Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2018/2136 E. 2020/912 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2136
KARAR NO: 2020/912
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/05/2018
NUMARASI: 2015/1214 – 2018/453
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/10/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirketin 1992 yılından bu yana profesyonel ve iyi eğitimli insan kaynağı ile alüminyum doğrama, profil, demir konstrüksiyon, inşaat ve taahhüt işleri alanında faaliyet gösteren köklü bir firma olduğunu, ancak davalının ve hukuki İşlerinin takibi amacıyla yetkilendirdiği vekilinin hakkaniyete ve yasalara aykırı davranışları sebebiyle, müvekkili şirketin maddi zarara uğradığını, kurumsal ve ticari itibarının da zarar gördüğünü, Davalı … A.Ş. tarafından İstanbul Anadolu … icra Md.’nin … E. sayılı dosyası ile hesap ekstresi ve bakiye alacağı bulunduğu iddiasıyla, davacı müvekkili şirketten bağımsız ve ayrı bir tüzel kişiliği bulunan fakat ortaklarının aynı olmasından vekilliğini üstlendiği “… Ltd. Şti.” aleyhine 01.10.2015 tarihinde icra takibi başlatıldığını ve söz konusu 3. kişi konumundaki müvekkili şirkete ödeme emri gönderildiğini, ancak gönderilen tebligat zarfının içinden başkaca bir borçluya ait müvekkilleriyle alakası olmayan bir ödeme emri çıktığını, bunun üzerine her ihtimale karşı gelen ödeme emrine, 13.10.2015 tarihli itiraz dilekçesi ile borca ve takibe itiraz edildiğini, dava dışı …Ltd. Şti.’nin 13.10.2015 tarihinde takip borcuna itiraz etmesi neticesinde takibin durdurulması akabinde, davalıların öncelikle söz konusu icra takip dosyasının görünen gerçek muhatabı …Ltd. Şti, adına düzenlenmiş olan takip talebi ile ödeme emirlerini dosyadan usulsüz olarak çıkardıklarını, yerine icra takibi ile o güne kadar alakası bulunmayan davacı müvekkilinin …ŞTİ.’nin ünvan ve bilgilerinin yer aldığı sahte takip talebi ve ödeme emri eklediklerini, davalıların hileli hareketleriyle takibin başlatıldığı İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün yanıltıldığını ve 22.10.2015 tarihinde davalılar tarafından takibin devamı yönünde talep açıldığını, iş bu talep neticesinde İcra Müdürlüğü tarafından “borca itiraz eden … Ltd. Şti.’nin dosya borçlusu olmadığı, dosya borçlusunun … Ltd. Sti. olduğundan” bahisle takibin devamına ve davalının haciz yönündeki taleplerinin de kabulüne karar verdiğini, kararla şirket ortaklarına 1. haciz ihbarnameleri ile tapuya ve sair yerlere de haciz yazıları gönderildiğini, bankalara yazılan haciz ihbarnameleri neticesinde tüm aktif hesaplarına bloke konulduğunu müvekkili şirket çalışanı personelinin maaşlarını dahi ödeyemediğini, İş bu geciken işlemler sebebiyle çok ciddi maddi ve manevi zararları oluştuğunu belirterek davalarının belirsiz alacak davası olarak kabulü ile yukarıda belirtilen ve belirtilmeyen kalemlerle ilgili fazlaya ilişkin her türlü talep hakları saklı kalması şartıyla davalı …’den şimdilik 1.000.00-TL miktarındaki maddi zararın dava tarihinden İtibaren İsleyecek ticari faiz ile birlikte tahsiline müvekkilinin uğradığı manevi zararlara karşılık olarak 300.000.00-TL manevi tazminatın dava tarihinden İtibaren isleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; görev itirazları olduğunu, huzurdaki uyuşmazlığa bakmaya asliye hukuk mahkemeleri görevli olduğunu, varolmayan bir şahıs tarafından açılan işbu davanın husumet nedeniyle reddini, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … E. S.lı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlu şirketin vekili aracılığı ile icra takibine itirazı üzerine takibin durduğunu, taraflarınca da bu itirazın iptali için İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/833 E.S.lı dosyası ile dava açılmışdığını, işbu davanın davalısınca karşı dava açılarak maddi ve manevi tazminat talebinde bulunulduğunu, Bu nedenle ortada devam eden bir dava varken işbu davanın açılmasına itiraz ettiklerini, İşbu derdestlik itirazları nedeniyle huzurdaki davanın reddini Müvekkili …Tic. A.