Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2018/2363 E. 2020/1373 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2363
KARAR NO : 2020/1373
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/05/2018
NUMARASI : 2015/451 Esas – 2018/509 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/12/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkiline ait Eyüp Alibeyköy Mahallesinde bulunan depoda 19.04.2014 tarihinde yaşanan yağmur yağışı nedeniyle bölgede bulunan kanalizasyon sisteminin yetersizliği nedeniyle su basması yaşandığını müvekkiline ait depoda bulunan malların zarar gördüğünü, bu hususda delil tespiti yapılarak zarar gören malların belirlendiğini, 39.616,05 TL zarar gören malların bedelinin kullanılabilir hale gelmesi için gerekli masrafın 3.000,00 TL olduğunun tespit edildiğini bu nedenle uğranılan zararın fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL ‘Sinin olay tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, masraf ve vekalete karar verilmesi talep ve dava olunmuştur.Davalı vekili cevap dilekçesinde; görevli mahkemenin idare mahkemesi olup hasarın yağmur sularından meydana geldiği ifade edildiği bu nedenle hizmet kusuru ile bağlantılı olmasının tam yargı davası konusunu oluşturduğu, bu hususu her aşamada gözetebileceği ayrıca yetkiye itirazlarının olduğunu, dava dışı sigortalıya ait yerin yani hasar gören yerin Eyüp İlçesinde olup ayrıca uyuşmazlığın ticari nitelikte olmadığı ve Asliye hukuk mahkemesinin görev alanında kaldığı, esasa yönelik ise olayın yağıştan meydana geldiği müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, sorumluluğun ise İBB’ye ait bulunduğu ayrıca dava konusu yerin projeye uygunluğunun denetlenmesi gerektiği, istenilen miktarın da fahiş olup sunulan tüm delillerin toplanarak haksız davanın husumet ve esastan reddine karar verilmesi istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “… doğrudan olayın meydana gelmesinde davalının kusursuz sorumluluğundan bahsedilemeyeceği, bu nedenle alınan rapora göre davacının da raporda belirlendiği üzere yol seviyesinden düşükte bulunan deposuna yağmur sularının girme ihtimalini, basiretli bir tacir olarak bu yönde tedbirlerini alması, depodaki mallarını yüksek seviyede bulundurması raporda belirlendiği üzere (50 cm) olması gerekir iken bu hususlara riayet edilmeyip malları depo alanında yerlerde bulunduğu ve yere çok yakın seviyede olduğu, su basması halinde zarar görmesinin kaçınılmaz olduğunun da tespit edilmiş olmakla bu doğrultuda teknik bilirkişilerin de belirlediği üzere %50 oranında kusur değerlendirmesiyle başta her ne kadar dava 1.000,00 TL üzerinden açılmış ise de tensip ile mahkememizce hasar değerinin belirli olup bu hususta eksik harçlarının ikmal ettirildiği ve dolayısıyla dava değerinin depo temizleme değeri de eklenerek toplam 42.615,05 TL olarak belirlenip bunun %50 tutarının 21.307,50 TL’ye tekabül ettiği ve zararın haksız fiil tarihi olan 19.04.2014 tarihinden itibaren avans faizine …” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, faraziyeye dayalı olarak tanzim edildiğini, hasarın oluşumunda müvekkili idarenin kusur ve ihmalinin bulunmadığını, davacının iş yerinin bulunduğu konum itibariyle her zaman böyle bir su baskınına maruz kalabilecek durumda olduğunu, Dava konusu hasarın şiddetli yağan yağmur sularından kaynaklandığını, dava konusu hasarlı olayın müvekkili İSKİ’ nin yetki ve sorumluluğunda olan temiz su isale hattında veya kanalizasyon şebekesinde meydana gelen bir arıza nedeniyle vuku bulmadığını, müvekkili idarenin yağmur sularının toplanması ve zararsız bir biçimde alıcı ortamlara boşaltımı gibi bir görevinin bulunmadığını, İçişleri Bakanlığı’na yağmur suyunun uzaklaştırılmasından kimin mesul olduğunun sorulduğunu, Bakanlığın cevaben ana arterlerde Büyükşehir Belediyesinin, ara yollarda ilçe belediyelerinin mesul olduğunu belirttiği, bu konuda İBB ile müvekkili İSKİ arasında yapılan protokole göre sorumluluğun Sancaktepe Belediyesi’ ne ait olduğunu, iş bu protokolün dosyaya sunulduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dava, haksız fiil iddiasına dayalı maddi tazminat istemine ilişkindir. Yerel mahkeme dosyasında mevcut İst. 49. ATM 2014/346 D.