Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2018/1432 E. 2019/1475 K. 16.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1432
KARAR NO : 2019/1475
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/03/2018
NUMARASI : 2017/157 – 2018/247
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/10/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davada her iki tarafın da tacir olduğunu, davaya konu manevi tazminat istemi ticari bir sebebe dayandığını, davalının yerleşim yerinin İstanbul Adliyesine bağlı Esentepe semtinde bulunduğunu, dolayısıyla davanın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinde açma gereği doğduğunu, davalı ….’nin 22/11/2016 tarihinde İstanbul 16. İcra Ceza Mahkemesi’nde 2016/388 Esas sayılı dosya ile haksız ve yersiz olarak karşılıksız çek ile ilgili şikayet davası açtığını, davalı tarafın davasını … AŞ adına açarken şirket yetkilileri olarak … ve müvekkil …, …, …’ın isimlerini sanık olarak gösterdiğini, bu davayı ticari itibarlarını zedelemek için açtıklarını, davaya konu karşılıksız çıkan çekin … TAŞ nin Şişli şubesine ait 9115316 seri numaralı 31/08/2016 keşide tarihli 21.250,00TL bedelli bir çek olduğunu, söz konusu çekin keşidecisinin …AŞ olduğunu, müvekkillerinin bu şirketle herhangi bir ticari ilişkisi olmadığı gibi çekin üzerinde herhangi bir imzalarının da bulunmadığını, davalı … aş 21.250,00TL bedelli çekin keşidecisi olan …AŞ nin imza sirkülerini çekin üzerindeki imzasını ve işbu çekin ödenip ödenemeyeceği ile ilgili istihbaratını yapmakta ve çeki muteber gördüğü için çeki kabul etmekte olduğunu, davalı … müvekkillerinin çeki veren keşideci …AŞ ile hiçbir ilgisi olmadığı açık olduğu halde sırf ızrar etmek için müvekkillerinin ismini sanık olarak geçirdiğini, bu nedenlerle davanın kabulünü, müvekkil … için 20.000TL, müvekkil … için 20.000TL, müvekkil … için 20.000TL olmak üzere davalının toplam 60.000,00TL manevi tazminat ödemesini, tüm yargılama gideleri, masraf ve vekalet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin müvekkil şirkete tebliğinin usulsuz olduğunu, tebliğ mazbatasına bakıldığında aynı adreste muhattabın daimi çalışanına tebliğ şeklinde tebliğ kaşesi basıldığını, tüzel kişilerde tebligatı almaya salahiyetli mümessiller işyerinde ise memur ve müstehdamlara tebligat yapıldığını, bu nedenle posta memurunun önce yetkiliyi sorması, yetkili kişinin o saatlerde nerede olduğunu tespit etmesi gerektiğini, dağıtım saatleri içerisinde tebligatı almaya yetkili kişi bulunmadığının tespiti halinde bu durum açıklamalı olarak tebligat parçasında yazıldıktan sonra ancak daimi çalışana tebligat yapılabileceğini, işbu davanın karşılıksız kalan çek hakkında başlatılan karşılıksız çek şikayeti davasında, karşılıksız kalan çekte keşideci bulunan …Tic. A.Ş.’nin yetkilerinin belirlenirken, dava dilekçesini hazırlayan avukat tarafından sehven …San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin yetkilisi olan davacılar …, …, …’ın adlarının da şikâyet edilen olarak yazılmasından kaynaklandığını, davacıların kendilerinin isimlerinin karşılıksız çek şikayeti dilekçesine kasten yazıldığı iddiası ile huzurdaki davayı açmış olup bu husus gerçek dışı olduğunu, …Tic. A.Ş.’nin ünvanı ticaret sicil gazetesinde … olarak aratıldığında ….San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin de gazetelerinin listelenmiş olması nedeniyle sehven bu gazetelerde bulunan yetkililer (işbu dosyadaki davacılar) de dilekçeye yazılmış olduğundan ortada kasten yapılmış bir durum olmadığını ve bu yanlışlığın farkedilmesi üzerine tarafınca davacılar yönünden şikayetten vazgeçilmiş olup davacı vekilinin dilekçesinde belirtmiş olduğu gibi kötüniyetli ve kasten davacıların ticari itibarını zedelemek amacı ile şikayet davalarının açıldığı iddiası tamamen gerçek dışı olduğunu, soyut iddiadan öteye geçemediğini, bu nedenlerle usul ve yasaya aykırı, kötüniyetle açılan davanın reddini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin de karşı tarafa tahmilini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince; “… davalı şirketin tahsili istemiyle hareket ettiği çek keşidecisinin … Anonim Şirketi olmasına rağmen davacıların yetkilisi olduğu … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin davalı şirket tarafından muhatap alındığı, bu kapsamda davacıların anılı icra ceza dosyaları kapsamında davalı tarafça şikayet edildiği, her iki şirketin ticaret unvanlarının birbirine benzer olması nedeniyle davacı tarafın