Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi 2018/1274 E. 2019/1137 K. 27.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
4. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2018/1274
KARAR NO : 2019/1137
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/12/2017
NUMARASI : 2017/221 – 2017/1619
DAVANIN KONUSU Tazminat (Haksız İhtiyati Hacizden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/06/2019
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK’ nın 353.maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından, tüm uyarı, ihtar ve delillere rağmen, müvekkil şirketin adresinde menkul haczi yapıldığını, istihkak itirazları üzerine muhafazanın durdurulduğunu, ancak haksız ve mesnetsiz olarak müvekkilinin mallarının müşterilerinin huzurunda haczedildiğini, daha sonra asıl borçluyla anlaşan alacaklı tarafça, istihkak iddiası çözülmeden, takipten feragat edilip dosyanın kapatıldığını, bu şekilde müşterilerinin önünde ısrarla haciz uygulanmasının müvekkili şirketin ticari itibarının zedelenmesine sebebiyet verdiğini belirterek, 5000 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu gerekçesi ile, 6100 Sayılı HMK. 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararı davalı vekiline 23.03.2018 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekilince 26.03.2018 tarihinde istinaf kanun yoluna başvurulmuş, gerekli harç yatırılmıştır.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; tarafların tacir olduklarını, ihtilafın kaynağının, Türk Ticaret Kanununda düzenlenen çeke dayandığını, bu nedenle mahkemece verilen görevsizlik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava dilekçesinde davalı olarak, … ( …) gösterilmiştir. Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabında; Sicil Fihristinde … ( …) ünvanlı firma kaydı bulunmadığı belirtilmiş, mahkemece, davalının tacir olmadığı kabulü ile görevsizlik kararı verilmiştir. Yargıtay 11.H.D.’nin 06/03/2018 Tarih ve 2016/11515 E-2018/1718 K sayılı kararında da belirtildiği üzere, TTK’nin 12. Maddesine göre “Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir. Bir ticari işletmeyi kurup açtığını, sirküler, gazete, radyo, televizyon ve diğer ilan araçlarıyla halka bildirmiş veya işletmesini ticaret siciline tescil ettirerek durumu ilan etmiş olan kimse, fiilen işletmeye başlamamış olsa bile tacir sayılır. Bir ticari işletme açmış gibi, ister kendi adına, ister adi bir şirket veya her ne suretle olursa olsun hukuken var sayılmayan diğer bir şirket adına ortak sıfatıyla işlemlerde bulunan kimse, iyiniyetli üçüncü kişilere karşı tacir gibi sorumlu olur.” hükmü ile anılan Yasa’nın 11. maddesinde “Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir. Ticari işletme ile esnaf işletmesi arasındaki sınır, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak kararnamede gösterilir.” Yine TTK’nin 15. maddesinde de “İster gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11. maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır.” düzenlemesi bulunmaktadır. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre, bir kimsenin Vergi Usul Kanunu’na göre esnaf sayılması, TTK yönünden de esnaf kabul edilmesini gerektirmez. Ticaret siciline ya da Oda’ ya kayıtlı olmamak da tacir olmamanın kesin bir ispatı olmadığı gibi, vergi mükellefi olup olmamak da tacir ve esnaf ayrımında kesin bir ölçüt olarak kabul edilemez.Mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1463. maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 18.06.2007 tarihinde kararlaştırılıp, 21.07.2007 tarih ve 26589 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 2007/12362 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında esnaf – tacir ayırımının nasıl yapılacağı belirlenmiştir. 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 10. maddesinde ticari işletmeler hakkında 6102 sayılı TTK’nin 11/2 madde ve fıkrasında öngörülen Bakanlar Kurulu kararı çıkarılıncaya kadar yürürlükte bulunan düzenlemelerin uygulanacağı belirtildiğinden, Bakanlar Kurulu kararının uygulanmasına devam edilerek esnaf ve tacir ayrımının anılan kararda belirtilen kıstasların değerlendirilmesi suretiyle yapılması gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle mahkemece yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alınmak suretiyle, davalının faaliyetinin esnaf faaliyeti olup olmadığı, işin hacmi itibariyle ticari muhasebeyi gerektirip gerektirmediği, ticari faaliyet boyutuna erişip erişmediği değerlendirilip, gerekirse bu hususta bilirkişi incelemesi yapılarak davalının tacir-esnaf olduğunun kesin bir şekilde belirlenmesinden sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususta gerekli araştırma yapılıp deliller toplanmadan eksik incelemeye dayalı karar verildiğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’ nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜNE, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/221 Esas 2017/1619 Karar sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, dosyanın açıklanan hususlar kapsamında yeniden yargılama yapılmak üzere mahkemesine İADESİNE,2-Davalının istinaf başvurusu kabul edildiğinden, peşin yatırılan 35,90 TL istinaf karar harcının kendisine iadesine,
3-Davalı tarafından yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 4-Davalı tarafından yatırılan 150,00 TL istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333.maddesi gereğince kendisine iadesine,5-Davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ve 45,50 TL istinaf posta giderinin ilk derece mahkemesince verilecek esas hükümde değerlendirilmesine 6-Karardan birer suretin ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/06/2019