Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2018/725 E. 2019/291 K. 22.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/725
KARAR NO : 2019/291
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2017
NUMARASI : 2016/78 – 2017/1175
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/02/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili yerel mahkemeye vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; 21.01.2014 tarihinde davalı firma tarafından ….. Sitesi ….. adresinde doğalgaz kazı çalışmasının yapıldığı esnada davacıya ait haberleşme hizmeti verilen alt yapıya hasar verildiğini, bu hasarın çözüm ortakları bir şirket tarafından 2.027,95-TL karşılığında giderildiğini belirterek, bu sebeple fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.027,95 TL’nin hasar tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekilince sunulan cevaba cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde yazılan 21.01.2014 tarihinin sehven yazıldığını, doğru tarihin 21.01.2015 olduğu belirtilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili yerel mahkemeye vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, davacının belirttiği tarihte belirtilen yerde asla bir çalışması olmadığını, belirtilen yerdeki doğalgaz çalışmasının 17.07.2014 tarihli yer tesliminden sonra 27.07.2014 tarihinde başladığını, doğalgaz alt yapı işlerinin ” …….Tic Ltd Şti ”olarak değil ”……. Tic Ltd Şti & …… Tic.İş Ortaklığı” olarak yapıldığını, müvekkilinin olduğu iddia edilen zarar ile uzaktan yakından bir alakası bulunmadığını, ayrıca iddia edilen zararın zamanaşımına uğradığını, ilgili kayıtların ……. celbini talep ettiklerini beyan ederek, davanın reddini talep etmiştir.
TOPLANAN DELİLLER: Mahkemesince; Makine mühendisi bilirkişiden rapor alınmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : İlk derece mahkemesince; “Davalı ……. Tic. Ltd. Şti. nin zamanaşımı itirazı, itiraz dilekçesinde belirtilen tarihin sehven yazıldığına dair beyana göre ve zararın ortaya çıktığı tarih itibariyle itirazın reddine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan denetlenebilir rapor içeriğine göre ; davacı ….. firmasına yeraltında oluşturulmuş haberleşme-internet altyapısına zarar verildiği, bu zararın kaynağı ile ilgili ve davalının sorumluluğuna yönelik yapılan inceleme ve yargılamada davalı şirketin sorumluluğuna yönelik yeterli delil elde edilemediği , kazı yapılan yer fotoğraflarının incelenmesinde bu yerde davalının bu kazıyı yaptığına dair görüntü , kayıt bulunmadığı , …… tarafından yapıldığı söylenen doğalgaz kutusunun hasarın oluştuğu yerde yer almadığı , keza …… tarafından yapılıp teslim edilen yer ile hasarın meydana geldiği yerin aynı yer olup olmadığına dair bir belirleme de yapılamadığından dava konusu hasarın davalının sorumluluğunda oluştuğuna dair tespit ve belirleme yapılamadığından açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklinde karar verilmiştir.Karar davacı vekiline 12/02/2018 tarihinde, davalı vekiline 12/02/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı vekilince sunulan 05/02/2018 tarihli dilekçeyle istinaf başvurusunda bulunulmuş, bu dilekçe davalı vekiline 12/02/2018 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekilince 20/02/2018 tarihli istinafa cevap dilekçesi sunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu hasarın meydana geldiği adres olan ….. Sitesi………mevkiinde, ………..Ticaret Ltd. Şti. tarafından doğalgaz kazı çalışmasının yapıldığı esnada müvekkili Şirket’e ait kamu hizmeti niteliğindeki haberleşme hizmeti verilen altyapıya zarar verildiğini, konuya ilişkin kroki, tutanak, rapor ve fotoğrafları dosyaya sunmalarına rağmen bu belgeler değerlendirilmeksizin karar verilmiş olduğunu, davalı firmanın davaya konu olayın meydana geldiği adreste 27.07.2014 tarihinde çalışmalara başladığını bizzat kendi dilekçelerinde beyan ettiğini, firmanın alt yapı çalışmalarını 360 gün süre ile devam ettirmiş olduğunu, müvekkil Şirketin altyapısına zarar verildiği tarihin ise 21.01.2015 tarihi olup o tarihte davaya konu adreste başkaca bir firma tarafından herhangi bir çalışma yapılmadığını, belirtilen tarihte yalnızca davalı firma tarafından çalışma yapıldığının belgelerle, rapor ve tutanakla açıkça ortaya konduğunu, makine mühendisi bilirkişinin, müvekkili Şirket tarafından talep edilen hasar bedeline konu kalemlerin talebe