Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2018/541 E. 2018/1630 K. 20.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/541
KARAR NO : 2018/1630
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/12/2017
NUMARASI : 2015/333 – 2017/1089
DAVANIN KONUSU: Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/12/2018
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin müvekkili aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile faturaya dayalı ilamsız takip başlattığını, takibin kesinleşmesi sonucu davacıya ait … plakalı aracın Kazan … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında haczedilerek muhafaza altına alındığını ve aracın 23/12/2011 tarihinde 28.000,00-TL bedelle ile satıldığını, dava konusu aracın LPG tankı olup bugünkü değerinin 600.000,00-TL olduğunu ancak icra memuru tarafından 45.000,00-TL değer belirlenerek 28.000,00-TL’ye satıldığını, müvekkilince davalı aleyhine Bakırköy 15. ATM’nin 2013/121 esas sayılı dosyasında menfi tespit davası açıldığını, mahkemece menfi tespite ilişkin verilen kararın onararak kesinleştiğini, ancak bu süreçte dava konusu aracın çok düşük bedel ile satıldığını, bu aracın satılmaması halinde günlük 50,00-TL’den muhafaza tarihi olan 16/06/2011 tarihinden dava tarihine kadar 50.700,00-TL gelir elde edileceğini haksız satış nedeni ile müvekkilinin belirtilen gelirden mahrum kaldığını, aracın 200.000,00-TL rayiç değeri bulunmasına rağmen çok düşük bedel ile satıldığını, satış değeri olan 22.709,00-TL’nin davalıdan icra yolu ile alındığını, bu durumda aracın değeri karşılığı 200.000,00-TL, yoksun kalınan gelir nedeni ile 50.700,00-TL olmak üzere toplam 250.700,00-TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin icra takibi sonucu davacıya ait aracın satışı ile ilgili herhangi bir kusurunun bulunmadığını, yasa gereği kıymet takdirinin icra müdürlüğü’nce yapılacağı ve süresi içerisinde belirlenen değere karşı şikayet yoluna başvurabileceğini, davacının belirlenen değere karşı başvuruda bulunulamayacağını, müvekkilinin de belirlenen değere bir etkisinin bulunmadığını, menfi tespit sonucu satış bedelinin davacıya iade edildiğini, istenen iş gücü mahrumiyeti talebinin fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
TOPLANAN DELİLLER: Mahkemesince Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün 2009/19712 Esas sayılı takip dosyası, Bakırköy 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/121 Esas sayılı dosyası celp edilmiş, bilirkişi raporu aldırılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; “…haciz sonucu haczedilen aracın kıymetinin İİK.’nın 128/a maddesi gereğince icra müdürü tarafından re’sen belirleneceği belirtilen işleme karşı malı haczedilen kişinin şikayet yoluna başvurabileceği düzenlenmiştir. İncelenen dosya kapsamında her ne kadar davacı taraf aracın ihalede düşük bedel ile satıldığını ileri sürmüş ise de belirtilen şekilde bir şikayette başvurduğunu kanıtlayamadığından, davalının eylemi ile meydana gelen zarar arasında illiyet bağı bulunduğu söylenemeyeceğinden bu istek kalemine yönelik davanın reddine karar verilmiştir. Değer kaybına yönelik talebin incelenmesinde ise davacı tarafından haciz ve satış tarihine kadar menfi tespit davası açılmadığı bu durumda icra müdürlüğü’nce alacaklının talebi üzerine satış işleminin yapıldığı, belirtilen zararların meydana gelmesinde kusurun davacıda olduğu, süresinde dava açılarak tedbir kararı alınması halinde aracın satılmayacağı anlaşılmakla bu istek kalemi yönünden de davanın reddine…” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf talebinde özetle; başta dava konusu aracın değerini 200.000,00-TL ve gelir kaybını 50.700,00-TL olduğunu bildirmiş ise de ilerleyen aşamada araç bedelini 45.000,00-TL olduğunu öğrenmeleri üzerine dilekçelerini icra satış değeri olan 45.000,00-TL ye düşürerek davalarını bu yönde ıslah ettiklerini, aracın gelir kaybı olan 50.700,00-TL nin davaya dönüştüğünü, gerekçeli kararda ıslah dilekçesini görmezden gelerek vekalet ücretini ilk talepleri üzerinden karar verildiğini, ayrıca değer kaybına yönelik talebin incelenmesinde kendileri tarafından haciz ve satış tarihine kadar menfi tespit davası açılmadığından satış işlemlerinin yapıldığı, kusurun kendilerinde olduğu sebebiyle bu istek kalemi yönünden davanın reddine karar verildiği hususunun hukuka aykırı olduğunu, bu karar ile Bakırköy 15. ATM’nin 2013/121 Esas, 2014/100 Karar sayılı kararın yok sayıldığını, bu karara bağlı olarak satışın iptal edildiğini, bilirkişinin ise görüşlerine katılmadıklarını, ancak ek rapordaki sonuç kısmına göre 51.967,50-TL lik gelirin kendi taleplerine yakın olduğunu, tüm bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı olan ret kararının kaldırılarak davalarının kabulünü talep etmiştir.
