Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2018/1728 E. 2020/274 K. 04.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1728
KARAR NO : 2020/274
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/06/2018
NUMARASI : 2015/1203 – 2018/691
DAVANIN KONUSU: Haksız İhtiyati Tedbirden Kaynaklanan Tazminat
BİRLEŞEN 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2016/690 E. SAYILI DOSYASI
DAVANIN KONUSU: Adam Çalıştıranın Sorumluluğuna Dayalı Tazminat
KARAR TARİHİ: 04/03/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından Bakırköy 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/6 E. (Eski Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2008/488 E.) sayılı dava dosyası ile müvekkili aleyhine tasarrufun iptali davası açıldığını, açılan davada ihtiyati tedbir talebi üzerine mahkemece taşınmaz üzerine tedbir konulduğunu, müvekkili tarafından …Bankasına ait 100.000,00 TL ve … AŞ’ye ait 119.000,00 TL tutarında teminat mektupları sunularak tedbir kararının kaldırıldığını, yapılan yargılama sonucunda tasarrufun iptali davasının icra takibinin kesinleşmemesi nedeniyle reddedildiği, kararın Yargıtay’ın onaması üzerine kesinleştiğini, müvekkili şirketin davalı tarafa borcu olmamasına rağmen teminat mektupları için bankalara ödediği ücret ve komisyon nedeni ile zarara uğradığını belirterek, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000 TL tazminat olarak teminat mektupları için bankalara ödediği ücret ve komisyonun ihtiyati haciz kararından itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin tedbir kararını veren mahkeme olan Bakırköy 14.Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, bu nedenle davanın yetki yönünden reddi gerektiğini, davaya konu çeklerin davacının çalışanı … tarafından imzalandığını, bu durumun … emniyet ve ağır ceza mahkemesindeki beyanları ile ikrar edildiğini, çeklerin davacı … temsile ve imzaya yetkili kişi tarafından imzalandığını, bu nedenle davacı şirketin TBK’nın 66. Maddesindeki adam çalıştıranın sorumluluğu çerçevesinde sorumlu olduğunu, davacının tazminat talep etmesinde haksız olduğunu belirterek, davanın öncelikle yetki yönünden reddine, aksi taktirde esastan reddine karar verilmesini istemiştir. Birleşen davada, davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin dava dışı …. San. Tic. Ltd. Şti ile akdettiği faktoring sözleşmesi gereğince 30/04/2008 keşide tarihli 55.000,00 TL bedelli, 10/05/2008 keşide tarihli 55.000,00 TL bedelli, 15/05/2008 keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli, 20/05/2008 keşide tarihli 47.500,00 TL bedelli çeklerin çek teslim bordrosu ile müvekkili şirkete verildiğini, söz konusu çeklerin davalı … Sanayi Ve Ticaret AŞ. tarafından düzenlendiğini, davalı tarafından keşide edilen 4 adet çekin bankaya ibraz edildiğinde karşılıksız çıkması nedeniyle İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/479 D. İş sayılı ihtiyati haciz kararı ile keşideci ve cirantalar aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra dosyası üzerinden takip başlattıklarını, davalının icra takibine çeklerdeki imzanın şirket yetkililerine ait olmadığı gerekçesi ile itiraz ettiklerini, davalının İstanbul 40. Asliye Ticaret Mahkemesinde (dava tarihi 28.03.2008) menfi tespit davası açtıklarını, açılan davanın 2011/47 E. 2011/144 K. sayılı kararı ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra dosyasına borçlu olmadığı tespit edilerek kabul edildiğini ve kararın Yargıtay onaması üzerine kesinleştiğini, davaya konu çeklerin davalının çalışanı … tarafından imzalandığını ve TBK’nın 66. maddesi kapsamında sorumlu olduğunu belirterek, açmış oldukları tasarrufun iptali davası, davalı tarafça açılan menfi tespit davası nedeniyle yapmış oldukları masraflar nedeniyle şimdilik 50.000,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline, aralarında hukuki ve fiili irtibat bulunması nedeniyle bu davanın İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1203 E dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama soncunda; “asıl davanın kabulü ile 39.722,54 TL tazminatın Bakırköy 14. ATM’nin 2013/6 E. sayılı ihtiyati haciz kararının alındığı 06/06/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen