Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2018/695 E. 2018/584 K. 10.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/695
KARAR NO : 2018/584
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :İSTANBUL ANADOLU 5.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/10/2017
NUMARASI : 2014/2351 – 2017/970
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 10/05/2018
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında toptan alım satım şeklinde ticari ilişki bulunduğu, söz konusu ticari ilişkinin davalının haksız ve hukuka aykırı davranışları nedeniyle sona erdiğini, müvekkilinin zarara uğradığını, müvekkili tarafından davalıya sipariş avansı olarak verilen ve bedelsiz kalan ik iadet çekin arkasının yazdırılarak müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, verilen çek, senet ve teminat mektubunun iadesinin ihtarname ile istenmesine rağmen icra takiplerine devam edilerek şirketin dört adet aracının bağlandığını, demirbaş ve ticari malları üzerine de haciz uygulandığını ve ticari malların satışının engellendiğini, araçların …Bankası lehine rehinli olduklarını, davalı tarafından teminat mektubunun paraya çevrilmesi sonucunda İş Bankası tarafından müvekkilin tüm kredi hesaplarının kat edildiğini, trafikten men edilen araçların … Bankası tarafından İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasından paraya çevrildiğini, davalı tarafından haksız haciz konularak trafikten men edilen araçların banka tarafından icra vasıtasıyla değerinin çok altında satılıp ve uzunca süre otoparkta kalması nedeniyle otopark ücretlerinin de satış parasından ödendiğini, müvekkilinin hem araç satış fiyatından hem de otopark ücretlerinden kaynaklı zarara uğradığını, müvekkilinin borçlarının teminatı olmak üzere davalıya.. Bankası Topağacı şubesinin 02/11/2011 tarihli 2701 sayılı 60.000,00 TL tutarlı teminat mektubunun 01/11/2012 tarihinde davalı tarafından haksız olarak paraya çevrildiğini, müvekkilinin ticari defterlerinde iki adet çekin yazdırıldığı ve teminat mektubunun paraya çevrildiği tarihlerde müvekkilin davalıya borçlu bulunmadığını, müvekkilinin davalıdan 121.071,20 TL alacaklı bulunduğunu, 60.000,00 TL tutarındaki teminat mektubunun paraya çevrilmesi ile davalı şirketin borç bakiyesinin 181.071,20 TL’ye yükseldiğini, teminat mektubunun paraya çevrilmesi akabinde … Bankası Topağacı şubesi tarafından 02/11/2012 tarihinde müvekkiline ihtarname keşide edilerek teminat mektubu bedelinin ödenmesi ve çek karnesinin iadesinin talep edildiği, söz konusu ihtarın 05/11/2012 tarihinde müvekkiline tebliğ edildiğini, bu tarihte teminat mektubunun paraya çevrildiğini öğrendiğini, müvekkilinin davalı aleyhine 25/09/2012 tarihinde Kartal …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile 201.240,51 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğunu, İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/1249 Esas sayılı dosyasından itirazın iptali davası ikame edildiğini, ilgili mahkemece bilirkişi raporu esas alınmak üzere davanın kabulü ile icra takibine yapılan itirazın taleple bağlı olarak 50.741,20 TL asıl alacak üzerinden kaldırılmasına ve takibin bu miktar üzerinden devamına karar verdiğini, anılan dosyadaki bilirkişi incelemesi neticesinde davalı şirketin müvekkili şirkete 25/09/2012 tarih itibariyle 146.071,20 TL borçlu olduğunun tespit edildiğinin, gerek 25.000,00 TL tutarındaki çekin yazdırıldığı, 25/09/2012 ve 01/10/2012 tarihlerinde gerekse de teminat mektubunun paraya çevrildiği 01/11/2012 tarihi itibariyle müvekkil şirketin davalı şirketten borçlu olmadığı gibi alacaklı olduğunun tespit edildiğini, bu durumun da teminat mektubunun davalı tarafından haksız bir şekilde paraya çevrildiğini açıkça gösterdiğini, davalının bu eylemlerinin müvekkilinin ticari itibarını bankalar nezdinde bitirmeye