Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/2004
KARAR NO: 2020/901
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/03/2018
NUMARASI: 2014/852 – 2018/197
DAVANIN KONUSU: Tüketiciyi Koruma Kanunundan Kaynaklanan
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/10/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı temsilcisi dava dilekçesinde; davacının davalı ile geçmişe dayalı ticaretlerinin söz konusu olmadığını, fakat sağlayıcı … 2002 senesinden beri her gün sözlü telefonlar gerekse e-posta ile ” Gelin size araç verelim. Şartlarımız uygundur. Kredi geri dönüşünde şeffafız” beyanları üzerine imalatçı kreditör kuruluş … garantörü bayisi … üzerinden 48 adet bono bileşiliğinde standart bir sözleşme eşliğinde … nolu protokol ile bir araç aldıklarını, ek Rehin olarak … plakalı … 1997 model çekici ek rehin olarak verdiklerini, kredinin riskinin 0 olduğunu, satın alınan araçta rehinli aracın üst yapı dahil maliyetinin 173.500.-TL olduğunu, ödenen bürüt rakamın dava tarihine kadar 105.000.-TL olduğunu, aracın kasko bedelinin üst yapı dahil 104.500.-TL olduğunu, davalı tarafın protokole dayalı borcu devamlı sekteye uğratarak asılsız alacak takipleri ile muaacceliyet hakkını doğurmak için elinden gelen her türlü çirkefliği yaptığını, ekonomik olarak davacı şirketin zor durumda olduğunu belirterek İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasındaki takibin işbu dava sonuna kadar durdurulmasını, ek rehinli olan … plakalı çekici üzerinde bulunan yakalamalı hacizin kaldırılmasına, pasif haczin devamına ve rehin şerh kaldırıp bir an önce satıp davalı tarafa borç ödenmesi için rehnin kaldırılmasına, itibar – i- iade söz konusu olup bunun için Türkiye genelinde günlük trajı 150.000 den fazla olan ulusal bir gazete kanalı ile davacıya yapılan haksızlığa istinaden özür dilenmesine, davalıya borcu olan Mart 2010 a kadar ödenecek toplam 64.600-TL borcun gecikme faizi alınmadan aracın 2009 kasko bedeli üzerinden iade alınıp öncelikle alacağının mahsup edilmesini ve diğer park ücreti mtv borçlarının mahsubuna karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince verilen süre sonrasında, davacının taleplerini açıklamaya yönelik vermiş olduğu dilekçede; usulsüz icra takibine konu olan İstanbul … İcra dairesinin … sayılı dosyası ile asılsız alacak takibi söz konusu olan İstanbul … İcra dairesinin … sayılı dosyası ile İstanbul … İcra dairesinin … sayılı dosyalarında firmalarının ve müteselsil borçlu … adına kayıtlı bulunan tüm araçların yakalamalı haciz ile bağlandığını ve trafiğe çıkamamış dönemlere ait kazancı ile kısmi MTV zorunlu trafik poliçe ve kasko giderleri, yediemin ücretleri ve sair giderlerin davalı tarafından tahsil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; Çorlu Tüketici Mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi ardından Çorlu Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından yetkisizlik kararı verilmesi ile mahkememize gönderilen iş bu davanın yargılama giderlerinden olan vekalet ücretlerini tahsil edebileceği bir mal varlığı olmadığı gibi davacıya ulaşılabilecek bir adresede vakıf olmadıklarını, davanın delillerininde tamamen hukuka uygun olarak yapmış oldukları takip ve dava dosyalarına dayandığını, bu davaların bir kısmının kesinleşmiş bir kısmının ise halen derdest olduğunu, mahkemece bunların tekrar inceleme konusu yapılamayacağını, haksız olarak ikame edilmiş olan bu davanın öncelikle usulden mahkeme aksi kanaatte ise esastan reddine karar verilmesini savunmuştur. İlk derece mahkemesince; “Açılan dava araçlar üzerine konan haksız hacizler nedeniyle uğranılan zarara ilişkin maddi tazminat istemidir. Taraflar arasında “Otomotiv Ürünleri Kredi ve Rehin Sözleşmesi” imzalanmış, davacı şirketçe ödemeler sürekli aksatıldığı için ödemelerin tahsili amacıyla davalı şirket icra takibinde bulunmuştur. Dava konusu edilen 3 ayrı takip dosyası olan İstanbul … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, İstanbul … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ve İstanbul … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyalarıdır. Takip dosyalarında davalı şirketçe alacağın tahsiline yetecek miktardan daha fazla davacı şirketin aracın haciz ve muhafaza işlemi yapıldığı, yasa ve usule uygun ayrıntılı ve denetime açık 10/04/2017 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alınabileceği, bu raporda ayrıntılı olarak belirlenen şekilde İstanbul … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davacının zararının 21.750,00TL ve İstanbul … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 1.500,00TL olduğu, İstanbul … İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında ise diğer 2 takip dosyasında aynı araçlar üzerine haciz işlemi yapıldığından bu icra dosyası yönünden davacının zararının kanıtlanamadığı ve davacının toplamda 23.250,00TL zararının bulunduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne” karar verilmiştir. Verilen karara karşı davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Yetkisizlik kararı sonrasında süresinde gönderme talebinde bulunmadığı için dava hakkında açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, mahkeme ara kararlarında davacıya talebini açıklamak üzere 3 defa süre verilmesine rağmen, HMK 119.maddeye aykırı dilekçe sunması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, talebin zaman aşımına