davanın reddine” karar verilmiştir. Karara karşı davalı-birleşen davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.Davalı/birleşen davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece verilen kararların gerekçelendirilmeden hüküm tesis edildiğini, taleplerinin yerel mahkemece değerlendirilmediğini, eksik inceleme yapılarak karar verildiğini, bilirkişi raporuna karşı haklı itirazlarının mahkemece dikkate alınmadığını, müvekkilinin uğramış olduğu zarara ilişkin iddia ve taleplerinin bilirkişi raporunda yer almadığını, mahkemece salt davacı tarafın iddia ve savunmaları dikkate alınarak karar verildiğini, davaya konu çeklerin davacı tarafın imzaya yetkili çalışanı tarafından imzalandığını ve bu sebeple adam çalıştıranının sorumluluğu çerçevesinde TBK m.66 gereğince davacının sorumlu olduğunu, mahkemece bu konuda değerlendirme yapılmadığını, bu sebeple asıl ve birleşen davada verilen kararların kaldırılmasına, asıl davanın reddine, birleşene davalarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Asıl dava, haksız ihtiyat tedbir dolayısıyla davacı tarafça verilen teminat mektupları için ödenen ücret ve komisyon miktarının tazminine ilişkin maddi tazminat talebine; birleşen dava ise, davalı/birleşen davacının yapmış olduğu dava masraflarına ilişkin zararın tazminine dair maddi tazminat talebine ilişkindir. Mahkemece asıl davanın kabulüne birleşen davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davalı/birleşen davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Asıl davada, davacı şirketin maddi tazminat talebine dayanak olan …Bankasına ait 100.000,00 TL ve … AŞ’ye ait 119.000,00 TL tutarında teminat mektuplarının verildiği, davalı şirketin davacı aleyhine açmış olduğu Bakırköy 14. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/6 E. (Eski Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2008/488 E.) sayılı tasarrufun iptali davasının davacı lehine olacak şekilde reddedildiği ve kararın kesinleştiği tespit edilmiştir. Söz konusu bu davada 06/06/2008 tarihinde tensiben iptale konu taşınmaz olan, İstanbul ili … İlçesi …. … parsel sayılı taşınmaza ihtiyati tedbir konulmuş olup, davacı tarafça tazminata konu teminat mektupları sunulmuştur. Yerel mahkemece, taraflar arasında görülüp davacı lehine karara bağlanan İstanbul 40. Asliye Ticaret Mahkemesi 2011/47 E. sayılı dava dosyası, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyasının celp edildiği, İstanbul 40. Asliye Ticaret Mahkemesi 2011/47 E. sayılı dava dosyasına konu olan davacı şirketin davalı şirkete borcu olmadığına dair menfi tespit davasının Yargıtay denetiminden geçerek Yargıtay 19. HD. 31/03/2013 tarihinde kesinleştiği tespit edilmiştir. Yerel mahkemece … ve … AŞ’ye müzekkere yazılarak dava konusu teminat mektupları nedeni ile ödenen faiz ve komisyon bedelleri sorulmuş, bankalarca verilen cevap üzerine gönderilen bedel dökümleri üzerinde ve tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak davacının haksız ihtiyati haciz nedeniyle sunmuş vermiş olduğu teminat mektuplarından kaynaklı maddi zararının 39.722,54 TL olduğu bilirkişi tarafından tespit edilmiştir. Asıl dava hakız ihtiyati haciz nedeniyle uğranılan maddi zararın tazmini talebine yöneliktir. 2004 sayılı İİK’nın 259/1.maddesinde ihtiyati haczin haksız çıkması halinde, borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğradıkları bütün zararlardan alacaklının sorumlu olduğu düzenlenmiştir. İhtiyati haciz haksız ve bundan maddi zarar doğmuşsa, alacaklı kusurlu olmasa dahi, zarar görene maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Haksız ihtiyati haciz koyduran alacaklının maddi tazminat yönünden kusursuz sorumluluğu bulunmaktadır.