Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2018/2119 E. 2020/924 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2119
KARAR NO: 2020/924
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/05/2018
NUMARASI: 2016/469 – 2018/627
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/10/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin porselen ve züccaciye toptan satışı yaptığınını, kimi zaman ithal ettiğini, kimi zaman yurt içinden temin ettiği zücaciye olarak tabir edilen emtiaların küçük bir kısmını dükkanında teşhir amaçlı bulundurmakta ancak malların genel olarak koliler halinde deposunda sakladığını, bu konuda … Cad. No:… … Kat Mahmutbey Bağcılar/İSTANBUL adresindeki gayrimenkulü üçüncü şahıstan depo olarak kullanılmak üzere kiraladığını, 03.06.2014 tarihinde deponun bulunduğu bölgeye yağan yağmur sonrasında kanalizasyon suyunun geri tepmesi sonucu iki gün üst üste meydana gelen su baskınlarında depoda bulunan malların tamamen hasara uğradığını, istif halinde koli içerisinde bulunan malların kolilerin su alarak yırtılması ile hem devrilmiş ve kırılmış hem de atık suya maruz kalarak kullanılabilir özelliğini kaybettiğini, su baskın olayının birer gün ara ile 2 kez gerçekleştiğini, olay ile ilgili İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı İtfaiye Müdürlüğünün düzenlediği tutanağın ekte sunulduğunu, bu tutanakta emtianın 65 cm su baskınına maruz kaldığı, içeride bulunan muhtelif mutfak porselen eşyaların atık suya maruz kalarak zarar gördüğünün tespit edildiğini, yine … Genel Müdürlüğüne yapılan başvurulara verilen 13.06.2014 – 17.06.2014 tarihli cevaplarda su baskını ile ilgili sorunun kanal açma sureti ile giderildiğinin cevaben bildirildiğini, vakanın ve hasarın tespiti amacı ile Bakırköy 4.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/71 D.İş sayılı tespit dosyası ile bilirkişi incelemesi yapıldığını, bilirkişi tarafından hazırlanan raporda 285.000 adet emtianın kullanılmayacak derecede hasar gördüğü ve olay dolayısı ile ortaya çıkan zararın KDV hariç 242.250,00-TL porselen bedeli ile 12.000,00-TL koli ve kalıp bıçağı olduğunun rapor edildiğini, 242.250,00-TL porselenlere ait KDV’nin 43.605,00-TL olduğunu, olay kanalizasyondaki tıkanma geri tepme ile ortaya çıkmış olup davalılar bakım ve gözetim yükümlülüğünü yerine getirmediği gibi aynı zamanda kusursuz kapsamında bu zararda sorumlu olduğunu beyan ederek davanın kabulü ile husumet bakımından sorumlu davalı açısından 297.855,00-TL zararın olayın meydana geldiği tarih olan 03.06.2014 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı İBB vekili cevap dilekçesinde; davanın idari yargıda görülmesinin gerektiğini, su atık su ve kanalizasyon işleri ve hizmetlerinin Belediye’nin görev ve yetki alanında kalmadığından dava konusu kazanın oluşumunda Büyükşehir Belediyesinin hizmet kusurundan söz edilmesi mümkün olamayacağından idare açısından davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; öncelikle davanın görev yönünden reddinin gerektiğini, esasa ilişkin cevaplarında ise dava konusu … Cad. No:… Mahmutbey Bağcılar/İSTANBUL adresindeki dairenin 03.06.2014 tarihinde yağan şiddetli yağmur sırasında kanalizasyon sularının geri tepmesi ile hasara uğradığı iddiası ile dava açıldığını, hasarın gerçekleştiği adreste bulunan binanın ön cephesi olan … caddesinde yağmur suyu kanalı olduğunu, … Sok. kısmında olmadığını, diğer yan cephesinin boş arsa vasfında olduğu yağmur suyu kanalının olmadığının tespit edildiğini, Ana arterlerde yağmur suyu hatlarının işletmesinin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığının sorumluluğunda olduğunu, binanın çatı ve