uğradığını, zararın ispat edilemediği ve ticari defterleri incelemeden yapılan hesabın karara emsal alınamayacağını, usulüne uygun hacizlerin yapıldığı ve taşkın haczin bulunmadığını, en fazla 3 aracın yakalanması nedeniyle ölçülü haciz yapıldığını, ayrıca taşkın haciz hususunun icra muamelesini şikayet yoluyla icra mahkemesince denetlenmesi gerekeceğinden, bu davanın konusunun yapılamayacağını, davacının tacir olması nedeniyle basiretli iş adamı gibi davranmadığı ve kendisinin de müterafik kusurunun bulunduğunu, bu nedenle kendi kusuruna dayanamayacağını, davacının borcunun henüz devam etmesi nedeniyle herhangi bir haksız ve taşkın haciz işleminin bulunmadığını belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : İstinaf sebepleri ile bağlı kalınarak yapılan incelemede: Dava: haksız haciz nedeniyle meydana gelen tazminat istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki imzalanan sözleşme kapsamında davalının sağlamış olduğu krediye yönelik olarak yapılan takipler nedeniyle hem satılan araç ve hem bu borcu temin amacıyla rehin gösterilen araç ile davacının ve şirket yetkilisinin araçlarına konulan hacizler nedeniyle davacının zarara uğradığı iddiasıyla açmış olduğu davada, mahkemece son alınan 10/04/2017 tarihli bilirkişi heyet raporuna göre davanın kısmen kabulüne karar verildiği ve bu kapsamda 23.250,00-TL kabul edilmişse de, davalı vekilinin istinaf dilekçesinde bildirmiş olduğu 1 nolu istinaf sebebi bakımından yapılan incelemede, ilk derece mahkemesi kararından sonra davacının gerekçeli karar yazılmadan önce gönderme talebine ilişkin dilekçesinin süresinde ve usulüne uygun olduğu, amacının karar yazıldıktan sonra bir an evvel dosyanın gönderilmesi iradesini içerdiği, bu yönüyle gerekçeli karar yazılmadan dosyanın gönderilmesine ilişkin irade bildirilmesinde herhangi bir hukuka aykırılığın bulunmadığı, ayrıca bir kısım alacağa yönelik yapılan icra takiplerinde en son haczin 20/07/2009 tarihinde yapılmış olması nedeniyle dava tarihi olan 03/11/2009 tarihine kadar zaman aşımı süresinin geçmemiş olduğu; her ne kadar davacı tarafça dilekçesindeki ilk talebi ile dilekçe açıklamaya ilişkin sunmuş olduğu bir kısım dilekçeler ve talepler göz önünde bulundurulduğunda mahkemenin vermiş olduğu ara karar sonrasında HMK31.madde gereğince yapılan açıklamalarda davacının talebinin söz konusu yapılan hacizler nedeniyle uğramış olduğu zararların tazmini olduğu yönündeki açıklamalar da göz önünde bulundurularak, buna yönelik istinaf talebinin de yerinde olmadığı, davacının talebinin takip konusu borçlar nedeniyle ticari faaliyet konusunun yerine getirilmesine ilişkin araçların yakalanması nedeniyle haksız yapılan hacizlerden kaynaklı ticari faaliyetin yerine getirilmemesinden dolayı uğranılan zarara ilişkin olduğu anlaşılmakla, Davacının iddiası taşkın haciz yapıldığı, bu nedenle ticari faaliyetinin yerine getirilememesi nedeniyle zarara uğradığını belirtmiş ise de, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında borç alacak ilişkisinin bulunduğu ve araç satışından kaynaklı olarak davacının davalıya borçlu olduğu, bu hususta sunmuş olduğu dilekçelerindeki beyanı ile de, borcun varlığının kabul edildiği, alacaklı olan davalı tarafça borcun tahsili yönüyle davacı adına kayıtlı varsa araçların haczi bakımından icra dosyasına talepte bulunmasının hukuki hakkı olduğu, davacının bu dosyada iddia etmiş olduğu taşkın haciz itirazı bakımından ise ilgili icra hukuk mahkemesine başvurarak şikayet konusu yaparak varsa taşkın haczin kaldırılabileceği, buna rağmen davacının bu yola başvurmayıp, davalı ile harici anlaşma yolu aradığı, davalı tarafından icra takip dosyasındaki yapılan hacizlerin haksız nitelik taşımadığı, bu nedenle haksız eylem bulunmadığı göz önünde bulundurularak, davacının tazminat talep edemeyeceği kanaatine varılmış olup, ilk derece mahkemesince davanın kabulü yönündeki değerlendirmenin yerinde olmadığı anlaşılmakla, ilgili kararın HMK 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına ve davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A-)Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 06/03/2018 tarih, 2014/852 Esas 2018/197 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b/2.maddesi gereğince yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, yeniden hüküm oluşturularak; 1-Davanın REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 54,40-TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 3.335,55-TL ile bakiye yatırılan 17,15-TL harçtan mahsubu ile kalan 3.298,30-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettiğinden yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 3.400,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, 5-Yargılama sırasında gider avansı yatırılması halinde arta kalan kısmın yatıran tarafa iadesine, B- İstinaf incelemesi bakımından ; 1-Davalı tarafından peşin yatırılan 397,05-TL istinaf karar ve ilam harcının, istem halinde kendisine iadesine, 2-Dosya üzerinden inceleme yapılması nedeniyle avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 3-İstinaf aşamasında istinaf yasa yoluna başvuran taraflarca yapılan giderlerin takdiren üzerlerinde bırakılmasına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, 5-HMK’nın 359. Maddesinin 3. fıkrası gereği kararın taraflara tebliği işlemi ile 302. maddesinin 5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi 15/10/2020