yönelik olduğunu ve çalışmasını sonlandırmaya yönelik kasıtlı bir eylem olduğunu, müvekkilinin haksız fiil nedeni ile uğramış olduğu somut zarar kalemlerinin, şirketin arabalarının cebri icra yolu ile satışından kaynaklanan zararlar, şirketin çek karnesinin geri alınmış ve kredilerinin kat edilmiş olması ve ayrıca şirketin dağıtım işlerinde kullanılan 4 adet aracın davalı tarafından başlatılan icra takibi nedeni ile bağlanmış ve trafikten men edilmiş olması nedeni ile çalışamaz hale gelmesinden kaynaklı kâr kaybı, davalı tarafından teminat mektubunun paraya çevrilmesi ile bankacılık sistemi üzerinde riskli müşteri kayıtlarına alınan müvekkilin çalışmış olduğu diğer bankaların da hesaplan kat etmesi ve akabinde icra takipleri başlatması nedeni ile söz konusu icra dosyalarına ödenmek zorunda olunan icra harç ve masraflan ve vekalet ücretleri (İstanbul … İcra Müdürlüğünün…, İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün…, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün …) olduğunu ileri sürerek davalının haksız fiili nedeni ile müvekkilin uğramış olduğu zararlara ilişkin HMK’nın 107 maddesi uyarınca şimdilik 10.000,00 TL’nın TBK’nın 117 maddesi gereğince haksız fiilin gerçekleştiği 01/11/2012 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, bilahare davasını 173.484,33 TL olarak ıslah etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zamanaşımı nedeni ile reddi gerektiğini, maddi tazminat davasının belirsiz alacak davası şeklinde açılamayacağını, davada haksız fiil, hukuka aykırı fiil, zarar, kusur ve illiyet bağı unsurunun gerçekleşmediğini, teminat mektubunun yasal şartlar oluştuğundan ve risk gerçekleştiğinden haklı nedenle nakle çevrildiğini, davacı şirketin müvekkili şirkete açmış olduğu davanın İstanbul Anadolu 2 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1047 Esas sayılı dosyası ile halen derdest olduğunu, teminat mektubunun nakte çevrilmesinin haklı olup olmadığının ancak yargılama sonunda verilecek karar ile ortaya çıkacağını, kaldı ki dava tarihi itibariyle teminat mektubunun nakte çevrilmesinden kaynaklanan bir zararında bulunmadığını, bir an için aksi düşünülse bile anılan dava dosyasında verilecek icra inkar tazminatı ile teminat mektubunun nakte çevrilmesinden doğan bir zararı varsa dahi bu tazminat ile gidermiş olacağını, davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, davacının dava konusu zararına dayanak ettiği çeklerin ön ödeme olarak verildiği ve konusuz kaldığı iddia edilmekte ise de icra dosyaları incelendiğinde görüleceği üzere çeklerin avans olarak verildiğine dair hiç bir kaydın bulunmadığını, kaldı ki davacının çeklerle ilgili bir menfi tespit davası da açmadığını, kusurun davacı şirkete ait olduğunu, icra dosyalarının zaten tahsil edilmediğini, davacının hiçbir ödeme yapmadığını, menkul hacizlerinin de malların satış mahallinde bulunmadığından düştüğünü, davacının yapmış olduğu ödemelerin harç, masraf ve vekalet ücretleri olduğunu belirterek davanın reddini, aksi yönde kanaat oluştuğu takdirde ise davacı vekilinin temerrüt faizi uygulanması şeklindeki talebinin reddi ile Hukuk Genel Kurul kararı doğrultusunda yasal faiz uygulanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
TOPLANAN DELİLLER: Mahkemesince İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı, İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün … esas sayılı, İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünün 2013/15169 Esas sayılı, İstanbul Anadolu .. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı, İstanbul .. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı, İstanbul … İcra Müdürlüğünün… icra takip dosyaları ile İstanbul Anadolu 3 Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ve Yargıtay onamasına ilişkin karar sureti,…, …, … ve … plaka sayılı araçların tescil kayıtları ile … plakalı araca ait Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Birinci Bölge Müdürlüğü kayıtları ve davacı aleyhine başlatılan icra takiplerine dair bankalara yazılan yazı cevapları, mahkememize ait 2016/668 (Eski 2014/519) Esas sayılı dosyasının bir sureti, Türkiye …Bankası Topağacı şubesinin 02/11/2011 tarihli 2701 sayılı 60.000,00 TL bedelli teminat mektubunun paraya çevrilmesine ilişkin bilgiler ve son olarak İstanbul Anadolu 2 ATM’ nin 2014/1047 Esas 2015/274 Karar sayılı ilamının Yargıtay onama ilamı sureti dosya içerisine alınmış ve tüm deliller ile davacı yanca sunulan mali müşavir …’a ait 31/10/2014 tarihli mütalaa incelenmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; dosya kapsamı ve bilirkişi raporları doğrultusunda, davacı tarafından davalıya verilen teminat mektubunun davalı tarafından paraya çevrildiği 01.11.2012 tarihinde davacının davalıya herhangi bir borcu bulunmadığı, tersine işbu tarih itibariyle davacı şirketin davalı şirketten alacaklı olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı yanca davalı tarafa verilen çeklerin avans/ön ödeme niteliğinde olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında bu çeklerin konusuz kalmış olmasına rağmen davacı yanca yazdırıldığı, davalı şirket açısından teminat mektubunun nakde çevrilmesine ilişkin riskin gerçekleşmediği ve paraya çevrilmesinin yerinde olmadığı, ilgili tarihlerde davacı yanın davalı yana borçlu olmanın aksine alacaklı olduğunun mahkeme kararı ile hükme bağlandığı, bu itibarla davalı yanın alacaklı olmadığı ve bunu bildiği halde teminat mektubunun paraya çevrilmesi ve haksız haciz uygulanması işlemlerin bir çeşit haksız fiil olduğu, davacının çeklerinin haksız olarak yazdırılması ile çek karnelerinin iptal edildiği, teminat mektubunun paraya çevrilmesi ile tüm kredilerinin kat edildiği, sonrasında davacının banka hesaplarına bloke konulduğu, araçların yediemine çekilerek muhafaza altına alındığı, davacı yan ticari defterlerine göre davalının haksız fiili sonucunda davacı şirketin ticari faaliyetinin fiilen son bulduğu bu kapsamda somut olayda haksız fiilin hukuka aykırı olması, kusur, illiyet rabıtası ve zarar unsurlarının gerçekleştiği, alacağı olmadığını bile bile haksız haciz uygulayan davalı yanın davacının bu yüzden uğradığı zararları TBK’nın 49.maddesine göre tazmin etmek zorunda olduğu, davacının zarara uğramasına veya uğradığı zararın artmasına sebep olan herhangi bir müterafık kusurunun bulunmadığı gibi davalının haksız fiili nedeniyle davacının elde ettiği bir yarar ve faydanın da söz konusu olmadığı dolayısıyla herhangi bir denkleştirme işleminin yapılamayacağı, icra dosyaları kapak hesaplarında borçlu görünülen meblağların da zarar kapsamında değerlendirmesi talebine ilişkin net bir delil sunulmadığı gibi üçüncü kişi alacaklılar tarafından davacıya yöneltilen talepler ile davalının kusuru arasında doğrudan bir illiyet rabıtasının bulunmadığı bu kapsamda davacının davaya konu ettiği zararlardan sadece kar kaybı ile haczedilen araçlarla ilgili oluşan zararını talep edebileceği değerlendirilmiş, bilirkişi raporunda hesaplandığı üzere davacı şirketin 01.10.2012-31.10.2014 tarihleri arasındaki faaliyet kâr kaybı toplamının 123.061,55 TL olduğu ayrıca davacının araçlarının satışından doğan zararın 50.422,78 TL olduğu yönündeki tespit denetlenerek hükme esas alınmış ve davanın kabulü ile dava dilekçesi ve bedel arttırımı dilekçesi doğrultusunda davacı yanca talep edilen 173.484,33 TL’nin teminat mektubunun paraya çevrildiği tarih olan 01/11/2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvurusunda önceki savunmalarını tekrarla bilikte özet olarak; belirsiz alacak davası açılmasında davacının hukuki yararının olmadığını, alacak miktarının davacının elindeki belge ve defterlerle ispat