Ş. nin satıp teslimini gerçekleştirmiş olduğu camların parasını alamadığı için … vergi kimlik no ile …. LTD. ŞTİ. Aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … E. S.lı dosya üzerinden icra takibi başlatıldığını, İİK madde 58’e uygun olarak takip talebinde bulunduklarını, Takip taleplerinin icra müdürlüğü tarafından uygun görülerek İİK madde 60’a göre yine icra müdürlüğü tarafından tanzim olunan ödeme emrinin borçluya gönderildiğini, takibin kesinleştiğini, davacı tarafın tazminat olarak soyut ve hiçbir dayanağı olmayan taleplerinin reddi gerekmektiğini, Davacının davasının görevsizlik, aktif husumet, derdestlik ve diğer usuli itirazlarımız nedeniyle reddine, Davacının davasının esasa yönelik savunmaları gereği reddine,Davacının müvekkili şirket araç ve taşınmaz malları üzerine ihtiyati tedbir ve haciz taleplerinin reddine, Davacının maddi ve manevi tüm tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Taraflar delil listelerinde tanık deliline dayanmışlarsada ilk celsede verilen HMK 140/5 md. uyarınca yasal süre içerisinde tanık bildirmemişlerdir. İşbu tazminat davasında maddi-manevi zarara uğradığını ispat külfeti davacı taraftadır. Davacı maddi zarara uğradığı iddiasıyla 1.000 TL maddi tazminat talep etmiş ise de, maddi zarara uğradığına ilişkin hiçbir kanıt sunamamıştır. Bu nedenle bilirkişi incelemesine gerek görülmemiş, kanıtlanamayan maddi tazminat talebinin reddi gerekmiştir. İst. Anadolu 5. ATM de görülen 2015/833 E. sayılı davanın davacısı … Ltd. Şti. olup, İst. Anadolu … İcra Md. … E. sayılı takiple ilgili borçlunun itirazının iptaline ilişkin davada mahkemece Adana ATM ye talimat yazılmasına ve ayıplı imalatla ilgili yerinde keşif sureti ile bilirkişi incelemesine karar verildiği, talimatın henüz dönmediği görülmüştür. Davacı, davalının müvekkili şirketi borçlu göstererek başlatmış olduğu 01/10/2015 tarihli takibe konu borçtan dolayı müvekkilinin ilgisi bulunmadığını, bu takip nedeniyle müvekkili şirket hakkında haciz ihbarnamelerinden dolayı bankalara yazılan haciz ihbarnameleri neticesinde tüm aktif hesaplarına bloke konulduğu müvekkili şirket çalışan personelinin maaşlarını dahi ödeyemediği, bunun yanında diğer ticari faaliyetleri sebebiyle yapması gereken ödemeleri gerçekleştiremediği ve mütemerrit duruma düştüğü piyasa ve bankalar nezdinde haciz tatbik işlemlerinin gerekçelerini açıklamalarını mümkün olmadığı, bunun yanında bankaların kredilerini geri çekmek istedikleri, müvekkili firmanın bir süreliğine, ciddi finansal kriz içerisine düşerek iflasın eşine geldiği ve bundan dolayı maddi zararın yanı sıra manevi zararları olduğu iddia edilmiş ise de, bu konularda zarara uğradığına ilişkin hiçbir kanıt sunamamış olmakla, davacı şirketin manevi zararı ile ilgili somut delil ibraz edilemediğinden, iddiaları salt soyut beyandan öteye geçmediğinden, 4 adet 1. haciz ihbarnamesi gönderilmesinin borçlunun ticari itibarını sarstığı iddiasının da, haklı ve geçerli bir nedeni bulunmadığından kaldı ki taraflar arasında davacısı … ve davalısı … olan İst. Anadolu 5. ATM de derdest (dayanağı İst. Anadolu … İcra Md. … E. sayılı takibe itiraz nedeniyle) itirazın iptali davası bulunmakla ve kaldı ki davacının müracaatı üzerine şikayet yoluyla icra hukuk mahkemesince hacizlerde kaldırılmış olmakla, olayda manevi tazminat şartları da gerçekleşmediğinden yerinde görülmeyen manevi tazminat davasının reddine” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Maddi tazminat taleplerine yönelik tüm delillerin dosyada bulunduğunu, söz konusu haksızlığın giderilmesi için yargı organlarına yapılan harç ve masrafların maddi zarar olarak talep edildiğini, buna ilişkin evrakların da dosyaya sunulduğunu, yapılan haciz ve haciz ihbarnameleri nedeniyle ticari itibarının zedelendiğini, haksız eylemin icra hukuk mahkemesi kararıyla da ortaya çıktığını belirterek, maddi ve manevi tazminat talebinin reddinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, ilgili kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede: Dava: haksız haciz nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Davalı tarafça İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında takip talebi ve ödeme emrinin … Ltd. Şti adına düzenlenip bu şekilde tebliğ yapılması gerekirken, … olan davacı adına düzenlenerek, tebliğ edilmesi sonrasında davacı vekilince 13/10/2015 tarihli itiraz dilekçesinde herhangi bir borcu bulunmadığını, ayrıca ödeme emrinde de müvekkilinin isminin bulunmadığı belirtilerek borca itiraz ettiği, alacaklı tarafından ikinci bir takip talebi ödeme emri düzenlenerek doğru hasıma takibin yöneltildiği, buna ilişkin aynı tarihli icra emrinin dosyaya sunulduğu, yapılan işlem bakımından davacı ve aynı zamanda dava dışı şirket vekilince icra memurunun işlemini şikayet yoluyla ödeme emrinin iptalinin istendiği, İstanbul Anadolu 4.İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/944 Esas 2015/807 Karar sayılı dosyasında yapılan bu işlem nedeniyle icra müdürlüğünün bu işleminin hukuka aykırı olduğu nedeniyle iptaline ve hacizlerin kaldırılması yönünde karar verildiği ve verilen kararın kesinleştiği anlaşılmıştır. Maddi tazminat yönüyle mahkemece maddi zarara uğradığı yönünde kanıtların sunulmamış olması nedeniyle talebin reddedildiği belirtilmişse de, davacının söz konusu şikayet nedeniyle açılmış davalardaki yargılama giderleri bakımından maddi tazminat talebi bulunduğundan, yapılan yargılamalarda yapılmış masrafların iadesi yönünde karar verilmiş olduğundan, bu dosyadaki ikinci talebin mükerrer ödeme oluşturacağı anlaşılmakla, diğer maddi tazminat bakımından da somut delil sunulmadığı kanaatine varılmış olup, ilk derece mahkemesinin değerlendirmesinin yerinde olduğu kanaatine varılmıştır. Manevi tazminat yönüyle ise; İcra Hukuk Mahkemesince, İcra Müdürlüğünün yapmış olduğu işlemin hukuka aykırı olduğu tespit edilmiş olduğundan, davacı vekilince borca itiraz dilekçesinde şikayete konu işlemlerle alakalı açıklamanın bulunması ve söz konusu ödeme emrinin gönderilmesinin hukuka aykırı olduğu belirtilmesine rağmen, icra işlemlerine devam edilerek, bir kısım haciz işlemlerine girişilmesi nedeniyle haksız eylemin gerçekleşmiş olduğu, bu nedenle bu haksız eylem nedeniyle tacir olan davacının ticari itibarının zedeleneceği değerlendirilmekle, davacının manevi tazminat talebinin yerinde olduğu, toplanan delillere, icra mahkemesi kararı sonrasında hacizlerin kaldırılmasına ilişkin kararın da bulunması göz önünde bulundurularak her iki şirketin ortak ve adreslerinin aynı olması nedeni ile takipten haberdar olması, taraflar arasındaki ticari ilişki, hacizlerin İcra Mahkemesi kararı sonrasında kaldırılması ve haczin kısa sürmesi de göz önünde bulundurularak 3.000,00-TL manevi tazminatın davalıdan alınarak, davacıya verilmesi gerektiği yönünde kanaat oluşmuştur. Açıklanan nedenlerle HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve manevi tazminat yönüyle davanın kısmen kabulüne karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A-)Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/05/2018 tarih, 2015/1214 Esas – 2018/453Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b/2.maddesi gereğince yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, yeniden hüküm oluşturularak; 1-Davanın maddi tazminat yönünden REDDİNE, 2-Davanın manevi tazminat yönünden KISMEN KABULÜ ile; 3.000,00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 204,93-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 5.140,33-TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 4.935,40-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 4-Davacı tarafça yatırılan 27,70-TL başvurma harcı ile 204,93-TL peşin harç toplamı olan 232,63-TL harç giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 5-Davacı tarafça yapılan 120,50-TL yargılama giderinin davanın kabul edilen bölümü üzerinden hesaplanan 2,31-TL sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 6-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri olmadığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın manevi tazminat yönünden kabul edilen bölümü üzerinden belirlenen 3.000,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davanın maddi tazminatın reddi nedeniyle belirlenen 1.000,00-TL, manevi tazminatın reddedilen bölümü üzerinden belirlenen 3.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, 9-Yargılama sırasında gider avansı yatırılması halinde arta kalan kısmın yatıran tarafa iadesine, B- İstinaf incelemesi bakımından ; 1-Davacı tarafından peşin yatırılan 35,90-TL istinaf karar ve ilam harcının, istem halinde kendisine iadesine, 2-Dosya üzerinden inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 3-İstinaf aşamasında istinaf yasa yoluna başvuran tarafça yapılan giderlerin takdiren üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve HMK.m. 361 gereğince, tebliğden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 15/10/2020