daha evvel de dava dışı kent factoring şirketi tarafından başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası kapsamında, ihtiyati haciz kararının infazı için gelinen adreste haciz işlemi ile karşı karşıya kaldığı, haciz mahallinde bulunan şirket yetkilisi …’ın dosya borçlusu ile ilgililerinin bulunmadığı itirazını yönelttiği, haciz mahallinde bulunan alacaklı taraf ile davalı tarafın ayniyet göstermediği ve alacaklı vekilinin avukat … olduğu görülmekle iş bu davanın davalı tarafı ile bağlantısının kurulamadığı, ayrıca dava tarihinden önce icra ceza mahkemelerinde derdest olan davalar kapsamında davalı tarafça şikayetin geri alındığı, savcılık dosyası kapsamında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, tüm bu hususlar nazara alındığında davalı tarafın sehven hareket ettiği savunmasının itibar edilir bulunduğu, davalı şirketin, keşideci şirket ile davacıların yetkilisi olduğu şirketin ünvan benzerliği nedeniyle sehven hareket ettiğinin dışında, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille hareket ettiğini gösterir delil ve emareye rastlanılmadığı anlaşılmakla; manevi tazminat talebinin bu gerekçelerle reddi gerektiği sonucuna varılmış ve davanın reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : 6100 HMK’nun 344. Maddesinde “İstinaf dilekçesi verilirken istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve tebliğ giderleri de dahil olmak üzere tüm giderler ödenir. Bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içerisinde tamamlanması, aksi halde başvurudan vazgeçilmiş sayılacağı hususu başvuruna yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içerisinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması halinde, 346. maddenin ikinci fıkrası hükmü kıyas yoluyla uygulanır” hükmü yer almaktadır.492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (I) sayılı tarifenin yargı harçları başlığını taşıyan bölümünün karar ve ilam harcı başlıklı III. kısmının 1. fıkrasında, konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda esas hakkında karar verilmesi halinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden tarifede gösterilen oranda nispi karar ve ilam harcı; 2-a fıkrasında ise, 1. fıkra dışında kalan davalarla, taraf teşkiline imkan bulunmayan davalarda verilen esas hakkındaki kararlar ve davanın reddi kararlarında maktu karar ve ilam harcı; IV. kısmında da, istinaf başvuru harcı alınacağı hükme bağlanmıştır. Yukarıda belirtilen düzenlemeler doğrultusunda; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 344. maddesinde, istinaf dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin tamamının ödenmesi gerektiği belirtilmiş; harcın ve giderlerin tamamının ödenmemesi halinde yapılacak işlemin usul ve esasları gösterilmiştir. Dosya içeriğine göre, aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmayan davacılar …, … ve …’ın vekili tarafından her bir müvekkili yönünden ayrı ayrı 20.000’er TL manevi tazminat talep edildiği ve her biri yönünden kararın istinaf edildiği, ancak istinafa başvuru sırasında davacı … yönünden 35,90 TL maktu istinaf karar harcı yatırdığı, bu hali ile diğer davacılar yönünden, gerek istinaf kanun yoluna başvuru harcı, gerekse maktu istinaf karar harcının yatırılmadığı, mahkemece HMK’nın 344.maddesi uyarınca işlem yapılmadan dosyanın istinaf incelemesi için gönderildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, 6100 sayılı HMK’nın 344. maddesi uyarınca, diğer davacılar … ve … yönünden de istinaf kanun yoluna başvuru harcı ve maktu istinaf karar harcının, kanunda öngörülen bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi halde istinaf başvurusundan vazgeçilmiş sayılacakları konusunda muhtıra çıkartılması, süresinde harcın yatırılmaması halinde, istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verilmesi, yatırılması halinde ise, dosya yönünden yapılan istinaf başvurusu ile birlikte incelenmesi için dairemize gönderilmesi gerektiğinden, HMK’nın 352.maddesi gereğince dosyanın harç eksikliği yönünden işlem yapılmak üzere mahkemesine geri çevrilmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/157 Esas – 2018/247 Karar sayılı dosyasının HMK’nın 344. maddesine göre yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere, HMK’nın 352. maddesi uyarınca mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, HMK’nın 352/1 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan ön inceleme sonunda oy birliği ile kesin olarak karar verildi.16/10/2019