balkon sularının kaldırım altından … caddesine verilmiş olduğunu, parsel bacasına yağmur suyu girişi olmadığını, yağmur suyu kanalının imalatlarının eski imalatlar olduğunu, atık sulara yağmur suyu karıştığını, kot olarak sağlıklı çalışmaması, mazgalların yetersiz ve bakımsız olması nedeni ile atık su kanalına karıştığını, belirtilen tarihte hava durumunun sağanak yağışlı olduğunu, … atık suların kanalizasyona deşarj yönetmeliğine göre, bodrum katların atık sularının bağlantısında parsel çıkış bacasında atık suyun geri gelmesini önleyecek tedbir almak mecburiyetinde olduğunu, aksi takdirde binaların uğrayabileceği zarardan idarenin mesul olamayacağını, atık su parsel bacası ile kanalizasyon şebekesi arasındaki bağlantı kanalının bakım ve işletmesinin taşınmaz sahibinin sorumluluğunda olduğunu, gayrimenkul bodrum katlarının döşeme kotu, şebeke kanalındaki, en yüksek su seviyesi kotunun altında kalıyor ve kanalizasyona kendiliğinden akış sağlamıyorsa bu gibi düşük kotlu binaların bodrum katlarının atık suları idare tarafından onaylı uygun bir pompaj sistemi ile parsel çıkış bacasına yükseltilir denildiğini, binanın eski olması nedeni ile … görüşünün olmadığını, bina rabıt bağlantısı arızalarından dolayı … nin rabıt bağlantısını yenilediğini, binanın drenaj sistemi, izolasyon ve pompaj sistemi bulunmadığı ve belirtilen adrese ilişkin başkaca hasar bildirimine de kayıtlarda rastlanılmadığını, hasara konu, işyerinin açma ve çalıştırma ruhsatının bulunmadığını, yağmur suyu kanallarının ilgili belediyeye ait olduğunu, hasara maruz kalan binanın inşaat tekniğine aykırı yapılması nedeni ile doğacak hasar ve zarardan idarenin sorumlu olamayacağını, binanın iskanının olup olmadığının ilgili belediyeden sorulmasının gerektiğini beyan ederek haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “… Bakırköy 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/71 D.iş sayılı dosyası, davalı ticari defter ve kayıtları, yapılan keşif, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi kök ve raporları ve tüm dosya kapsamından; davacıya ait porselen sofra mutlak eşyaları kiralamış olduğu binanın bodrum katında yağış sonucu yetersiz kalan kanalizasyon şebekesinden iş yeri giderinin geri tepmesi nedeniyle zararın meydana geldiği, davalı …’nin denetim görevini gereği gibi yerine getirmemesi yanı sıra, her şartta tahliye sağlayan şebeke ağını hizmete sunması gerektiği, tesisin kötü yapılanmasından muhafazasından, tahliyenin yeterli yapılamamasından dolayı …’nin %50, tasdikli projesinde bodrum katı sığanak iken, projesine aykırı olarak depo haline getirerek hiçbir tedbir alınmadan kiraya verilmesi nedeniyle bina sahibinin %50 kusurlu olduğu, yapılan mali inceleme ile davacı defterleri ve Bakırköy 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/71 D.İş sayılı dosyasından da tespit olunduğu üzere, davacının zararının toplam miktarının 294.973,09-TL olup, yarısı olan 147.486,54-TL’den …’nin sorumlu olduğu anlaşılmakla, … yönünden davanın kabulüne, davalı Büyükşehir, eylem ve oluşan zarar arasında illiyet bağı bulunmadığından bu davalı yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar …” gerekçesiyle, davalı … yönünden kısmen kabul, davalı İBB yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine kararı verilmiştir. Verilen karara karşı davacı ve davalı … vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; %50 kusur oranının hatalı olduğunu, iskinin tüm zarardan kusursuz sorumlu olduğunu öne sürerek talepleri gibi davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde; binanın yan cephe sokaklarının mahalli belediyenin sorumluluğunda olduğunu, atık suyun geri