(Yargıtay 4.HD 2016/472 E. 2016/4122 K.) İhtiyati haciz kararı davacı aleyhine olacak şekilde icra edilmiş olup tasarrufun iptali davasına konu edilen taşınmaz için verilmiştir. Davacı, teminat mektupları için komisyon ücreti ve faiz ödemekle zarara uğramış olup, İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı icra dosyasına dayanak yapılan alacaktan dolayı davacının borçlu olmadığı mahkeme kararı ile kesinleşmiş olduğu için zarar ile hakız ihtiyati haciz arasında uygun illiyet bağı da tespit edilmiştir. Asıl dava konusu somut olayda davacının davalı tarafa borçlu olmadığı, davacı tarafın yöneticisi olan kişinin imzasının taklit edilerek sahte imza atıldığı, 30/04/2008 keşide tarihli 55.000,00 TL bedelli, 10/05/2008 keşide tarihli 55.000,00 TL bedelli, 15/05/2008 keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli, 20/05/2008 keşide tarihli 47.500,00 TL bedelli çekleri sahte olarak imzalayan kişinin ceza davası ile mahkum olduğu, sahte çekleri keşide eden kişinin … olduğu ve bu kişinin de davacı şirketin almış olduğu 25.03.2008 tarihli karar gereğince şirketi imza ve temsil yetkisinin sona erdiği tüm dosya kapsamından anlaşılmıştır. Taraflarca verilen dilekçelerde de belirtildiği üzere teminat mektuplarının verildiği Bakırköy 14. ATM’nin 2013/6 E sayılı dava dosyasının davalı aleyhine reddedildiği ve uygulanan ihtiyati haczin hukuki dayanağı olmadığı tespit edilmiştir. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesinde davacı tarafından verilen teminat mektupları nedeniyle uğramış olduğu zararın miktarı bankalarca gönderilen komisyon ücreti ve faiz yönünden tespit edilmiş olup davacı tarafça dava ıslah edilerek mahkemece rapor doğrultusunda maddi tazminat talebinin kabul edilmesi yerindedir. Davacı taraf asıl davada haksız ihtiyati haciz dolayısıyla zararı ve miktarını ispat etmekle davasının kabulü gerekmektedir. Davalı tarafça asıl davanın reddi yönündeki istinaf gerekçesi belirtilen sebepler doğrultusunda kabul görmemiştir. Birleşen dosyada davacı-davalı taraf, aleyhlerine açılan menfi tespit davası ile taraflarınca açılan tasarrufun iptali davası sebebiyle yapmış oldukları masraflara karşılık 50.000,00 TL maddi tazminat talebinde bulunmuş ve davasının adam çalıştıranın kusursuz sorumluluğu esasına dayandırmıştır.Davalı-birleşen davacı tarafın birleşen dava yönünden istinaf gerekçesi yerel mahkeme kararının gerekçelendirilmediği ve talepleri dikkate alınmadan düzenlenen bilirkişi raporuna göre karar verildiği noktasında toplanmaktadır. Yerel mahkeme kararının gerekçesine bakıldığında, birleşen dava yönünden İstanbul 40. Asliye Ticaret Mahkemesi 2011/47 E. sayılı dava dosyasında davacı … İnşaatın menfi tespit davasının kabul edildiği ve kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği nedenine dayalı olarak red kararı verildiği görülmüştür. Yerel mahkeme kararlarında HMK’nın 297/1.c bendine göre, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller yazılmalı, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi neticesinde sabit görülen vakıalarla, bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin neler olduğu gerekçeleri ile birlikte yer almalıdır. İlk derece mahkemesinin birleşen dava yönünden sadece menfi tespit davasının kabul edildiği sebebine dayanılmış olması karşısında HMK’nın 297/1-c maddesine uygun bir karar verildiğinden bahsedilemeyecektir. Davalı-birleşen davacı vekilinin buna ilişkin istinaf talebi yerinde olduğundan HMK’nın 353/1.b-2 maddesi gereğince birleşen dava yönünden kararın gerekçesi düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmektedir.Her ne kadar davacı-birleşen davalı vekilince birleşen davaya karşı sunulan cevap dilekçesinde zaman aşımı def’inde bulunulmuş ise de, ilk derece mahkemesince bu def’i yerinde görülmemesine rağmen davacı-birleşen davalı tarafça buna dair bir istinaf başvurusunda bulunulmadığından, HMK’nın 355.maddesi gereğince istinaf sebepleri ile bağlı bulunulduğundan Dairemizce zaman aşımı def’i bakımından bir değerlendirme yapılamayacaktır.Birleşen dosyada talep edilen, menfi tespit ve tasarrufun iptali davası yapıldığı iddia edilen masraflara ilişkin tazminat talebi doğrudan ya da dolaylı zarar kapsamında olmayıp, ayrı bir dava ile talep edilmeleri mümkün değildir. O davalara ilişkin yargılama giderlerinin yine o davalarda hükme bağlanması, davalı-birleşen davacı vekilince buna dair bir eksiklik görüldüğü takdirde de o davalara karşı bu bakımdan kanun yollarına başvurulması gerekmektedir. Birleşen davanın bu gerekçe doğrultusunda reddine karar vermek gerekmiştir.Açıklanan nedenlerle, yerel mahkemenin asıl dava yönünden kararının kanuna uygun olduğu, delillerin tartışılması ve gerekçelendirilmesinde bir eksiklik bulunmadığı, ancak