edilmesinin mümkün olduğu gibi, hükme de esas alınan hukuki mütalaa ile hesaplatılmış olduğunu, mahkemece zamanaşımı itirazlarının haksız fiillerde zamanaşımı süresinin zarara uğrayanın zararın miktarını öğrendiği tarihten başlayacağı ve uğranılan zarar devam ederken belli bir anın başlangıç olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle reddedildiğini, belirsiz alacak davasında dava edilmeyen kısım için zamanaşımı tehlikesi ile karşılaşmaksızın belirlediği miktar üzerinden davasını açabileceğini, HMK’nın 107. maddesinde zamanaşımı başlangıcının zarar miktarının değil, zarar ve zarar verenin öğrenildiği tarih olarak kabul edildiğini, davacının İstanbul Anadolu .. İcra Müdürlüğünün… sayılı dosyasında hacizlerin kaldırılmasını 26.09.2012 tarihinde talep ettiğini ve zamanaşımının bu tarihte başlayacağını, haksız fiil unsurlarının gerçekleşmediğini, davacı tarafça 25.000,00 TL tutarlı iki adet çekin icra takibine konu edilmesinin haksız fiil olarak nitelendirilmesine rağmen İstanbul Anadolu 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 20102/1249 Esas sayılı dosyasında bu çek bedelleri ile borçlu olduklarını ikrar ederek 201,240,51 TL olarak açtıkları davada bu çek bedellerini mahsup ederek 50.741,20 TL’nin tahsilini talep ettiklerini, buna rağmen davacının ikrar ettiği borç kalemlerinin haksız fiil olduğunu iddia ettiği çeklere ilişkin olduğu hususunun mahkemece değerlendirilmediğini, illiyet bağının ispatlanamadığını, teminat mektubunun nakde çevrilmesi ile mahkemece hüküm altına alınan faaliyet kar kaybı ve araç satışlarından doğduğu iddia edilen zarar arasında doğrudan ilişkinin ispatlanamadığını, zarardan bahsedilebilmesi için mal varlığının iddia edilen zarardan önceki durumunun da bilinmesi gerektiğini, şirketin 2012 yılı öncesi durumunun karşılaştırması taleplerinin değerlendirilmediğini, bilirkişi raporunda sadece davacı şirketin 2012 yılından sonraki defterlerinin incelendiğini, gerçek zararın tespit edilmediğini, karşılaştırma ve denkleştirmenin yapılmasının ve davacının müterafik kusurunun tespit edilmediğini ve değerlendirilmediğini, müvekkili şirket tarafından dava konusu aynı uyuşmazlıkla ilgili icra inkar tazminatı ve faizleri de içerir şekilde İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/1249 Esas sayılı dosyasında İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına yapılan 88.590,36 TL ve İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1047 Esas sayılı dosyasında İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına yapılan 115.844,86 TL’nin dikkate alınarak denkleştirme yapılmasını talep etmelerine rağmen ek raporda itirazlarının değerlendirilmediğini ve müvekkili şirket tarafından ödenen 204.435,22 TL ödemenin dikkate alınmadığını, bu nedenle gerçek zararın tespit edilmediğini, hukuka aykırılık şartını ortadan kaldıracak dosya müvekkili şirket lehine bozulduğu halde bekletici mesele yapılmadığını, aynı mahkemenin 2016/668 E sayılı dosyasındaki çeklerin farklı çekler olması nedeniyle kabul edilmediğini ancak teminat mektubunun bu dosyadaki çek bedellerinin tahsili amacıyla nakde çevrildiğini, Yargıtayın davacının bu çeklerle ilgili borçlu olmadığı yolundaki 2016/668 Esas sayılı kararı bozduğunu, yargılamanın devam ettiğini, bu dosya müvekkili şirket lehine sonuçlandığı takdirde teminat mektubunun haksız nakde çevrilmesinin haksız fiil olduğu yönündeki iddiasının geçersiz hale geleceğini, haksız fiile ticari faiz işletilmesi ve talep edilen miktarın tamamı için haksız fiil tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava edilen 10.000,00 TL’lik kısmı dışındaki kısmın ıslahtan itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE SONUÇ: Dava; haksız haciz ve teminat mektubunun haksız olarak paraya çevrildiği iddiasına dayalı maddi tazminat talebine ilişkindir.