DAVA: Haksız hacizden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı itibariyle yapılan incelemede; davalı şirketin davacı şirket hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün .. Esas sayılı icra dosyası ile ilamsız takip başlattığı, faturadan kaynaklı 15.000,00-TL asıl alacak, 1.875,00-TL işlemiş faiz olmak üzere 16.875,00-TL alacağın takip tarihinden itibaren faizi ile icra takibinin yapıldığı, dava konusu aracın haczolunup 28.000,00-TL ye satıldığı, 28.000,00-TL lik ihale bedelinden tellaliye ücreti, yediemin ücreti ve vergi borcu ayrıldıktan sonra arta kalan 22.709,70-TL olarak davalı tarafından davacıya iade edildiği, bir başka deyimle icrada satılan dava konusu araçtan davacının 22.709,70-TL yi davalıdan tahsil ettiği, bu konunun taraflar arasında ihtilafsız olduğu, Bakırköy 15. ATM’nin 2013/121 Esas – 2014/100 Karar sayılı ilamı ile davacı şirketin davaya konu icra dosyasında borcunun bulunmadığına karar verildiği ve kararın Yargıtay onaması ile kesinleştiği, dosya içerisinde aldırılan bilirkişi rapor ve ek raporlarına göre davaya konu aracın satış tarihindeki rayiç bedelinin 28.872,00-TL olduğu, araç satışından kaynaklanan 22.709,70-TL lik miktarın davalı tarafından davacıya ödendiği göz önünde bulundurulduğunda davacının araç bedelinden talep edeceği miktarın 28.872,00-TL – 22.709,70-TL = 6.162,30-TL olduğu tespit edilmiştir.
Gelir kaybına yönelik incelemeye gelince; öncelikle davacı taraf, dava konusu aracın LPG taşımasında kullandığı, muhafaza altına alındığı tarih itibariyle LPG taşıma ruhsatı bulunup bulunmadığı ve herhangi bir firma ile iş bağlantısı bulunup bulunmadığının (LPG taşıma sözleşmesi gibi davacı tarafın gelirine yönelik sözleşmeler) sunulmadığı, bu konuda davacı tarafa süre verilmesine rağmen davacı tarafın buna ilişkin sözleşme, ruhsat ve ticari defterleri verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği, bu haliyle gelir kaybına yönelik zararın ispatlanamadığı, mahkemece bu yöndeki ret kararının usul ve hukuku uygun olduğu, delillerin değerlendirilmesinde bu yönde bir yanılgıya düşülmediği tespit edilmiş ise de; davacının takip hukukunun kendisine tanıdığı haklardan yararlanmamış olmasının bu hakkını Asliye Hukuk Mahkemesinde talep etmesine engel teşkil etmediği ancak süresinde takip hukukunun kendisine tanıdığı bu haklardan yararlanmamış olmasının tazminat miktarından 818 Sayılı Borçlar Kanunun 43 ve 44 maddeleri gereğince uygun miktarda hakkaniyet indirimi yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği (yapılacak iş haciz tarihinde yürürlükte olan 818 Sayılı Borçlar Kanunu 42. Madde uyarınca),sonucuna varılmış,aracın satışından kalan 6.162,30-TL nin davacının takip hukukundaki yasal haklarını ve kıymet takdirine itiraz şeklindeki şikayet müesseselerini işletmediğinden bu konudaki davacının talebi reddedilmiş olması bu bakımdan doğru değil ise de bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden Dairemizce tazminatın mahiyeti ve hatanın ağırlığına göre halin icabına uygun bir hakkaniyet indirimi (%15) yapmak suretiyle araç değeri yönünden yeniden hüküm kurulmuştur.
Davacı tarafın vekalet ücreti yönündeki istinaf başvurusuna gelince; davacı vekilinin başta aracın değerini 200.000,00-TL olarak göstermesi, sonradan 45.000,00-TL’ye indirerek bakiye değeri isteyerek ıslah adı altında talebi azaltması (daraltması) Yargıtay uygulamaları nezdinde kısmi feragat olarak kabul edildiğinden, mahkemece dava açıldığındaki ilk talep 200.000,00-TL ve değer kaybı üzerinden vekalet ücreti takdir edilmesi usule ve AAÜT’ye uygun olmakla davacı tarafın vekalet ücretine yönelik istinaf başvurularının reddi gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ İLE, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/333 Esas – 2017/1089 Karar sayılı kararının HMK’ nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca KALDIRILARAK,
A-Davanın Kısmen Kabul – Kısmen Reddi ile araç değeri yönünden %15 hakkaniyet indirimi yapılarak bilirkişi raporunda belirlenen bedele göre 5.237,96-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin ispatlanamaması nedeniyle REDDİNE,
B-Alınması gerekli 356,57-TL harçtan davacı tarafça yatırılan 4.281,33-TL harcın mahsubuna, bakiye 4.244,76-TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
D-Davacı tarafça peşin yatırılan 356,57-TL harç ile, 27,70-TL başvurma harcı toplamı 384,27-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
E-Davacı tarafından yapılan 2.931,30-TL yargılama giderinden; davanın kabul-red oranına göre hesaplanan 61,00-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
F-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
G-Kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına yürürlükteki avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca davasının kısmen kabulü nedeniyle 2.180,00-TL vekalet ücreti takdiriyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
H-Kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına yürürlükteki avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca davanın reddedilen kısmı nedeniyle 20.992,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
I-Gider avansının kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi gereğince yatırana iadesine,
2-Davacının istinaf başvurusu kabul edildiğinden yatırmış olduğu 35,90-TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan 98,10-TL istinaf başvurma harcı ve 39,00-TL istinaf giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın değişik 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/12/2018