gelmemesi için gerekli tertibattan bina sahibinin sorumlu olduğunu, idarenin sorumluluğu bulunmadığını, zararla illiyetlerinin bulunmadığını, belirlenen zarar miktarının fahiş olduğunu, ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede; Dava, haksız eylem sebebiyle uğranılan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir. Tarafların istinaf sebepleri yönünden yapılan inceleme: Zararın davalının sorumluluğunda bulunan atık su kanalının yetersizliği sebebiyle, aşırı yağış sonrası taşması sonucu meydana geldiği, ayrıca binanın atık su bağlantısının yasa ve yönetmeliklere uygun şekilde atık su kanalına bağlı olduğu, binanın geri tepmeyi engelleyici sisteminin bulunmadığ bilirkişi raporu ve dosya kapsamındaki yazılarla sabit olup dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu kapsamda ilk derece mahkemesince ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda sığınak olan yerin, geri tepmeyi önleyici tertibat kurulmadan davacıya kiralanmasında bina sahibine %50 kusur, atık su kanalının yetersizliği nedeniyle davalı …’ye %50 kusur atfetmesinde isabetsizlik bulunmamakta olup taraf vekillerinin bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde değildir. Davalı vekili her ne kadar davalı …’nin kusursuz sorumlu olduğunu, davalı vekili ise illiyet bağının kesildiğini ileri sürmüş iseler de; davalı BK hükümleri çerçevesinde davalı kusuru oranında zarardan sorumlu olup, geri tepme tertibatının bulunmaması da tesisatının yetersiz olduğu anlaşılan davalı … açısından illiyet bağını kesmez. Bu husus emsal yargıtay kararında da ” Binanın geri tepmeyi engelleyici sisteminin bulunmaması tesis sahibi olan davalının BK 58. maddesi hükmüne göre zarardan sorumluluğuna ilişkin illiyet bağını ortadan kaldırmaz ise de; sigortalının davranışları -binada geri tepmeyi önleyici önlemlerin bulunmaması gibi- zararın artmasına etken olup 818 Sayılı BK 43 ve 44. maddeleri gereği davacının (sigortalının) müterafık kusuru dikkate alınarak tazminattan belirlenecek oranda indirim yapılması mümkün olabilir.” (Yargıtay 17.Hukuk Dairesi 2018/6398 E – 2020/3595 K)şeklinde ifade edilmiştir. Bu yönü ile taraf vekillerinin istinaf talepleri yerinde görülmemiştir. Davalı vekili tazminatın fahiş hesaplandığını ileri sürmüş ise de; davacının zarardan sonra hasar tespiti yaptığı, alınan bilirkişi raporu ile de bu tespitin uyumlu olduğu hükme esas alınan hesabın dosya kapsamı ile uyumlu olduğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davacı vekili ile … vekilinin istinaf talepleri yerinde görülmemiş olup istinaf taleplerinin HMK 353/1-b.1 uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usul ve yasaya uygun olan ve başlıkta yazılı bulunan İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/469 Esas – 2018/627 Karar sayılı mahkeme kararına yönelik davacı vekili ile … vekilinin istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacının istinaf başvurusu reddedildiğinden, peşin alınan 2.543,00-TL harcın Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 54,40-TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 2.488,60-TL harcın istek halinde mahkemesince davacıya iadesine, 3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 10.074,80-TL istinaf karar ve ilam harcından yatırılan 2.518,50-TL’nin düşümü ile eksik kalan 7.556,30-TL harcın istinaf eden davalı …’den tahsili ile Hazineye gelir kaydına, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Yasa yoluna başvuran davacı ve davalı … tarafından yapılan giderlerin üzerilerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın değişik 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/10/2020