Dosya kapsamından;
İstanbul Anadolu 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/519 Esas ( bozma sonrası 2016/668 E) sayılı dosyasının incelenmesinde; davanın ….. Ltd. Şti. Tarafından … Ltd. Şti. aleyhine açılan TEB İçerenköy şubesinin 6978875 çek numaralı 20.000,00 TL, …çek numaralı 20.000,00 TL, … çek numaralı 20.000,00 TL, … çek numaralı 20.000,00 TL olmak üzere toplam 80.000,00 TL dört adet çekin davalıya verildiğini, bu çekler karşılığı herhangi bir mal vermediği gibi çekleri de iade etmediğini, Kadıköy … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasıyla toplam 110.942,29 TL borcu bulunduğu iddiasıyla takip başlatıldığı, faturaya dayanıldığı, çeke dayanılmadığı, davalının davacıya 201.240,51 TL borcu bulunduğu için Kartal … İcra Müdürlüğünün… sayılı dosyasında takibine giriştiklerini, bu çekler dolayısıyla davalıya borçlarının bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ettiği, yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve davacının bu çekler dolayısıyla davacıya borcunun bulunmadığının tespitine karar verildiği, kararın davalı tarafından temyiz edildiği yargıtay 19. Hukuk Daire’nin 10.03.2016 tarih ve 2015/14474 Esas, 2016/4377 Karar sayılı ilamıyla; “…Dava, icra takibine konu çekten dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacı, çeklerin teslim edilecek mal karşılığı avans olarak davalıya verildiğini ancak davalı tarafından malın teslim edilmediğini, bu nedenle çeklerin bedelsiz olduğunu iddia etmiştir. 6098 sayılı TBK ‘nın 207/2. maddesi uyarınca, sözleşmede aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine adet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdür. Bu hüküm uyarınca davacı tarafından çekler verilmekle malların da aynı anda teslim edildiğinin kabulü gerekir. Davacı, malların teslim edilmediğini yazılı delillerle ispatlamalıdır. Mahkemece ispat yükünün tayininde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle hükmün bozulduğu görülmüştür.
İstanbul Anadolu 3.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/1249 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davanın davacı …. Ltd. Şti. tarafından … Ltd. Şti. aleyhine dava dışı ..Kimya’nın Anadolu Yakası bayisi olan davalı ile müvekkili arasındaki toptan mal alım satımına dayalı ticari ilişkinin 2012 Mart ayına kadar devam ettiğini, 2012 yılı Şubat ayında …Kimya Şirketi’nin davalı ile arasındaki bayilik sözleşmesi bitirip ve yeni mal alımının durduğunu, bunun üzerine müvekkilinin elinde kalan… Kimya ürünlerinin davacı şirkete geliş rakamlarıyla davalıya iade ve teslim ettiğini, tarafların daha sonra anlaşmazlığa düştüğünü, davalıdan alacaklı olan müvekkilinin mal iadesine ilişkin faturaları icra takibine koyduğunu, ancak davalının toplam 150.469,32 TL’lik alacağı sözkonusu faturalar toplamından düşülmesi davacı müvekkili alacağının takip miktarı kadar olmayıp 50.771,20 TL’si olduğunu, bu miktara yapılan itirazın haksız olduğu iddia ederek, itirazın iptaline, takibin 50.771,20 TL üzerinden devamına ve icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava ettiği, mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, toplam 201.450,51 TL tutarlı iade faturalarındaki imza davalı vekili tarafından kabul edilmemişse de, bu faturalar davalı tarafından Anadolu Kurumlar Vergi Dairesine form eşliğinde bildirildiği, davalının bu faturaları alıp kabul edip, vergi dairesine bildirmiş olmasına, malların davalıya teslim edildiğini ortaya koyduğu ve bu durumda ayrıca faturalar üzerindeki imzaların şirket yetkililerine ait olup olmadığının incelenmesine gerek kalmadığı, davacının davalıdan 146.071,20 TL alacaklı olduğu, davacının 50.771,20 TL üzerinden itirazın iptalini talep ettiği, alacağın likit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edildiği ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2014/10827 Esas, 2015/3346 Karar sayılı ilamıyla hükmün onanmasına karar verildiği görülmüştür.
İstanbul Anadolu 2 Asliye Ticaret Mahkemesinin 31.03.2015 tarihli ve 2014/1047 Esas 2015/274 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davanın davacı ….. Ltd. Şti. tarafından… Ltd. Şti. aleyhine müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğunu, alacağın tahsili için yaptıkları takibe davalının itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptalini ve davalının % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava ettiği, mahkemece davacı şirketin dosyaya sunduğu belge ve delillerle iddialarını ispatladığı,… Bankası A.Ş. Topağacı Şubesine ait, 02/11/2011 tarihli ve 60.000,00TL bedelli kesin teminat mektubunun, 12/01/2015 tarihli bilirkişi heyet raporundan da anlaşıldığı gibi, nakde çevrilmesine ilişkin riskin gerçekleşmediği ve davalı tarafça paraya çevrilmesinin yerinde olmadığı, dolayısı ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas nolu dosyasındaki icra takibinin asıl alacak yönünden tamamen, işlemiş faiz yönünden de kısmen devamının gerektiği, icra inkar tazminat talep koşullarının da oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas nolu dosyasındaki icra takibine yapılan itirazın kısmen iptaliyle, takibin 60.000,00TL asıl alacak ile 3.883,33TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 63.883,33TL üzerinden devamına karar verildiği, hükmün davalı vekilince temyiz edildiği Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 27.01.2016 tarih ve 2015/9970 Esas, 2016/943 Karar sayılı ilamıyla hükmün onanmasına karar verildiği görülmüştür.
İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı -borçlu davacı … Ltd. Şti. aleyhine … sayılı 25.000,00 TL çek için ihtiyati haciz kararına dayanılarak kambiyo senetlerine mahsus yolla takip başlatıldığı, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasının incelenmesinde davacı -borçlu davacı …. Ltd. Şti. aleyhine … sayılı 25.000,00 TL çek için ihtiyati haciz kararına dayanılarak kambiyo senetlerine mahsus yolla takip başlatıldığı, getirtilen diğer icra dosyalarında davacı aleyhine dava dışı üçüncü kişiler tarafından başlatılan diğer takip dosyaları olduğu görülmüştür.
Bunlara göre yapılan değerlendirmede davalı tarafından başlatılan icra takipleri sırasında davalının gerçekte alacaklı olmadığı halde ihtiyati haciz kararları alarak haciz işlemleri yaptığı, araçların bağlatıldığı, kesinleşen dosya ile teminat mektubunun paraya çevrilmesinin haksız olduğu olgusunun kesinleştiği anlaşılmıştır.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunun incelenmesinde davacı şirketin 2011-2012-2013-2014 yılı kurumlar vergisi beyannameleri üzerinde değerlendirmeler yapılarak zarar hesabının yapıldığı, her iki şirketin ticari defterlerinin incelenmiş olduğu anlaşılmakla davalı tarafın bu yöndeki istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.
Zamanaşımı davanın 02.03.2014 tarihinde açıldığı, teminat mektubunun paraya çevrilmesinin haksız olduğuna ilişkin kararın dava açıldıktan sonra kesinleştiği, hacizlerin haksızlığına ilişkin açılan davaların sonuçlanma tarihleri de dikkate alındığında haksız fiilde geçerli iki yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı, davalının bu yöndeki istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı görülmüştür.
Davalı tarafın ticari kar zararının tespit edilmiş olduğu, karşılaştırma tablosunun raporda mevcut olduğu, davalı lehine bozulan hükme konu dört adet çeke ilişkin yargılamının sonuçlanmamış olmasının teminat mektubunun paraya çevrilmesine ilişkin dosyanın kesinleşmesi ile sonuca etkili olmadığı, dava konusu uyuşmazlığın haksız fiil nedenine dayalı oluşan maddi zararın giderilmesi talebine ilişkin olması nedeniyle davalı şirket tarafından ödenen bedellerin takiplere dayalı olması karşısında bu zarardan düşülemeyeceği bu yönlerden davalının istinaf talebinin de yerinde olmadığı anmaşılmıştır.
Buna göre yapılan değerlendirmede, haksız fiilin hukuka aykırılık, kusur, zarar ve nedensellik bağı koşullarının oluştuğu, davalı tarafından davacı aleyhinde başlatılan takiplerin haksız olduğu ortaya çıkmış ve davacının borçlu olmadığı halde hakkındaki takipler ve teminat mektubunun paraya çevrilmesi nedeniyle ticari faaliyetlerini yapamadığı ve ilk derece mahkemesince davanınkabulü yönünde verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır. Buna göre dosya kapsamı, delil durumu, ilk derece mahkemesi kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Istanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/2351 Esas, 2017/970 Karar sayılı kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalının istinaf başvurusunun REDDİNE,
2-Alınması gereken 11.850,71 TL istinaf karar ilam harcından, peşin yatırılan 655,27 TL istinaf karar harcının mahsubuna, bakiye 11.195,44TL harcın davalıdan tahsiline,
3-Davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
4-Dava.ı tarafından yatırılan 150,00 TL istinaf gider avansından kullanılmayan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra HMK’nın 333.maddesi gereğince kendisine iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın değişik 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 10/05/2018