İş sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporunda, davacı şirkete ait depoda yağmur yağışı nedeniyle bölgede bulunan kanalizasyon sisteminin yetersizliği nedeniyle su baskını sonucu malların zarar gördüğü, inceleme yerinde yapılan keşifte su birikintisinin deponun yer aldığı arsanın topoğrafik olarak yol seviyesinden düşük kotta olması nedeniyle depo sahasında fazlaca su birikintisi bulunduğu, depo sahasında yer alan rögarın bu su birikintisi ve yağmur suyunu tıkanıklık nedeniyle boşaltamadığı ve yağmur suyunun depoya girmesi sonucu mallarda zarar meydana geldiği tespit edilen zararın malların depoya giriş tarihindeki değeri dikkate alındığında 39.616,05 TL olduğu, suyun boşaltılması, bıraktığı atıkların atılması ve deponun temizlenmesi bedelinin 3.000,00 TL olduğunun belirtildiği görülmüş olup yerel mahkemece aldırılan heyet bilirkişi raporunda da aynı görüşlere yer verildiği, ilaveten ilk raporda herhangi bir kusur tespiti yapılmamışken yerel mahkemece aldırılan raporda tarafların davaya konu olayda %50 şer oranında kusurlu olduğu yönünde tespitte bulunulduğu anlaşılmıştır.Somut olayda; davacıya ait depoda 19.04.2014 tarihinde yaşanan yağmur yağışı nedeniyle bölgede bulunan kanalizasyon sisteminin yetersizliği nedeniyle su basması yaşandığı, depoda bulunan malların zarar gördüğü, bu hususda delil tespiti yapılarak zarar gören malların belirlendiği görülmüştür.Gerek İstanbul 49. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2014/346 D. İş sayılı dosyasında mevcut bilirkişi raporu, gerekse de yerel mahkemece aldırılan heyet bilirkişi raporlarının aynı tespitlere yer vermiş olması, her iki raporun da mahallinde keşif suretiyle tanzim edilmiş olması, raporların oluşa uygun ve denetime açık olmaları, uzman bilirkişi raporunda belirtilen maddi tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı vekilinin bu yöne değinen istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.2560 Sayılı İSKİ Kanunu’ nun 25. Maddesinde, yağmur sularının uzaklaştırılması ile ilgili tesislerin yapılmasının veya bu tip tesislerin işletilmesinin, gerekli harcamalar ilgili belediyece karşılanmak şartıyla İSKİ tarafından yerine getirileceğinin düzenlendiği, benzer şekilde İSKİ’ nin kuruluş ve görevleri hakkındaki Kanunun İSKİ görev ve yetkileri başlıklı 2. Maddesinin b bendi uyarınca, kullanılmış sular ile yağış sularının toplanması, yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması ve zararsız bir biçimde boşaltma yerine ulaştırılması görevinin İSKİ’ ye ait olduğu belirtilmek ve davaya konu olayda sorumluluğun davalıya ait olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin bu yöne değinen istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, ilk derece mahkemesi kararında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından, yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/451 Esas – 2018/509 Karar sayılı mahkeme kararına yönelik davalı vekilinin istinaf isteminin HMK.m.353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.455,51-TL istinaf karar ve ilam harcından yatırılan 363,88-TL ‘nin düşümü ile eksik kalan 1.091,63-TL harcın istinaf eden davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,3-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-Yasa yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,HMK. m. 353/1-b.1 hükmü uyarınca, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/12/2020