uygun olup olmadığı, talebin piyasa rayiçlerine uygun olup olmadığı hususlarını değerlendirmesi gerekirken bunlara ilişkin hiçbir değerlendirmede bulunmadığını, bilirkişinin delilleri inceleme, teknik hususları değerlendirme zahmetine girmediğini, hasarın meydana geldiği tarihin tarafınca sehven “21.01.2014” olarak yazıldığı belirtilmişse de bu hususun dikkate alınmadığını, …… yazılacak bir müzekkere ile 21.01.2015 tarihinde davalı firmanın çalışmasının bulunup bulunmadığı hususunda bilgi talep edilmesi, akabinde dosyanın incelenmek üzere yeni bir bilirkişiye tevdi edilmesi, bu taleplerinin reddi halinde ise dosyanın ek rapora gitmesi gerektiğini, müvekkil Şirket’in çözüm ortağı ……….SANAYİ TİCARET A.Ş. firmasının hasarının giderilmesi için görevlendirdiğini ve bedeli mukabilinde hasarın giderildiğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve esas hakkında davanın müvekkili şirket bakımından kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinafa cevabında özete; yerel mahkemece doğru şekilde davanın reddine karar verildiğini, davacının iddiasını ispatlamayamadığının bilirkişi raporu ile de tespit edildiğini, yerel mahkemece esasında kesinlik sınırının altında olan işbu karara ilişkin istinaf kanun yolunun kapatılması gerekirken sehven olsa gerek gerekçeli kararda bu hususa değinmediğini, dava değerinin 6100 sy. HMK 341. maddesinde belirtilen istinaf kanun yoluna başvurma sınırının altında kaldığı nazara alınarak istinaf talebinin usulden reddine dair karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
DAVA: Tacirler arası haksız fiilden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :Her ne kadar dava dilekçesinde “fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.027,95 TL’nin” şeklinde talepte bulunulmuş ise de, davacının hasarı başka bir firma aracılığı ile tamir ettirmiş ve buna dair faturayı dosyaya sunmuş olması, istinaf dilekçesinde de fazlaya ilişkin bir talepte bulunmayarak davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiş olması karşısında davacının talebini somut ve sınırlı hale getirmiş varsayılması gerektiği, dava dilekçesindeki bu beyanının şeklen söylenmiş bir beyan olduğu anlaşılmıştır.Yerel mahkeme tarafından hükmün verildiği tarih itibarı ile yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nun 341/2. maddesinde; “Miktar veya değeri Üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.” hükmü mevcuttur. Ayrıca, 6100 sayılı HMK’nun Ek 1. Maddesinin 1. Fıkrasında; HMK’nun “341. maddesindeki parasal sınırın her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298’inci maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2. Fıkrasında; HMK’nun “341. maddesindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı” düzenlenmiş bulunmaktadır.Yeniden değerleme oranındaki artış sonucu yerel mahkeme hükmünün verildiği 2017 yılı için HMK’nun 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 3.110,00-TL olmuştur.Somut olayda; istinafa konu edilen miktar 2.027,95-TL olup, sözkonusu miktarın hükmün verildiği tarih itibarı ile öngörülen kesinlik sınırının altında kalması sebebiyle yerel mahkemece verilen karar hüküm tarihinde miktar itibarı ile kesin niteliktedir. Hükmün verildiği tarih itibarı ile miktar olarak kesin nitelikteki karar ile ilgili olarak yerel mahkemece karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesinin de sonuca bir etkisi bulunmamaktadır.Bu nedenle, 6100 sayılı HMK’nun 346. maddesi gereğince, hüküm tarihi itibarı ile kesin olan karara karşı istinaf başvurusunda bulunan davacı tarafın istinaf dilekçesinin HMK. 341/2 ve HMK. 352/1 maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacının istinaf başvurusunun miktar itibariyle kesin nitelikteki karara ilişkin olması sebebiyle HMK. 341/2 ve HMK. 352/1 maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,2-Davacı tarafça yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma ve 35,90 TL istinaf karar harçlarının istek halinde iadesine, 3-Davacı tarafça ayrıca yatırılan istinaf gider avansı bulunmadığından, iade konusunda karar verilmesine yer olmadığına, tarafınca yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-Karardan birer suretinin ilk derece mahkemesince istinaf başvurusunda bulunan davacıya tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK 341/2, 346, 352. maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/02/2019