birleşen dava bakımından verilen ret kararı gerekçesinin hatalı olduğu anlaşılmakla, davalı-birleşen davacı vekilinin istinaf talebinin; asıl dava bakımından HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, birleşen dava yönünden ise HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince usulen kabulü ile birleşen davaya ilişkin ret kararının gerekçesi yukarıda şekilde düzeltilmek suretiyle yeniden esas hakkında davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı-birleşen davacı vekilinin asıl dava bakımından istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Davalı-birleşen davacı vekilinin birleşen dava yönünden istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince USULEN KABULÜ ile, İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/1203 Esas – 2018/691 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca GEREKÇESİNİN DÜZELTİLEREK; a)ASIL DAVA YÖNÜNDEN a1-Davanın kabulü ile 39.722,54 TL tazminatın Bakırköy 14. ATM ‘nin 2013/6 esas sayılı ihtiyati haciz kararının alındığı 06/06/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, a2-Alınması gerekli 2.713,45 TL karar ve ilam harcından peşin alınan (peşinde 85,39 TL + ıslahta 593,00 TL ) toplam harcın düşümü ile eksik kalan 2.035,06 TL eksik harcın davalıdan tahsili ile Maliyeye gelir kaydedilmesine, a3-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden kabul üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap ve taktir olunan 4.719,48 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, a4-Davacı tarafça yapılan ( 85,39 TL peşin harç + 593,00 TL ıslah harcı + ilk masraf 31,80 TL + bilirkişi ücreti 750,00 TL + 155,75 TL posta masrafı ) toplam 1.615,94 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, b)BİRLEŞEN İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAH. 2016/690 ESAS 2016/591 KARAR SAYILI DOSYA YÖNÜNDEN b1-Birleşen davanın reddine, b2-Alınması gerekli 35,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 853,88 TL’den mahsubu ile artan 817,98 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,b3-Davalı taraf vekille temsil olunmakla red üzerinden hesaplanan karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince hesap ve taktir olunan 5.850,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, b4-Davacı tarafça yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına.c-Taraflarca yatırılan gider avansından geriye kalan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,3-Davalı-birleşen dava davacısının asıl davaya yönelik istinaf başvurusu reddedildiğinden alınması gerekli 2.713,44-TL istinaf karar harcından yatırmış olduğu 678,36-TL istinaf karar harcının mahsubuna, bakiye 2.035,08- TL istinaf karar harcının davalı-birleşen dava davacısından tahsiline, 4-Davalı-birleşen dava davacısının birleşen davaya yönelik istinaf başvurusu kabul edildiğinden yatırmış olduğu 35,90-TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, 5-Davalı-birleşen dava davacısı tarafından ayrı ayrı yatırılan 98,10’ar TL istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının Hazineye gelir kaydına, 6-Davalı-birleşen dava davacısının birleşen davaya yönelik istinaf istemi kabul edildiğinden buna yönelik yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacı-birleşen dava davalısından alınarak, davalı-birleşen dava davacısına verilmesine, 7-Davacı-birleşen dava davalısı tarafından yatırılan gider avansından karşılanan 40,00-TL istinaf posta giderinin davalı-birleşen dava davacısından tahsili ile davacı-birleşen dava davalısına verilmesine, 8-Davalı-birleşen dava davacısı tarafından ayrıca yatırılan istinaf gider avansı bulunmadığından, iade konusunda karar verilmesine yer olmadığına,9-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,10-HMK’nın 359. Maddesinin 3. fıkrası gereği kararın taraflara tebliği işlemi ile 302. maddesinin 5. fıkrası gereği harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yapılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, asıl dava yönünden HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin, birleşen dava yönünden HMK’nın 361/1 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’a temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/03/2020