenebilirliği dahil dava şartlarının mevcut olup olmadığının öncelikle araştırılması gerektiğini, davada davaya konu ve iadesi istenen 10.000,00TL’nin davacılar tarafından ödenmediğini, depo edilen teminat nedeni ile uğranılan zarar talebinin dayanağı olan teminatı davacıların yatırmadığı da kesin olarak sabit iken, bu taleplere dair aktif dava ehliyeti yokluğu konusunun dikkate alınmadığını, davaya cevap ve savunmalarının içerisinde belirtilen zamanaşımı, aktif dava ehliyeti, medeni hakları kullanabilme ehliyeti, dava dilekçesinin anlaşılabilir olmaması vs. resen dikkate alınması gereken diğer dava şartları yönünden öncelikle yapılması gereken incelemenin yapılarak davanın bu gerekçe ile reddi gerekirken, görevsizlik nedeni ile reddi kararı verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, haksız icra takibi ve hacizden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacıların, dava dışı …LTD.ŞTİ ‘nin ortakları oldukları, ortağı oldukları şirketin Merter’de bir otopark işlettiği, davalı şirketin bu otoparka bıraktığı aracın 28/12/2010 tarihinde çalındığı, aracın çalınmasından sonra davalının, otopark işleten şirket, sigorta şirketi ile davacılar hakkında icra takibi başlattığı, takibe sigorta şirketinin ödeme yapması nedeniyle davacılarca itiraz edilmediği, davalının, davacılar hakkında icra takibine devam etmesi üzerine, davacılar tarafından menfi tespit davası açıldığı, davanın lehlerine sonuçlandığı, davalı tarafça, ödeme alınmış olmasına rağmen icra takibine devam edilmesi ve haciz uygulanması nedeniyle zarara uğranıldığı iddiası ile dava açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen görevsizlik kararının davalı tarafça istinaf edildiği anlaşılmaktadır.
HMK 355- (1) maddesi ” İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.
” hükmü yer almaktadır. Görev, dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında res’en dikkate alınması gerekmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1. maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin; aynı maddenin (a) bendinde de bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ile çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı belirtilmiştir. Aynı yasanın 14. maddesinin 1. fıkrasında gerçek kişi tacir ”Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa, kendi adına işleten kimseye tacir denir.” şeklinde tanımlanmıştır. Sadece şirket ortağı olmak, gerçek kişilere tacirlik sıfatı vermeyecektir. Zira; işletme faaliyeti, tüzel kişiliği olan şirket (anonim, limited…) adına yapılmaktadır. Bu hali ile, haksız fiil iddiası ile açılmış olan davada görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleri olup, mahkemece verilen görevsizlik karanın dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmaktadır. Davalı vekili, diğer dava şartlarının mahkemece değerlendirilmediği, davanın zamanaşımı, aktif dava ehliyeti, medeni hakları kullanabilme ehliyeti, dava dilekçesinin anlaşılabilir olmaması vs. resen dikkate alınması gereken diğer dava şartları yönünden öncelikle yapılması gereken incelemenin yapılarak davanın bu gerekçe ile reddi gerektiği istinaf itirazı olarak ileri sürülmüş ise, öncelikle görev dava şartının incelenmesi, belirtilen hususların görevli mahkemece değerlendirilmesi gerektiği, dolayısıyla istinaf itirazlarının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Sonuç olarak dosya kapsamı, delil durumu, ilk derece mahkemesi kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından, usul ve esas itibariyle yasaya aykırı bir durum bulunmadığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/866 Esas – 2018/64 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 44,40-TL istinaf karar harcından, peşin yatırılan 35,90-TL istinaf karar harcının mahsubuna, bakiye 8,50-TL harcın davalıdan tahsiline,
3-Davalı tarafından yatırılan 98,10-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
4-Davalı tarafından yatırılan 100,00-TL istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi gereğince kendisine iadesine, tarafınca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nın 359.maddesinin 3. fıkrası gereği kararın taraflara tebliği işlemi ile 302. maddesinin 5.fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 20/03/2019